TR EN

Dil Seçin

Ara

Alzaymır

Alzaymır

Bir Almanya dönüşü yolda tanışmış, sohbet etmiş, samimi olmuştuk. Yaşı yetmişin üzerindeydi. Bir ömür Almanya’da çalışmış. Karısı ‘alzaymır’ hastasıymış. Hafızasını kaybetmiş. “Ne zaman başladı?” diye sordum.

Bir Almanya dönüşü yolda tanışmış, sohbet etmiş, samimi olmuştuk. Yaşı yetmişin üzerindeydi. Bir ömür Almanya’da çalışmış. 

Karısı ‘alzaymır’ hastasıymış. Hafızasını kaybetmiş. 

“Ne zaman başladı?” diye sordum. 

“Yirmi sene önce… Git gide unutmaları çoğaldı, hatırlamaları azaldı. Sonra her şeyi unuttu. On beş yıldır hiçbir şey hatırlamıyor. Hafızası sıfır” dedi. 

Kelimeleri yaprak yaprak dökülmüş, konuşamaz olmuş. Susadığını, acıktığını bilmiyormuş. 

“Seni tanıyor mu?” dedim. 

“Beni ben olarak, kocası olarak tanıdığını sanmıyorum. Fakat yüzüme aşina. Bakar, gözleriyle izler.” 

Evde baş başa kalmışlar. “Bakan kimse yok, ben bakıyorum” dedi. 

“Zor olmalı” dedim. 

“Ben aynı durumda olsaydım o da benim için aynı şeyi yapardı” dedi. 

“Çocuklarınız?” diyecek oldum. 

“Dördü de evli. Kendileri isteseler bile eşleri bakmak istemeyebilir. Ağızlarının tadı bozulsun istemem. Arada bir gelir, birkaç gün kalır, giderler… Vazife bende” dedi. 

“Peki, bir huzur evine, hastaneye falan bırakmayı düşünmedin mi?” diye sordum. 

“Asla!” dedi, “hiçbir şey hatırlamasa da o benim karım, canım, gönlümün sultanı. Nasıl başkalarına bırakırım!” 

Tebrik ettim. “Sen rızayı ilahinin yolunu bulmuşsun” dedim. 

“Severek yapıyorum” dedi. 

Başka şeyler de söyledi.

“Çiçek bakımı yapmaktan bir farkı yok benim için” dedi. 

“O da benim çiçeğim” dedi. 

“Gençken, güzelken, sağlamken iyiydi de hastalanıp yaşlanınca mı kötü olacak” dedi. 

“Hepsi bir yana, o benim ebedi hayat arkadaşım” dedi. 

“Dünya fani, asıl olan ahiret yurdudur” dedi… 

Sorularımdan utandım. 

Gözlerim yaşardı adamdaki sabrı, sebatı, tevekkülü, teslimiyeti görünce. 

Seneler geçti bu sohbetin üzerinden. Şimdi neredeler, ne yapıyorlar, bilmiyorum. 

O günden beri hep şu duayı ediyorum: “Rabbim! Erzel ömürden Sana sığınırım!” 

Efendimizin duasıdır bu. 

‘Erzel’ ömür, insanın başkasına yük olacak kadar elden ayaktan düştüğü ömürdür. 

Rabbim sizleri de muhafaza eylesin!