TR EN

Dil Seçin

Ara

Kâinattan Haberler

KYÜZÜNDE KAÇ TANE KUYRUKLU YILDIZ VAR?

Gökyüzünde bir kuyruklu yıldızın geçişini seyredebilmek çok nadir şahit olunan vakalardandır. Yeryüzünden bu kadar seyrek görüldükleri için, gökyüzündeki kuyrukluyıldız sayısı çok az sanılabilir. Tam tersine uzaydaki kuyrukluyıldızların sayısı o kadar fazla ki astronomlar henüz yaklaşık bir sayı tahminine dahi ulaşabilmiş değiller.

Kuyrukluyıldızlar bundan 4600 milyon yıl önce gezegenler oluşurken, Güneş Sistemi’nin en uzak bölgesinde doğdular. Güneşten çok uzakta oldukları için yapıları buz halindeki maddelerden meydana gelir. Bu sebeple kuyrukluyıldızlar, bilim dünyasında uzayın aysbergleri” olarak da anılırlar.

Bizim onların parıltılı geçişine tanık olmamız, bir kuyrukluyıldızın Güneş Sistemi’nin uzak bölgelerinden ayrılıp Güneş’e doğru yönelmesiyle gerçekleşir. Kuyrukluyıldız diğer gezegenlerin çekim etkileriyle Güneş’e doğru yaklaşır ve bu sırada Güneş’in sıcaklığı yüzünden bünyesindeki buzlar erimeye başlar. Böylelikle kuyruk” adını verdiğimiz parıltılar oluşur. Halley Kuyrukluyıldızı üzerinde 1986 yılında yapılan gözlemlerde, yıldızın bir metre kalınlığındaki tabakasının eriyerek arkasından kuyruk şeklinde süzüldüğü görülmüştü.

Hesaplamalara göre bir kuyrukluyıldız, bünyesinde Güneş’in etrafında yüzlerce kez dönebilecek yeterlilikte buz bulunduruyor. Fakat zaman geçtikçe çok yüksek sıcaklıklarda eriyen materyali yüzünden oldukça güçsüzleşir. Çok sonraki aşamalarda ise yüzeyi sanki katranla kaplanmış gibi iyice kararır. Böylelikle gittikçe o parıltılı manzarasını kaybeder ve bir gizli” kuyrukluyıldıza dönüşür. Bu aşamada kuyrukluyıldız kuyruk üretmeyi durdurur ve Dünyamızın yakınlarında gezinen asteroid ordusunun bir ferdi olur. Bir kuyrukluyıldızın ömrü 10 bin yıl olarak tahmin ediliyor. Güneş Sistemi’nde yer alan Oort bulutu” denilen bölgede henüz yerlerinden ayrılmayan ve birer parıltılı kuyrukluyıldız olmayı bekleyen yıldızların sayısının 1 trilyon olduğu sanılıyor. Şimdiye kadar gökyüzünden kayıp gitmişlerin sayısını ise tahmin etmek bile imkânsız.


 

***


 

Dünyanın gözümde ne olduğumu bilmiyorum. Ama bana sorarsanız keşfedilmemiş büyük gerçeklik okyanusunun kıyısında, her zamankinden daha yuvarlak çakıl taşları ya da daha sevimli deniz kabukları bulabilmek için çabalayan küçük bir çocuktan başka birşey değilim.”

Sir Isaac Newton


 

***


 

Nuh’un Dondurulmuş Gemisi”

Binlerce yıldır yeryüzünde kimseye zarar vermeden vazifelerini yerine getiren hayvanlar büyük bir hızla gezegenimizden ayrılıyorlar. Fabrikalar, hızlı yapılanmalar, teknolojinin bizim için kolaylık onlar için ölüm demek olan yenilikleri yüzünden çoğunun soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya.

Yıllardır bu sorun üzerinde çalışmalar yapan bilim adamları “Frozen Ark” (Nuh’un Dondurulmuş Gemisi) projesini hayata geçirmeye çalışıyorlar. Proje Natural History Museum (Doğal Tarih Müzesi) ve Zoological Society of London (Londra Zooloji Toplumu) tarafından destekleniyor. Bu proje kapsamında bilim adamları soyu tükenmeyle karşı karşıya olan hayvanların genetik kodlarını dondurarak bir doku bankası oluşturacaklar.

Tahminlere göre yaklaşık 30 yıl sonra bilinen memeli hayvanların çeyreği, kuş popülasyonunun onda biri ve böceklerin büyük bir çoğunluğu tamamen yok olacak. Bu durum iklim değişiklikleri ve doğal ortamların kaybolmasının doğal bir sonucu olarak görülüyor. Daha şimdiden 10 bin hayvan türünün soyunun tükenme sınırında bulunduğunu göz önünde bulundurursak tahminler çok gerçekçi görünüyor. Her hayvan dünyamızdan ayrıldığında ekosistemdeki zincirlerden biri daha kopmuş oluyor. Bilim adamları bu ayrılıkların insanlığa neye mâl olacağını tam olarak kestiremiyor ama her ayrılan hayvanın arkasında bıraktığı türleri etkilediği bilinen bir gerçek. İşte bu önü alınamayan duruma karşılık Nuh’un Dondurulmuş Gemisi projesi hayata geçirilecek.

