Satır Arası
Yolda bulduğu cüzdanın sahibini aramak, bunun için elinden geleni yapmak, ahlak sahibi…
Merhaba değerli dostlarımız,
Üç aylarınızı tebrik ediyoruz. Hayatın her saati her günü ayrı bir fırsat ama üç ayların yeri farklı. Topluca yaşanan bu manevi iklimde insanların maneviyata yönelmeleri daha kolay oluyor. Öyleyse bunu ganimet bilelim, Kur’an hayatımıza hayat olsun. Kur’an’ı ve mealini okuyalım. Rabbimizin kelamı o! Onun ne dediğini de anlayalım. Çünkü anlamadan yaşanmıyor…
Peygamber Efendimiz her işimizde rehberimiz, örneğimiz olsun. Sadece dilimizi değil, aklımızı, konuşmalarımızı, gözümüzü, duygularımızı, işlerimizi, alışverişlerimizi, hallerimizi de Müslüman yapalım. Ta ki faydasız geçen günlerimizle, işlerimizle ebedi güzellikler kazanabilelim.
Fani dünya için ebedi bâki cenneti feda etmeyelim.
Bir rüya için yakazaya gözümüzü kapatmayalım.
Bizim gibi şaşkın insanları izlerken, Allah Resulünün izlerini kaybetmeyelim…
Yolumuz uzun, sınavımız çetin, ancak Rabbimizin rahmeti ve inayeti de bizimle beraber. Ahiret yurduna selametle varabilmemiz için ne gerekiyorsa eksik bırakılmamış. Yol da Onun, varlık da Onun, Kılavuz da Onun, yolcu da Onun… Yeter ki biz yolumuza bakalım.
Bu zamanın en büyük avantajı bilgiye ulaşmak; fakat doğrunun yanlışın karışık olması bu avantajı bir o kadar da tehlikeli hale getiriyor. Bir sözü, bir bilgiyi kim söylemiş, hangi amaçla söylemiş, başka niyetleri var mı, bunlar da önemli… Malum, “şeytan sağdan da yaklaşır” uyarısını Peygamberimiz boşuna yapmamış… Bir münafığın kelime-i tevhidi söylemesi üzerine “sözü doğru, fakat kendisi yalancı” denildiğini de okuyoruz.
“Tâğut'a kulluk etmekten kaçınıp, Allah'a yönelenlere müjde vardır. Dinleyip de sözün en güzeline uyan kullarımı müjdele. İşte Allah'ın doğru yola ilettiği kimseler onlardır. Gerçek akıl sahipleri de onlardır.” (Zümer Suresi 17-18)
Tağut için, “insanları azdırarak inkâr ve isyana sürükleyen ve birer mâbud gibi değer verilip peşinden gidilen (insan, fikir, inanç vb) şeylere verilen genel isim” şeklinde tarif yapılıyor. Kendisi tağut olan da var, insanın kendine tağut yaptığı şeyler de var… Bunlara karşı ve o “müjdeye” erenlerden olalım inşaallah.
Bir maneviyat büyüğüne “dünya nedir?” diye sorduklarında, “Seni Allah’tan uzaklaştıran, Allah yolundan alıkoyan her şeydir” diye cevap vermiş.
Kalplerimizin ahirete dair konulara kulak kesildiği mübarek günlerdeyiz. Bu günler “âhiret ticareti için gayet kârlı bir meşher, bir pazardır. Ve uhrevî hasılat için gayet münbit bir zemindir. Ve neşv ü nema-i âmal için bahardaki mâh-ı nisandır.” Hem kendimiz hem tüm Müslüman kardeşlerimiz için çalışalım, dua edelim… İnşaallah en kısa zamanda Gazze’de, Doğu Türkistan’da, Filistin’de, Arakan’da ve dünyanın her yerindeki kardeşlerimizin felahını ve zaferlerini görürüz. İslam Ümmetinin tek yürek ve tek vücut olması için çalışmalı, çalışanlara destek olmalıyız. Rabbimiz, dünya ve ahiret başarıları versin, dualarımızı kabul etsin.
…
Şubat sayımızın hazırlığında emeği ve katkısı olan herkese, ve ayrıca abone olarak destek olan dostlarımıza teşekkür ediyoruz.
Gayret, çalışmak, sefer bizim; zafer Allah’ındır…
— Editör
