“Erkekler Mars’tan Kadınlar Venüs’ten” kitabının yazarı ve bir evlilik danışmanı olan Dr. Gray kendi evinde yaptığı kamplarda, çiftleri ayırıp evliliklerinde problemin ne olduğunu yazmalarını söyler. Sürenin bitiminde erkekler: “İşte! İşte problem!” derler; çünkü kendi ellerinde 1, kadınların elinde ise önlü arkalı 5 sayfa vardır. Erkeklerin sayfası “şikâyetçi, inatçı,” gibi bir-iki kelime kullanarak yapılan bir listedir. Kadınların listesi ise “Eğer öyleyse şöyle, ama böyle olmazsa,” gibi pek çok bağlaçla yazılmış uzun cümlelerle doludur.
Dr. Gray erkeklerin ona gelip “John, ne yaparsam yapayım ne dersem diyeyim, her şey daha kötü oluyor,” dediğinde, “Çünkü yaptığın ve söylediğin şeyler yanlış,” diye cevap verdiğini, bir ilişki koçu olarak eşini mutlu etmek için ne yapılması gerektiği sorulduğunda bunun cevabının “hiçbir şey” olduğunu söylüyor.
Bana sorarsanız güzel bir geçim için eşlerin yapabileceği pek çok şey olsa da, Dr. Gray bu noktada haklı. Bizler yetişkin, olgun insanlarız. Herhangi birinin bizi mutlu etmesine ihtiyacımız yok. Zaten kimse mutlu edilmek için evlenmesin. Herkes önce kendi halinden memnun, elindekilerle mutlu olsun, sonra da mutlu biriyle evlensin. Beraber daha çok mutlu olsunlar. Hem başarılması gereken bir proje gibi, ben bu insanı düzeltirim, tamir ederim de demesin. Kendini düzeltmeye baksın. Herhalde insanın eşine ve çocuklarına verebileceği en güzel hediye bu.
Erkekler evlendikten sonra eşlerinin hiç değişmemesini istermiş. Ama bu mümkün değil. Dr. Gray’e göre kadınlar biraz hava durumu gibi. Ve hava durumunu değiştiremezsiniz. Bazen güneş açıyor, bazen yağmurlu, kimi zaman tufan, fırtına. İşte böyle bir fırtına üzerinize geldiği zaman ne yapmanız gerekir? Fırtına gelince ne yapmak ister ki insan? Herhalde kaçıp bir çukur bulup, içine girip, üstünü de kapatmak ister. Fakat bunun aksini yapıp, problemin ne olduğunu sorup, öğrenmeye çalışmanız ve bir ulu çınar gibi yerinizi korumanız gerekiyor. Fırtına esip gürleyecek, belki sarsılacaksınız. Tüm benliğinizle arabanın anahtarlarını alıp kaçmak isteyeceksiniz. Ama dayanacaksınız. Eşiniz bu halinizden etkilenip şaşıracak ve bir an duraksayacak. Tam o an şöyle diyeceksiniz:
“Söyle hayatım, dinliyorum.”
İşte o an eşinizin Süpermen’le evli olduğunu düşündüğü an olacak.
…
Kadınlarda hipokampus erkeklerden daha büyük. Hafızaları daha iyi. Hafızayı bir kütüphane gibi düşünürsek birinci katta her şey, ikinci katta da nişanlandığınız ilk günden itibaren yaptığınız her hata kaydediliyor. Ve eğer bir kadın strese girerse her iyiliğinizi unutup, bu ikinci kata çıkıp yaptığınız her hatayı hatırlıyor.
Ortalama stres durumlarında bir kadının beyninin duygularla ilgili kısmına fazlaca kan gidiyor.1 Beyni hatıralar ile bombardıman oluyor, unutamıyor. Bu ikinci kattan inebilmenin tek yolu ise stresi azaltabilmek. Hayatta illaki problemler olacak. Her şeyin mükemmel olması zaten olamaz. Önemli olan, bizim bunlarla nasıl başa çıkabildiğimiz.
Stresi azaltabilmenin pek çok yolu var. Eğer oksitosin hormonu artarsa kadınlarda stres azalıyor. Hanımımla çok kötü tecrübeler yaşadık, biraz da asabi deyip, suni olarak dışarıdan oksitosin alıp, hap olarak belki eşinize verebilirsiniz. Keşke bu kadar kolay olsa değil mi?
