Her yeni gün yeni bir âlem olarak lütfediliyor bizlere. Lütfedene şükürler olsun.
Yeni bir adım, yeni bir sayfa, yeni bir gün; yenilenmek güzel. Tazelenmek olmasa, sayfalar açılmasa, günler değişmese hayat durağanlaşır, belki durgun su gibi ölgünleşir. Bediüzzaman Hazretleri “…Yeknesak istirahat döşeğindeki hayat, hayr-ı mahz olan vücuttan ziyade, şerr-i mahz olan ademe yakındır ve ona gider.”1 diyor.
Yeni başlangıçlar elbette güzel ama o başlangıçların fiilî duasını da yapmak gerek, o yeni sayfaları hazırlamak için gayret göstermek gerek. Yoksa hülyalarla geçen günlerin sonu hayal kırıklıkları oluyor. Ne hazırlarsan onu bulursun önünde. “Ama kader…” diyenler kaderi duvar gibi sınırlayıcı görenler yanlış görenlerdir. “Kader ilim nev’indendir.”2 kader, Allah’ın bilmesinin ifadesidir. Allah bilir, ama bu bilmesi insanı zorlamaz, engellemez, elini kolunu bağlamaz. Ne güzel söylemiş Yunus Emre “Kader gayrete aşıktır” diye. Kader bağlasaydı gayrete aşık olur muydu? Ayeti kerimede de “İnsan için ancak çalıştığı vardır.”3 buyuruyor Rabbimiz, bu ayet ne çok şey söylüyor düşünenlere…
Peygamber Efendimiz (asm) âlemi teşrif ettiğinde nasıl ki yepyeni sayfa açtı, kalpleri, akılları, hayatları karanlıklardan aydınlıklara çıkardı, tebliğ ettiği İslamiyet de her an nice kalpleri, akılları, hayatları karanlıklardan kurtarıp ebedi aydınlıklara kavuşturuyor.
Allah’ın Elçisinden ve getirdiği dinin hakikatlerinden uzak olmak insanı zulmetlerde bırakıyor. Ona tâbi olmak ise güneşe yönelmek gibi…
Anlamsızlık, bâtıl inançlar, adaletsizlik, değersizlik, başıboşluk, amaçsızlık, sahipsizlik, rehbersizlik; insanı, insanın kalbini ve aklını boğan, zulmetlere garkeden ne kadar da çok karanlık var. İmansızlık, Allah’a ve Resulüne itaatsizlik, gecenin tüm karanlıklarıyla baş başa kalmak gibi; güneş doğduğunda, işte o zaman her şey yerini buluyor. Hayat hayat oluyor, her güzellik görünüyor, yol iz belli oluyor…
Dışımızdan daha çok içimizi aydınlatacak güneşe, hidayet güneşine ihtiyacımız var. Öyle bir güneş ki bizim için tüm zulmetleri, karanlıkları izale etsin, yok etsin; aklımız, kalbimiz kendini bulsun, yaşamak buymuş, hayat buymuş diyelim.
İnsan ancak Kur’an’ı bulunca kalbi ve aklı gurbetten kurtuluyor. İnsan, ruhunun evini, yurdunu buluyor. Nefes almanın bile anlamı, değeri değişiyor. İmanı ne güzel anlatan bir söz, “Hidayet ruhun cennetidir.”4 Rabbini bulmak, bilmek, tanımak insanın erişebileceği en büyük cennettir. Allah’a ve Resulüne itaat etmek o cenneti korumaktır…
…
Geçtiğimiz ay, güzel gelişmelere şahit olduk. Suriyeli kardeşlerimiz için yeni bir sayfa açıldı. Okunan ezanlarla artık özgür olduklarını ilan ettiler. Şükürler olsun, darısı diğer kardeşlerimizin başına… En içten dualarımız Gazze’deki, Filistin’deki, seslerini dahi duyuramayan Doğu Türkistan’daki, Arakan’daki ve dünyanın diğer yerlerinde zulmün binbir türlü eziyetleri içinde inleyen kardeşlerimizin de kurtulması için…
Biz Müslümanlar tek yürek ve tek yumruk olursak bu gerçekleşebilir. Türkiye bu noktada daha da hayati öneme sahip; bizim güçsüzlüğümüz sebebiyle kardeşlerimizin acıları bitmiyor, bizim gafletimiz ise bu acıların devam etmesine yol açıyor. İslam Dünyası nasıl ki Osmanlı Devletimizin yıkılmasıyla ipi kopmuş tespih taneleri gibi dağıldıysa; bu tesbihi toplayacak olan yine biziz. Birbirimizi tanıyalım, sevelim, safları sıklaştıralım. Allah bizleri kardeş yapmış, Rabbimiz bir, Resulümüz bir, Kitabımız bir, kıblemiz bir, geçmişimiz bir, geleceğimiz bir, menfaatimiz bir…
Bu kadar kutsal bağlar bizi tüm Müslümanlarla kardeş yapmış; ne mutlu bizlere ki, geçmişten geleceğe “en güzel elçinin” en güzel insanlardan müteşekkil ümmetinin bir ferdi olmuşuz. Bunun değerini bilelim, kardeşlerimizi severek ve her sahada Müslümanların güçlenmesi için çalışarak bunun şükrünü eda edelim.
“…Allah'a yönelenler için müjde vardır. Müjdele o kullarımı!”5
Kaynaklar:
1. Bediüzzaman, Lem’alar, İkinci Lem’a, İkinci Nükte, s.33
2. Sözler, Yirmi Altıncı Söz, Kader Risalesi, İkinci Mebhas.
3. Necm Suresi 39. ayet meali
4. Cümlenin tamamı: “Hidayet haddizatında büyük bir nimettir ve vicdanî bir lezzettir ve ruhun cennetidir. Nasıl ki dalâlet ruhun cehennemidir.” (Bediüzzaman, İşârâtü’l-İ’câz, Bakara Sûresi, 5. âyetin tefsiri.
5. Zümer sûresi, 17