TR EN

Dil Seçin

Ara

Mikropların Başarısı

Mikropların Başarısı

Bakteriler kendi kendilerine yetecek şekilde yaratılan bir canlı grubudur ve yeryüzünde bağımsız olarak yaşayabilen en küçük ve basit canlılardır. Çıplak gözle görülemeyecek kadar küçüktürler, görülebilmeleri için mikroskop denilen alete ihtiyaç vardır. Öyle ki bu yazıdaki nokta boyutunun yirmide birinden daha küçüktürler. Ancak bu küçük yapı önemli enzimleri, proteinleri ve genetik düzenekleri içerecek büyüklüktedir.

Ufak olmalarına rağmen bakteriler yeryüzünü muazzam miktarda işgal ederler. Toplam sayıları 1030’a ulaşır. Bu hücrelerin kütlesi 9 çarpı 1017 gramdır. Diğer bir deyişle dünyadaki 6.5 milyar insanın kütlesinin 2 bin katından fazladır.

İnsan vücudunu on trilyondan daha fazla hücre oluşturur; fakat bu sayıdan on kat daha fazla bakteri deride, soluk borusunda, ağızda ve bağırsaklarda bulunur. Bazen tek hücreli minicik bir bakteri, trilyonlarca hücresi olan insanı alt edebilen yetenek sergiler: Plan yapar, sessizce topluluğunu büyütene kadar bekler, sonra aniden birlikte hücuma geçerek o canlıyı yok etmeyi hedefleyen bir savaşa başlar. Akıl, plan, düzen içeren kararlı, bilinçli bir ordu hareketi gerçekleştirirler.

Zor iklim şartlarında kalın duvarlı endospor (dayanıklı kabuk) meydana getirerek yüzlerce yıl dayanabilirler. Endosporla asitlere, bazlara, tuza, yüksek veya düşük ısıya ve basınca karşı koyabilirler. Bu yüzden hiçbir canlının yaşayamayacağı düşünülen yerlerde bakterilere rastlanabilir. Kısacası her yerde vardırlar. Üstelik her yeni nesil, hayatta kalmak için daha donanımlı olmalarını sağlayan yeni özellikler taşır.

Bakterilerin insanlara faydaları zararlarından çok daha fazladır ve hatta onlarsız hayat olmaz. Yeryüzü elementlerinin geri dönüşümünü sağlarlar ve böylece tüm canlıların beslenmelerine hizmet ederler. Bakteriler bizim beslenmemizde çalıştırılır ve atıklarımızı temizlerler. İklimi düzenlenmesinde ve suyun içilebilir kılınmasında rolleri vardır.

Bakteriler yeryüzündeki her yerde gelişebilecek bir yapıda yaratılırlar. Neredeyse tüm bakterilerde, muhtemel bir engele karşı alternatif enerji üretici sistemler mevcuttur. Yine felâket anında kendilerini kurtaracak mekanizmalar geliştirme yeteneğindedirler. Ayrıca ani çevresel değişiklikleri sezme yetenekleri bulunur. Bu, mükemmellikleri de onların basit değil, birer yaratılış harikası olduklarını gösterirs.

Bakterilerin yol açtığı enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde kullanılan ve yüzyılın sağlık buluşu olarak nitelendirilen antibiyotiklerle önceleri iyi neticeler alındı. Ancak bilinçsiz ve fazla kullanma sebebiyle artık etkisiz hale gelmeye başladılar. Sadece ABD’de yılda 25 bin ton antibiyotik üretiliyor. Bu ilâçların çoğu insan tıbbına ve tarıma gidiyor. Et üreticileri, hayvanlarına düzenli olarak antibiyotik veriyorlar.

Yakın zamanda yeni tür antibiyotik geliştirilmediği ve gelecek on yılda da yeni antibiyotiğin çıkmayacağı biliniyor. Bu durumda görülen o ki, bakteriler zafer kazanmış durumdalar. Üstelik onları hiçbir zaman yenemeyeceğiz ve aslında buna ihtiyaç da yok.

Çünkü patojen yani hastalık yapıcı olanlar, bakterilerin çok az bir kısmıdır. Gerçekte vücut metabolizmasının en iyi şekilde çalışmasında bakterilerin çok hizmeti vardır. Onları düşman gibi değil, yaşamamız ve sağlığımızı korumamız için çalıştırılan dostlarımız olarak görmeliyiz. Göremediğimiz bakteriler geri planda bizi korumak için çalışırlar, beslenmemizde rol alırlar ve tabiattaki çöpleri ayrıştırırlar. Yani onlar bizim yararımıza çalışan, cirimleri küçük ama faydaları çok büyük yardımcılarımızdır.

Bu küçücük mahluklarının elleriyle bize nimetlerini ulaştıran Allah'a (cc) şükürler olsun.