Çok güzel bir akşam geçirirsiniz. Ertesi günü de çeker sizi vurur. Suni ilaçlar böyle… Sizi alıp yükseklere çıkarır, sonra da yere çarpar. Yan etkileri çok. En güzeli doğal yollardan oksitosin almak.
Örneğin bahsettiğimiz şekilde fırtına çıktığında bir ulu çınar gibi yerinizde durabiliyorsanız, güneşli bir günde gölgenizden istifade edilebiliyorsa, çalışıyor, işinize gidip geliyorsanız, iletişim kurabiliyor, eşinizin gözünün içine bakabiliyorsanız, zaten günlük olarak hanımınızın oksitosin durumuna çok katkıda bulunuyorsunuzdur. Bunun dışındaki şeyler önemli ama küçük şeyler aslında. Pahalı hediyeler almaya, çölleri aşmaya, dağları delmeye falan gerek yok. Bulaşığa yardım etseniz yeter. Dikkat ederseniz ibadetlerin de az bile olsa devamlı olanının daha hayırlı olduğu söyleniyor. Tüm bu küçük şeyler size birer oksitosin puanı olarak geri dönüyor. Ve sonuçta dönüp dolaşıp aslında sizi mutlu ediyor.
Oksitosin bir nȍropeptid. Yani beyin hücrelerinin birbiriyle haberleşmesini sağlayan bir protein. Ayrıca bir hormon: Beyin hücreleri tarafından vücut ile iletişim kurmak için salgılanıyor. Küçücük bir beyin kimyasalına göre görevleri pek büyük.
Oksitosin, kaygı, stres ve korkuyu azaltıyor.2-3 Bununla beraber, ilişkiler, hamilelik ve doğumla ilgili kötü tarafların unutulmasına ve iyi yönlerin hatırda kalmasına neden olduğu düşünülüyor.4-5
Bir anahtar bir kapıyı açar, ama başka bir kapıyı kilitlemez. Oksitosin nasıl oluyor da bir mekanizmayı açık bırakıp diğerini siliyor? Mikroskobik bir şey 3 karanlık içindeki beyinde, haritasız, işaretsiz, hatırayı nasıl buluyor? Neye benziyor ki bu hatıra? Feneri de yok… Nasıl anlıyor mutlu ya da hüzünlü olduğunu? Sonra nasıl bastırıyor, acılı olanı? Nasıl ona sözü geçiyor? Akılsız, şuursuz, elsiz, gözsüz ve kulaksız hali ile bu kadar karışık bir yer olan beyinde nasıl da akıl, bilgi, tecrübe gerektirecek işleri, sessiz sedasız yapabiliyor? Bunca yaptığı işin maaşı nedir? Ne menfaati var da insanın mutluluğuna çalışıyor?
Yaratanının kaleminin mürekkebi, mini minnacık, ama itaatkâr bir askeri olarak eline verilen görevler bununla da sınırlı değil. Yapılan onca araştırmalar ile içine girdiği mekanizmaların karmaşıklığının, bireyde ve toplumda neden olduklarının, akıllı ve şuurlu insanlar olarak ancak bir kısmını anlayabiliyoruz.
Çiftler ve Oksitosin
2012’de yapılan bir araştırmada beraberliklerinin ilk üç ayında olan çiftlerin kanlarında, bekarlara göre daha yüksek miktarda oksitosin tespit edilmiş. 6 ay sonra tekrarlanan testler oksitosin miktarının azalmadığını göstermiş.6
Hatta oksitosin ile eşlerinin yüzlerinin, başkalarına göre, erkeklere daha güzel göründüğü ve beyindeki ödül ile ilgili bölgeleri aktive ettiği görülmüş.7
Mecnun’a sormuşlar: “Bu kız için mi?” diye. “Siz ona benim gözümle bakın,” demiş. “Güzelliğin beş par’etmez, bu bendeki aşk olmasa,” acaba sandığımdan çok daha hikmetle söylenmiş cümleler mi?
Başka bir sosyal deneyde ise birlikte resim dersi alan ve masa oyunu oynayan çiftlerin de oksitosin miktarının arttığı bulunmuş.8 Yazarlar ev haricinde, farklı bir ortamda birlikte bir aktivite yapmanın faydasını vurgularken, elini tutma, resim yaparken elini omzuna koyup cesaretlendirme gibi küçük şeylerin de önemine dikkat çekiyorlar.
