Satır Arkası
“Bir hata yapar ve hatanızı itiraf etmekten sakınırsanız, kendinize iki kere zarar…
Ara
Müjdeli Bir Haber
Yayıncılık güzel iştir. Bu güzel işin en güzel tarafı ise, hayrın ve güzelliğin çoğalmasına, çok ellere ulaşmasına, paylaşılmasına imkân vermesidir.
Ancak, her güzel iş gibi, yayıncılık da bir dizi zorluğu içinde barındırır. Meselâ, bir çalışma dosya hâlinden kitap hâline gelinceye kadar, elliye yakın işlemden geçer. Aynı şekilde bir derginin her sayısının, yayına hazırlanırken bir o kadar işlemden geçmesinin yanısıra, ‘dergi’ ismini hak edecek şekilde bir ‘farklılık-bütünlük’ dengesini kurması gerekir.
Bu tür zorluklar, yine de, yayıncılığın ‘zor’ tarafının nisbeten ‘kolay’ kısımlarıdır. İşin daha zor kısmı, niteliğe, bilhassa yayınevinin ‘kişiliği’ne ilişkindir.
Dergilerin ve yayınevlerinin, insanlar gibi, birer kişiliği vardır. Ne zaman ne yaptığı, neyi niye yaptığı belli olmayan bir insan nasıl bize ‘kişilikli’ gözükmüyorsa, çizgisi ve hedefi belirsiz bir yayınevi de okuyucuya ‘şahsiyetli’ gözükmez. Öte yandan, bir yayınevi, ‘gelişme’ suretinde bir değişim yaşamaya da her zaman mecburdur. Bu noktada marifet, kişiliğini koruyarak gelişmektir.
Zafer’in, gerek dergi, gerek yayınevi olarak, bunu bugüne kadar elden geldiğince başardığını düşünüyoruz. Çünkü, ‘Zafer’ bir gelişim hâlinde olan, ama çizgisini ve üslubunu koruyan bir ‘şahs-ı manevî’nin zihinlerde canlanıyor olması, bu bakımdan, hakkında Rabbimize şükür borçlu olduğumuz bir yayın başarımızdır.
Zafer’in ‘kişilikli’ bir yayınevi olarak gerçekleştirdiği bir diğer başarı ise, aynı yolda yarıştığımız sair yayınevlerinin varlıklarına ve kişiliklerine saygılı olagelmesidir. Bizim anlayışımızca, aynı yolda yürüdüğümüz sair yayınevleri, hayırda yarış hâlinde olan ‘refîk’lerdir, yani dostlarımız, yol arkadaşlarımızdır. Onların varlığı, bizim için bir kazançtır; çünkü, bizi ataletten, daralmaktan, sığlaşmaktan alıkoymaktadır.
Papatya lâleye, leylak güle rakip olmadığı, bir bahçede birinin varlığı diğerinin varlığına zarar vermediği, bilâkis hepsinin birden varlığıyla, bahçe daha bir güzelleştiği gibi; yayın bahçesi içindeki bir yayınevi başka bir yayınevinin ‘rakibi’ değil, bilâkis, olsa olsa, ‘murakıbı’dır. Zafer dahil her bir yayınevi, aynı yolda yürüyen sair yayınevlerinin başarısıyla sevinme ve bu başarıdan kendisi için bir ders edinme durumundadır.
Zannımızca, Zafer bugüne kadar bunu da büyük ölçüde başarmıştır. Bu da, şükrünü etmemiz gereken bir yayın başarımızdır.
Şimdi, bu iki başarının yanına, belki ikisiyle eşdeğerde bir üçüncü başarıyı ekliyor Zafer. ‘Farklılık içinde birlik’i, ‘tekelciliğe düşmeden kuşatıcı olma’yı mümkün kılan bir atılımı gerçekleştiriyor: ZAFER YAYIN GRUBU.
Bu yayın grubu, şu aşamada üç ayrı yayınevini, bir dergiyi ve iki internet sitesini içeriyor. Yirmi altı yıl boyu, her ay çıkmayı başarmış bir dergi olarak Zafer Dergisi, yayın grubumuzun lokomotifi olma fonksiyonunu üstlenirken, sayıca yüze yakın kitabıyla Zafer Yayınları, kitap yayıncılığında olduğu kadar, dağıtım noktasında da merkezî bir fonksiyon üstlenecek.
