TR EN

Dil Seçin

Ara

Yüklü Bahşiş

Selim Gündüzalp'ten Bir Hatıra

Çocukluğumun tatil günleri..

Tanınmış bir gömlekçi olan amcamın Adapazarı Uzunçarşı’daki dükkânında çalışırdım..

Sabahleyin dükkânı erkenden açmak, etrafı süpürmek hatta camları yıkayıp kapının önüne kadar temizlemek ütünün ve mangalın kömürünü tutuşturmak, çıraklık görevlerimin arasındaydı…

Tatil döneminde çalışmak, özellikle de sorumluluk duygumun gelişmeye başladığı ilk gençlik yıllarımda, hayatı tanımak açısından benim için eşi bulunmaz bir fırsat oldu..

Gerçekten de o günlerin üzerimdeki tesirini ilerleyen yıllarda hatırlayıp, hayırla yâd etmişimdir hep..

Harçlığımı almak için, hafta sonunu iple çekerdim..

İnsanın çalışarak elde ettiği ücretin tadı ne de olsa bir başkadır..

Bu arada bazen gömlek diktirenlerin verdikleri bahşişler de olurdu… Bunlar devede kulak kalırdı çoğu zaman...

Ancak...

Hafızamda yer eden birisi hariç.

Bu beyefendi zabıtada önemli bir görevliydi...

Bu müşteri, amcamın diktiği gömleği görünce çok beğendi, sevinci gözlerinden okunuyordu...

Işıl ışıldı...

Gömleği ben paketleyip kendisine uzattığımda bana da 2,5 lira bahşiş verdi… Bu defa şaşkınlık sırası bendeydi...

Çünkü...

Bu rakam benim haftalığımın neredeyse yarısı idi...

Ne kadar sevindiğimi tahmin edemezsiniz...

Hatta yıllar sonra Orhan Camii’nde bir namaz sonrası kendisine bu hatırayı anlatmış ve teşekkürümü tazelemiştim...

Bahşiş vermenin önemini bu hatıra ile bizzat canlı olarak yaşamıştım..

İnsanları görevlerini yaparken hakettikleri şekilde ödüllendirmenin, onların o görevi daha da severek ve bilinçli şekilde yapmalarına da sebep olduğu bir gerçek...

Bunu incelikle yapanlara gönülden selam olsun..

 

Not: O günün gömlek dikim parası ise; 1965’li yıllarda 10 liraydı...