Gökyüzü Bize Üzülüyor Anne!
Satır Arkası
Ara
Satır Arkası
İki ay kadar önce Beykoz açıklarında bir polis helikopterinin denize düştüğünü haberlerden hatırlıyor olmalısınız. O kazada bir polis memuruyla sekiz yaşındaki oğlu Tarık da rahmete kavuşmuştu.
Ölümünden iki gün önce Tarık, yukarıda gördüğünüz resmi çizmiş bir kağıda. Çizim bittiğinde bir deniz, iskele, tekne, turuncu bir Güneş, kuşlar ve mor bir gökyüzü çıkmış ortaya. “Güneşi neden sarı renge boyamadın, hep öyle yapardın” diye soran annesine, “Çünkü akşam üstü anne” diye cevap vermiş Tarık. “Peki gökyüzünü neden mor renge boyadın?” diye sorduğunda ise, Tarık’ın cevabı, “Gökyüzü bize üzülüyor, ağlıyor anne” olmuş.
Helikopter kazası tam da Tarık’ın çizdiği gibi öğleden sonra Güneş’in eflatun rengine çaldığı bir zamanda, daha da ilginci resimdekine benzer bir yerde ve göğü ağlatacak kadar üzücü bir şekilde meydana geldi.
Şimdi bunu hangi bilimsel teoriye, paradigmaya, bakış açısına oturtacaksınız? Besbelli ki, Tarık’ın ruhuna başına gelecek musibet önceden hissettirilmiş ve o da kağıda sanki önceden görmüş gibi resmetmiş.
“Yaratılanlardan uzak kalmak, bizi Yaratandan uzaklaştırmaktadır.”
Peygamberimizin ve mü’minlerin bu sabırlı hallerini Allah (cc), indirdiği ayette şöyle haber…
Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki, değil yılları ve ayları; günleri ve saatleri…
Her bir ağaç, bitki bize tesadüfe havalesi imkânsız olan, harika bir sanat…
Peygamberimiz zamanında hadisler yazıldı mı, yazılmadı mı? Hadis-i şerifler bize ulaşıncaya kadar…
Evet, şefkate ihtiyacımız var. Şefkat iyi gelir. Hem kendimize, hem hayatımıza, hem…