Bugüne kadar çıkardığı yirmiye yakın kitabıyla Karakalem Yayınları da, Zafer Yayın Grubu’nun bir diğer kuruluşu olarak, kendi çizgisinde yayınını sürdürecek. ‘Az ama öz’ kitaplarıyla bugüne kadar nitelikli bir yayıncılığın örneğini vermiş Karakalem Yayınlarıyla böyle bir beraberliği yaşıyor olmamızı sevinçle karşılıyorum. Bu arada, geçmiş dönemde sadece 14 sayı çıkmış olmakla birlikte dergi yayıncılığı adına ufuk açıcı örnekler ortaya koyan Karakalem dergisinin yeniden neşrini de önümüzdeki dönemin hedefleri arasına aldığımızı şimdiden bildirmek isterim.
Yayın grubumuzun üçüncü yayınevi ise, ‘çiçeği burnunda’ bir yayınevi: Morötesi Yayınları. İlk kitabı bu ay içinde yayınlanacak olan Morötesi Yayınları, 1970’li yıllardan bugüne ortaya koyduğu öncü çalışmaları ve titiz yayıncılık anlayışı ile takdirle takip edegeldiğimiz Ümit Şimşek’in yönetiminde yayın hayatına başlıyor. Morötesi Yayınları’na yayın dünyamıza ‘hoşgeldin’ derken, bu projenin fiiliyata aktarılması noktasındaki emeklerinden dolayı, sevgili Ümit Şimşek’le birlikte, yayın kurulumuzdaki arkadaşlarımıza teşekkürlerimi iletiyorum.
Şu aşamada, Zafer Yayın Grubu’nun iki internet sitesi bulunuyor: ilki www.zaferdergisi.com, ikincisi www.karakalem.net. İnternet yayıncılığımızı daha aktif ve daha interaktif bir kıvama getirmek de önümüzdeki dönemin hedefleri arasında.
ZAFER YAYIN GRUBU’nun, yayın hayatımıza yepyeni bir anlayış, taptaze bir soluk, kuşatıcı bir yaklaşım sunacağını ümit ediyor; bugünlere gelmemizdeki yardımınız, katkılarınız, dualarınız için hepinize teşekkür ediyoruz.
Selam ve sevgiyle…
— Selim Gündüzalp
Genel Yayın Yönetmeni
Zafer Yayın Grubu
“Bir hata yapar ve hatanızı itiraf etmekten sakınırsanız, kendinize iki kere zarar…
Geçen yıl Ekim ayında Afganistan’a giren ve Taliban tarafından on gün gözaltında…
“Bütün bufalolar öldürüldükten, yaban atları ehlileştirildikten, ormanın en gizli köşelerine kadar dünya…
İkinci Dünya Savaşı yıllarında, Almanlara karşı mücadele eden bir Fransız birliğinde çarpışan…
“Sonra onu düzenli bir şekle sokup, içine kendi ruhundan üfledi ve sizin…
SINIRLANMAK İngiliz şairi Alexander Pope, gençliğinde siyasi bir partiye girip girmemekte tereddüt…
Yorucu bir senenin sonuydu... Detroit’tan başlayıp Tahran’a uzanacak bir yolculuğun başındaydım. Eskiden…
Hikaye bu ya; adamın öte dünyaya göçeli dört bin yıl olmuştu. Yapacak…
Yine akşam oldu, güneş battı, karanlık dünyamı yuttu. Ruhumda leylak kokulu hatıralar...…
Çözümler aranırken çoğunlukla tecrübelere müracaat edilir. Fakat tecrübe, ancak düşüncenin açılamadığı yerde…
Yaz güneşi mevsimin son vagonunu da ısıtıyor. Ağustos bitmek üzere... Eylül o…
Bizi bizden ayıran duvarın öte tarafında yaşamış yürekli bir insanın eliyle bir…
İNSANLAR VE ÇİÇEKLER Ben bir zamanlar Pakistan’a gitmiştim. Lahor, Peşaver şehirlerini gezdikten…
İlk telaffuz edildiğinde çoğumuza dört işlemden başka bir şey ifade etmeyen matematik,…
“Kalb imanın mahalli olduğu gibi, en evvel Sâni’i arayan ve isteyen ve…
ELMA NEREYE DUŞTU? Rivayete göre, Isaac Newton 1610 yılında İngiltere’nin kırsal bir…
“Benim gitmem sizin için hayırlıdır. Çünkü gitmezsem, Tesellici size gelmez. Fakat gidersem,…
Varsayalım... Bir bebek olarak gelmeseydik dünyaya... O muhteşem alışma, öğrenme ve intibak…
Tâ Osmanlı’dan beri, teknoloji problemi, derin tartışma konularından biridir. Osmanlı’nın özellikle son…
Yalan yanlış hayatımıza sokulan ve sureten parlak bir yığın söz var. Parlaklık,…
Bana “Dünyanın en zor mesleği nedir?” diye sorsalardı, hiç düşünmeden “Üvey anneliktir.”…
Gülümseme, iki insan arasındaki en kısa mesafedir. — Victor Borge *** Her…