Bazen Gelenek ve Göreneklerimizin Altı Sandığımızdan Daha Dolu Olabiliyor
Kız isteme, söz, nişan gibi özel zamanların bir parçası olan çiçek ve çikolatanın doğal olarak oksitosini artırdığı ve belki de bu yüzden insana sevildiğini hissettirdiği tespit edilmiş.9-10-11 Gelen bir iki demetten başımızı kaldırıp etrafımıza da bir bakalım. Bizim için koca bir baharı yaratan Rabbimiz var. Açan her tomurcuk ile bize sevildiğimizi hissettiriyor…
Oksitosin üzerine araştırmalar yapan Paul Zak, İngiltere’de bir düğüne gidip bir masa kurar. Gelin ve damattan başlayarak bütün davetlilerin hem düğünden önce hem de sonra kanlarından numuneler alır. Bunları laboratuvarına götürüp test ettiğinde, düğünden sonra alınan 156 numunede de oksitosin miktarının arttığını tespit eder. İşin ilginç tarafı, en fazla oksitosin artışı gelinde, daha sonra sırasıyla yakınlık derecelerine göre akraba ve diğer arkadaşlardadır. Sadece damat bu trendin bir nebze gerisinde kalır. Ondaki artış gelin kadar çok değildir. Damadın da testosteron miktarı çok artmıştır. Testosteron ise oksitosinin etkisini azaltır.
Oksitosin Hayvan Davranışlarında da Etkili
Yavruların ağlamalarına ilgisiz, genç farelere oksitosin verilirse birden, yavruları toplama, yuva yapma gibi anne farelerin yaptıklarını yapmaya başlıyorlar.12
Tek eşlilikleri ile ünlü kır fareleri, beyinlerinde oksitosin bloklanırsa, eşlerine ilgisizleşiyorlar. Onların da beyinlerinin zevk alma bölgesinde aynı insanlarda olduğu gibi oksitosin reseptörleri var. Tam tersi çok eşli yaşayan çayır fareleri ise oksitosin verildiğinde birden tek eşli bir yaşamı tercih etmeye başlıyorlar.13
Oksitosin Sadece Çiftler Arasında Değil Anne ve Bebek Arasındaki İlişki İçin de Önemli
Aslında oksitosin ile ilgili ilk heyecan 90’larda, bebeklerini emziren hanımların, mama ile besleyenlere göre, psikolojik ve sosyal stres karşısında daha sakin olduğunun keşfedilmesi ile başlamış.
Beyinden salgılanan oksitosin hamilelik boyunca sürekli artar. Doğumda ise daha fazla ve sık kana verilerek rahim kaslarının kasılması, doğumun başlaması, bununla beraber annede süt salınması tetiklenir. Doğumdan sonra ise oksitosin, doğumda yaptığının aksine, annede doğum sonrası kanamayı azaltmada rol oynar. Bebek her emzirildiğinde annede oksitosin üretilir. Bu hem ağrı ve kaygıyı azaltır, anneyi mutlu eder, hem anne ve bebek arasındaki bağı kuvvetlendirir, hem de anne bedeninin eski haline dönmesine yardım eder. Bebekle oynamak hatta sadece yüzüne bakmak da oksitosini artırır. Bu etki çift yönlü olup bebeğin de ne kadar oksitosin üreteceğini ve beyin gelişimini doğrudan etkiler.14
Hamilelikte oksitosin miktarı ne kadar yüksek ise anne-bebek bağı da o kadar güzel kuruluyor.15
Oksitosin ve Toplumda İlişkiler
90’ların sonunda yayınlanan bir ekonomik model, bir ülkede güvenilir insan sayısının genel nüfusa oranı ne kadar yüksekse, ülkenin o derece zengin olduğunu gösteriyor.16 İnsanlar birbirlerine ne kadar güvenirlerse o kadar yatırım yapıyor, kazandıkça da daha fazla risk alıp daha çok yatırım yapabiliyorlar. Bunun üzerine, dünyada fakirliğin azaltılması adına güvenmenin arkasındaki kimyasal molekülün ne olduğu araştırılmaya başlanmış ve deneyler ile oksitosin hormonunun insanlar arasında güvenin,17 hatta cömertliğin18 artmasına sebep olduğu gösterilmiş.
Bir insan güvenildiğini hissederse oksitosin salgılıyor, ne kadar oksitosin salgılarsa o kadar o da karşısındakine güveniyor. Bu da herkesin bildiği: “Kendine nasıl davranılmasını istiyorsan, karşındakine öyle davran,” altın kuralının biyoloji dili olsa gerek. Sanki dünyadaki ahlaki kurallar, küçük bir dünya olan insanın fıtratına da yerleştirilmiş gibi.