Araştırmayı yöneten bilim adamları “Bir hayvan türünün son üyesi de yok olduğunda onunla birlikte bütün bilgiler de uçup gidiyor. Bu yüzden daha hayvanların bir kısmı yeryüzündeyken bilgilerini saklamayı planlıyoruz.” diyorlar. Böylelikle bir tür yok olduğunda Nuh’un Dondurulmuş Gemisi”nde önceden dondurulan hücreler, DNA’lar veya spermler kullanılarak kaybolan canlının kopyasını yapmayı plânlıyorlar.

Bütün bu projelerin gerçekleşmesi için en önemli şart, hayvanlardan alınan örneklerin saklanabilmesi için ideal saklama koşullarının oluşturulması. Tahminlere göre dondurulacak her hayvan örneği için 200 sterlin harcanacak.


 

***


 

İLGİNÇ BİLGİLER

Açık bir gecede, çıplak gözle iki bin ayrı yıldızı görmek mümkündür.

Sadece dişi kanaryalar ötebilir.

Tarantulalar iki buçuk yıl yiyeceksiz yaşayabilirler.

Venüs saat yönünde dönen tek gezegendir.

Kirpiler suyun üzerinde batmadan kalırlar.

Eşeklerin gözleri dört ayaklarını da görebilecek şekildedir.

Develerin üç tane kaşı vardır.

Istakozların kanı mavi renktedir.

Kelebekler, ayakları ile tat alırlar.

Bir devekuşunun gözü, beyninden büyüktür.

Ayı inlerinin girişleri her zaman kuzeye bakar.

Hipopotamlar insandan daha hızlı koşarlar.

Dünyadaki hayvanların yüzde sekseni altı ayaklıdır.


 

***


 

7’de ne ekilirse 70’te o biçiliyor!

3000 yetişkin üzerinde yapılan bir araştırma sonucunda çocukken bol miktarda anne-baba desteği almış kişiler yetişkin birer birey olduklarında yeterli destek almamış olanlara nazaran çok daha sağlıklı oldukları ortaya çıktı. Amerika Psikoloji Birliği’nin yaptığı bu araştırmaya göre çocukluk çağında gerekli ebeveyn desteğini alanlar, yeterli desteği almayanlara nazaran psikolojik ve fiziksel anlamda çok daha az sorunla karşılaşıyorlar. Araştırma ayrıca kişilerin küçükken aldıkları sosyal desteğin de psikolojik ve fizyolojik sağlıkları üzerinde etkisi olduğunu belirtiyor.

Araştırmacılar, Amerika’daki Ulusal Yetişkin Gelişimi İnceleme Merkezi’nde yaşları 25 ilâ 74 arasında değişen yetişkinlerin davranışlarını gözlemlediler. Katılımcılara çocukluk yılları boyunca anne ve babalarından aldıkları duygusal destek, Sıkıntılarınızı, sırlarınızı anne veya babanızla paylaşabiliyor muydunuz?”, Size yeterli sevgi ve şefkat verdiklerini düşünüyor musunuz?” gibi sorularla ölçülmeye çalışıldı. Sorular sorulurken kişilerin yaşadıkları depresyon, kronik rahatsızlıklar ve özgüven yetersizliği gibi durumlar da göz önünde bulunduruldu. Yaptıkları bu araştırma konusunda Amerika Psikoloji Birliği’ndeki uzmanlar şunları söyledi: Psikolojinin yetişkin insanların beden ve zihinsel sağlığı üzerindeki etkisi çok açık ortada. Bundan sonra sağlıkçıların kişilerin tedavilerini yaparken tâ çocukluklarında yaşadıkları hayat koşullarını göz önünde bulundurmaları çok daha doğru olacaktır.”


 

***


 

Göklerde ve yerde nice âyetler vardır ki, insanlar dönüp bakmaksızın onların yanlarından geçer giderler.”

Kur’an-ı Kerim, 12:105


 

***


 

GÜNEŞ ARABALARI GELİYOR!

Uzay araştırmaları ve uzay teknolojisi birçok alanda çeşitli gelişmelere imza atıyor. Uzayda yapılan araştırma sonucunda elde edilen bilgiler hayatımızı kolaylaştıracak çeşitli alanlarda kullanılıyor. Avrupa Uzay İdaresi’nin (ESA) geliştirdiği Nuna 2 de uzay araştırmalarından ilham alınarak yapılmış icatlardan biri.

Dünyanın en hızlı güneş enerjisi kaynaklı otomobili olan Nuna 2, 14 Ağustos’ta başladığı İsveç-Norveç yolculuğunu 22 Ağustos’ta tamamladı. Nuna 2’nin dört bir yanı güneş enerjisi panelleriyle kaplandı. Bu sayede yakıt olarak sadece güneş enerjisi kullanarak saatte 170 km hız yapabiliyor. Nuna 2 toplam 31 saat 5 dakikada 3010 km yol katederek Avustralya’da Dünya Güneş Enerjisi Teknolojileri ödülünü aldı.