TR EN

Dil Seçin

Ara

Hücredeki Yönetici Memurlar

Hücredeki Yönetici Memurlar

Her milletin bir dili, bir de alfabesi vardır, onlara göre yazar, konuşur. Hücrelerin de dili ve alfabesi vardır. Bu alfabenin 4 harfi (molekülü) vardır ve bütün yazılım hücre çekirdeği içinde bulunan DNA’lardadır. Bunlar adeta hücrenin yönetimiyle görevli memurlardır.

Her milletin bir dili, bir de alfabesi vardır, onlara göre yazar, konuşur. Her alfabenin harf sayıları farklıdır. Mors alfabesi de kısa ve uzun işaretler ( ve ) ile bunlara karşılık gelen ışık veya sesleri kullanarak bilgi aktarılmasını sağlayan bir alfabedir.

 

HÜCRENİN DİLİ VAR MI?

Evet, hücrelerin de dili ve alfabesi vardır. Bu alfabenin 4 harfi (molekülü) vardır ve bütün yazılım hücre çekirdeği içinde bulunan DNA’lardadır. Bunlar adeta hücrenin yönetimiyle görevli memurlardır. 

DNA’yı, ilk kez 1869’da İsviçreli F. Miescher keşfetti. DNA’nın yapısında fosfat ve şeker ile “adenin (A)”, “timin (T)”, “sitozin (C)” ve “guanin (G)” olduğu 1900’lerde bulundu. 1944’te genetik özelliklerimizin DNA’ya göre şekillendiği kanıtlandı. DNA molekülünün ikili sarmal olabileceği ise 1951’de kanıtlandı. Her şey son yüzyılda öğrenildi.

 

DÖRT HARF, SONSUZ MESAJ

Hücrelerde DNA, kromozom olarak adlandırılan yapıların içinde yer alır, iki zincirli sarmal bir yapıdadır. Bir hücre çekirdeği 100 defa büyütülse ancak bir iğne ucu kadar olabilir. Bu çekirdek içinde bilgiyi saklayan DNA isimli zincir açılmış olsa, boyu ancak bir futbol sahası kadar olurdu. 

İşte bu DNA’nın 4 harfi vardır ki, onlar, A, T, C, G’dir. İki sarmal iplik DNA omurgasını oluşturur. DNA'nın bir ipliğindeki bir baz tipi, öbür iplikten tek bir baz tipi ile bağ kurar. A her zaman T ile C de G ile birleşir. Ama onlarla yazdırılan mesajların sayısı sonsuzdur. İşte bütün genetik şifre burada gizlidir. Anne babadan gelen bilgiler böyle aktarılır. Tüm insanların, DNA yapısının %99.9’u aynıdır. Aralarında %0.1’lik bir fark vardır. Bu fark sayesinde kimlikler belirlenmektedir.

 

HÜCREDE YAZILI MİMARİ PROJE

Anne karnında gelişmekte olan yavrunun geçireceği evrelerin programı hücrelerinin içine yazılıp konulmuştur. Bu program hücrenin çekirdeğinde, DNA’sında saklıdır. Yumurtadan bebeğe doğru akılları hayrette bırakan bir mimari projenin çizimi buradadır.

Anne karnında başlayan hücresel bölünmenin ne zaman duracağı bellidir. Her şey planlı ve programlıdır, rastlantıya yer yoktur. Organları meydana getirecek hücrelerin belli sayılara gelinceye kadar bölünerek ve kendilerini kopyalayarak çoğaltmaları tesadüfî değildir, bu ilahi iradenin kontrolünde gelişen mucize olaylar zinciridir. Organlar gelişmesini tamamlarken sistemler de oluşturulur. Solunum, dolaşım, sindirim, boşaltım ve iskelet sistemleri gibi. İnsanı oluşturan tüm özel doku ve organlar iskelet sistemine asılmıştır. Ve vücudun ağırlığını ömür boyu taşıyacak güçte tasarlanmıştır.

 

DNA’DAKİ MESAJLARI AKTARAN İRADE

Mors alfabesini kullanmak için bir insan iradesine ihtiyaç olduğu gibi, hücrelerdeki mesajların iletilmesini isteyen bir iradeye de ihtiyaç vardır. 

Aklı-şuuru olmayan bu hücrelerin, böylesine teferruatlı ve mükemmel işleyişleri kendi kendine yapması imkânsızdır. İşte bu işler için ilahi güç ve irade, hücre içine “yönetici memurlar” gibi çalışan ve adına DNA dediğimiz yapıları koymuştur. Bu akılsız yapılar, her şeyi Onun ilmi ve iradesiyle yaparlar…

Fakat, Onu tanımak ve bilmek için mikroskopta bakmak yetmez, akıl gözüyle bakmak gerekir. Aklı gözüne inen ve sadece görebildiği şeylere inanan ise Onu asla bilemez…