Aynı doğrultudaki başka araştırmalar, benzer sonuçlar gösteriyor. Evet oksitosin güveni artırıyor, hem de sadece para ile ilgili değil, önemli bilgileri paylaşma ile ilgili de güven artıyor.19
Oksitosinin, daha samimi olup duyguları ifade etmeyi kolaylaştırdığı düşünülüyor. Erkek üniversite öğrencileri ile yapılan bir çalışmada burun spreyi ile oksitosin verilen gençlerin, plasebo alan kontrol grubuna göre, bir yabancı ile duygularını daha fazla paylaştıkları gözlemlenmiş.20
Oksitosin güveni artırsa da saf yapmıyor. Eğer karşı taraf güvenilir değilse oksitosinin güven verme etkisi yok oluyor. Risk görülürse güven azalıyor.21
Bütün Sonuçlar Pozitif Değil
Oksitosinin beyinde bağlandığı yerleri gösteren bir çalışma, bu reseptörlerin iştah, ödül, beklenti ve sosyal ilişkiler ile ilgili bölgelerde bulunduğunu ortaya çıkarmış.22 Fakat duygularla ilgili etkileri sandığımızdan daha geniş. Maalesef insanlar kendilerini çok karşılaştırıyor ve bunun sonunda imrenme, böbürlenme gibi duygular da ortaya çıkıyor. Bir araştırma oksitosinin bu duyguları düzenlemede de etkili olduğunu gösteriyor.23
Başka bir deney ise, anneleri ile güzel bir bağ kurmuş erkeklerin, oksitosin verilmesinden sonra annelerini, deneye girmeden önce anlattıklarına göre daha da sevgiyle anlatırken, bu bağı sağlıklı olarak kuramayanların da tam tersine daha ilgisiz ve şefkatsiz olarak tarif ettikleri gözlemlenmiş. Evet oksitosin bağ kurmada önemli. Ama mekanizması o kadar da basit değil. Bir ilişki ile ilgili olarak beklentilerimizin oluşmasında bir rol oynuyor. Ve birden oksitosin verilince hatıralar, daha da pekiştirilmiş duygularla ortaya çıkıyor.
Bir de şöyle ele alalım: Bir çocuğa veya yetişkine sürekli eziyet edip, kötü hatıralar yaşatıp sonra da bir hap verip, her şeyin düzelmesini bekleyemeyiz. Oksitosin böyle durumlarda tam tersi bir etki göstererek bu kötü hatıraları pekiştiriyor. Belli bir ortamda tatsız bir şey yaşandı ise, insan o ortama her girdiğinde, bu hatırayı tekrar zihninde yaşayabiliyor. Hayvan deneyleri de aynı doğrultuda sonuçlar gösteriyor.24-25
Bir düzelme olsun istiyorsak bu yaşananların şiddetine göre bir zaman alacaktır ve çok sabır gerektirecektir.
Bağ Kurmada Rol Oynarken, Grup Psikolojisinin de Açığa Çıkmasına Neden Oluyor26
Oksitosinle, insanlar kendi grup, takım, millet ve cemaati ile ilgili daha pozitif düşünceler ile dolarken, bu duyguları “karşı taraf” olarak gördükleri için hissetmeyebiliyor. Kendi gruplarını en merkezi ve en önemli görüyor, kendi insanı bildiğini kayırıyor, hatta onlar için yalan söyleyebiliyor.27
Bu, oksitosin hepimizi ırkçı yapıyor anlamına gelmez. “Biz” diye düşünülen grubun kim olduğunu hormon değil, insanın kendi fikirleri ve kültürü belirliyor. Dolayısıyla iyiye doğru gitmek için çevremizdeki insanları dikkatli seçmemiz gerekiyor. Bunun dışında hepimizi Allah’ın yaratması açısından, tüm insanların, hatta diğer canlıların kardeşimiz olduğunu hep kendimize hatırlatmak gerek.
Sosyal ilişkilerde zorlanan otistik bireylerde, empati ve ödül gibi sosyal fonksiyonlarla ilgili beyin bölgelerinin daha az aktif, bazılarının kanlarındaki oksitosin miktarının normale göre az, bazılarının ise oksitosin reseptörlerinde genetik bir farklılık olduğu biliniyor. ‘Sevgi hormonu’nun böyle bireylerde bu bölgeleri aktif hale getirmede etkin olduğunun bulunması,28-29-30-31-32 pek çok hüzünlü anne babaya ümit verdi.
