Dünyada insana, tabiata hiçbir faydası olmayan; aslan, kaplan ve bunların avladığı geyik, ceylan, bufalo niye yaratıldı? Dünya insanlar ve cinler için yaratıldıysa, insanların hiçbir temasta bulunmadığı bu hayvanlar neden var? Neden birbirlerini avlayıp boğuyorlar? Bu hayvanlara gerek var mıydı?
Varlıkların yaratılışında insana bakan yönü ve faydası bir ise, Allah’a (cc) bakan yönü bindir. Dolayısıyla, insan aklının ermediği, fikrinin yetişmediği konular gereksiz ve lüzumsuz görülemez. Onları gereksiz görmek, bilimin değil, cahilliğin eseridir. İnsanın bilmediği nice gerçekler var ki, insanın bilmemesi o gerçeklerde bir eksiklik meydana getirmiyor. Demek ki her şey insanın bilgisiyle sınırlı değil.
Kâinatta ve dünyada her şey birbirine bağlıdır. Büyük bir ekosistem mükemmel bir denge ile işlemektedir. Bir tür, gereksiz görülerek yok edilse oradan başlayıp büyüyen problemler görülecektir. Tıpkı bazı parçaları çıkarılan motorun çalışmayacağı gibi…
Dünyada ne ceylan gibi zayıf hayvanların zayıf oldukları için soyu tükenir; ne de aslan gibi avcı hayvanların güçlüler diye sayıları aşırı artar. Her şeyi idare eden, çoğaltan ya da azaltan gaybî bir irade, hiçbir şeyi başıboş bırakmamaktadır. Zaten her şeyin birbirine bağlı olduğu sistemlerde bir şeydeki başıboş hareket her şeyi bozar. Tabiatın da gidişatından başıboş ve kontrolsüz olmadığı rahatça görülmektedir.
Ayrıca, her şeyde insana bakan fayda yönü olmakla birlikte, mahlukatın, Allah’ın isimlerine birer ayna olduklarını unutmamak lâzım. Başta dediğimiz gibi, mevcudatın insana bakan hikmeti bir ise, Allah’a bakan hikmeti bindir.
Belki de lüzumsuz görülen bir şey, bir esmaya aynalık etmesi için yaratılmıştır… Her eser ustasını tanıttığı gibi, kâinattaki her şey de Allah’ın isimlerini ve sıfatlarını tanıtır, Ona şahitlik eder.
Öyleyse faydasız itiraz ve şikayet yerine, anlamaya çalışmak daha akıllıca olmaz mı!.. En azından hayvanlar, “Bunlar ne diye yaratıldı?..” diye soracak olurlarsa, gösterecek bir gerekçemiz olur.