Dışarıdan Alınan Oksitosin
Oksitosin ilaç olarak dışarıdan verildiğinde etkileri kişinin durumuna ve doza bağlı.33
Oksitosin üretimi, insanlar arasında genetik olarak zaten farklı olduğu gibi, epigenetik olarak da stres, diyet, ilgi, sigara kullanımı ile çok değişebiliyor. Geçmişinde travma ve aşırı stres olan bireylerde oksitosinin etkisi tahmin edilemiyor.34
Çocukluğunda ihmal veya istismar edilen, duygusal olarak çok sıkıntı çeken kişilerde oksitosin daha az üretiliyor.35-36 Hatta bazı psikolojik hastalık durumlarında ters etki yapıp, örneğin, siniri azaltacağına artırabiliyor.37
Bütün bunlara ek olarak cinsiyet hormonları, serotonin, dopamin, vasopresin gibi diğer hormonlarla olan etkileşimler, işleri çok daha karmaşık hale getiriyor. Ve bu kadar değişken ile insanın mutlu ve sakin olmasını bir kenara bırakın, nasıl hayatta kaldığını bile anlamak zor. Bu değişken hormonlar akılsız şuursuz halleri ile, kendileri iş görmeye çalışsalar, Yaratanlarının emir ve iradesini dinlemeseler halimiz ne olurdu kim bilir? Dolayısıyla oksitosinin ilaç olarak yaygın kullanımı için daha çok araştırmaya ihtiyaç var.
Oksitosin ve Bağımlılıklar
Oksitosin merkezi sinir sistemi ve bağışıklık sistemi ile doğrudan etkileşim içerisinde ve hayatın ilk dönemlerindeki zorluk ve sıkıntıların, oksitosin sisteminin oluşmasında rolü çok büyük. Çoğu zaman insanlar arasındaki davranışsal farklar görünmüyor, fakat stres ve üzüntü durumlarında ilaç ve alkol kullanımı veya genel dayanıklılık gibi farklar ortaya çıkartabiliyor.
Birçok bağımlılığın altında stres ve mutsuzluk yatıyor. Eroin, kokain ve morfine bağımlı hale getirilmiş kemirgenler oksitosin verildiğinde daha az ilaç almayı seçiyor; ilaç verilmediğinde ise daha az tepki veriyorlar.38 Şeker bağımlılığını da azalttığı ve bu etkisi ile ilerde kilo vermede kullanılabileceği düşünülüyor. Oksitosinin sakinleştirici bir etkisi var. Bir kafes dolusu huzursuz fareden sadece birisine oksitosin enjekte edildiğinde, bütün kafesi yatıştırabiliyor.39
Oksitosin Aracılığı ile Başlayan İlk Tecrübeler, İleriki Hayatta Sosyal Davranışlara Dönüşüyor
Biri anne ve babasıyla, diğeri Rusya ve Romanya’da yetimhanelerde bir süre kaldıktan sonra evlat edinilerek yetiştirilen iki grup çocuk üzerinde yapılan bir araştırma, evlatlık olanların ölçümlerde oksitosin miktarlarının artmadığı tespit edilmiş. Her iki grubun da iyi ailelerde büyümesine rağmen, ikinci gruptaki çocukların, küçüklüklerinde maruz kaldıkları negatif olayların biyolojilerine de etki ettiği, güvenli ilişkiler kurmakta zorlandıkları düşünülüyor.40
“Sıvı Güven” Adı Altında Oksitosin Spreyleri Satılmaya Başlandı
Bize bir şey satmak isteyenler dükkânlarında, oy almak isteyenler sandık başlarında sprey oksitosin bulundurarak kararlarımızı etkileyebilirler mi?
Yeterli miktarda oksitosini nefes ile alabilmek çok zor. Gizli olabilmesi ise mümkün değil. Biz gelmeden hava spreyi ile bolca odaya sıkılsa bile yarı ömrü çok kısa olduğu için hemen etkisi geçiyor.
Bunu yapamamaları ise benzer şeyler denemedikleri anlamına gelmez. Reklamlarda çıkan tatlı bebekler, şirin kedi yavruları, bakıldığında, insanda benzer duyguları tetikliyor.
Doğal Yollarla Başka Nasıl Oksitosin Alabiliriz?
Arkadaşlarla vakit geçirmek, sohbet etmek, dua etmek, müzik dinlemek, yemek yapmak ve yemek, fiziksel temas, masaj, duygusal filmler, sevdiğinizin yüzüne bakmak, hatta sadece onu düşünmek, küçük ve şirin hayvanlar veya videoları, hatta popüler görüşün aksine sosyal medya yoluyla diğer insanlarla etkileşim oksitosin artışına sebep oluyor.
Sosyal medya, insan ilişkilerini öldürüyor gibi düşünülse de hormonal olarak vücut bunu yeni ve farklı bir etkileşim olarak görüyor. Sevdiğiniz biri ile mesajlaşırken belki siz de bunu hissetmişsinizdir. Fakat Dr. Love olarak bilinen Paul Zak’ın kolay reçetesi ise şu:
Günde sekiz kere kucaklaşmak.
Kaynaklar:
1. Gender difference in neural response to psychological stress, Wang et al
2. Oxytocin Reduces Background Anxiety in a Fear-Potentiated Startle Paradigm: Peripheral vs Central Administration, Ayers et al
3. Oxytocin Facilitates the Extinction of Conditioned Fear in Humans, Eckstein et al
4. Oxytocin Selectively Facilitates Recognition of Positive Sex and Relationship Words, Unkelbach et al
5. Selective amnesic effects of oxytocin on human memory, Heinrichs et al
6. Oxytocin during the initial stages of romantic attachment: Relations to couples’ interactive reciprocity, Schneiderman et al
7. Oxytocin enhances brain reward system responses in men viewing the face of their female partner, Scheele et al
8. Examining Couple Recreation and Oxytocin via the Ecology of Family Experiences Framework, Melton et al
9. Chocolate and women's sexual health: An intriguing correlation, Salonia et al
10. Love is more than just a kiss: a neurobiological perspective on love and affection, Boer at al
11. An Environmental Approach to Positive Emotion: Flowers, Jeannette Haviland-Jones
12. Induction of maternal behavior in virgin rats after intracerebroventricular administration of oxytocin, Pedersen ve Prange
13. Gene switches make prairie voles fall in love, Zoe Cormier
14. Parental oxytocin and early caregiving jointly shape children's oxytocin response and social reciprocity, Feldman et al
15. Oxytocin and the Development of Parenting in Humans, Gordon et al
16. Trust and Growth, P. Zak, S. Knack.
17. Oxytocin increases trust in humans, Kosfeld et al
18. Oxytocin Increases Generosity in Humans, Zak et al
19. Oxytocin not only increases trust when money is at stake, but also when confidential information is in the balance, Mikolajczak et al
20. Oxytocin increases willingness to socially share one's emotions, Lane et al
21. Oxytocin Makes People Trusting, Not Gullible, Mikolajczak et al
22. Oxytocin pathway gene networks in the human brain, Quintana et al.
23. Intranasal administration of oxytocin increases envy and schadenfreude (gloating), Shamay-Tsoory et al
24. Stress-related memories disrupt sociability and associated patterning of hippocampal activity: a role of hilar oxytocin receptor-positive interneurons, Meyer et al
25. Fear-enhancing effects of septal oxytocin receptors, Guzmán et al
26. Oxytocin promotes human ethnocentrism, De Dreu et al
27. Oxytocin promotes group-serving dishonesty, Shaul Shalvi ve Carsten De Dreu
28. Oxytocin enhances brain function in children with autism, Gordon et al
29. Oxytocin Infusion Reduces Repetitive Behaviors in Adults with Autistic and Asperger's Disorders, Hollander et al
30. Promoting social behavior with oxytocin in high-functioning autism spectrum disorders, Andari et al
31. Plasma oxytocin concentrations and OXTR polymorphisms predict social impairments in children with and without autism spectrum disorder, Parker et al
32. Intranasal oxytocin treatment for social deficits and biomarkers of response in children with autism, Parker et al
33. Chronic and acute intranasal oxytocin produce divergent social effects in mice, Huang et al
34. Early life abuse moderates the effects of intranasal oxytocin on symptoms of premenstrual dysphoric disorder: preliminary evidence from a placebo-controlled trial, Walsh et al.
35. Lower CSF oxytocin concentrations in women with a history of childhood abuse, Heim et al
36. Oxytocin pathways in the intergenerational transmission of maternal early life stress, Toepfer et al
37. The Role of Oxytocin in Human Affect: A Novel Hypothesis, Andrew H. Kemp, Adam J. Guastella
38. Oxytocin and addiction: a review, Kovacs et al
39. The orgasmic history of oxytocin: Love, lust, and labor, Navneet Magon ve Sanjay Kalra
40. Early experience in humans is associated with changes in neuropeptides critical for regulating social behavior, Fries et al