TR EN

Dil Seçin

Ara

Bitkilerdeki Su Boruları

Bitkilerdeki Su Boruları

Metrelerce uzunluktaki ağaçların en uç dallarındaki yapraklara kadar suyun nasıl ulaştığını, o yüksekliğe hiçbir pompa veya hidrofor sistemi olmadan nasıl çıktığını hiç düşündünüz mü?

Ağaçların ihtiyaçları olan suyu topraktan alıp en uçtaki yapraklara kadar dışarıdan hiçbir müdahale olmadan taşıması elbette mucizevi bir olaydır. Şüphesiz ki bu olay akıl ve şuurdan yoksun olan ağaçların ya da su moleküllerinin bir araya gelip yapacakları bir iş de değildir. Aslında bu mükemmel faaliyetin gerçekleşmesi için ağaçlar çok detaylı bir sistemle donatılmıştır. Su, ağacın köklerinden gövdesine ve dallarına doğru uzanan ince borulardan kurulan bir sistemle taşınır. Bu sistemi, nihayetsiz bir hikmet, hadsiz bir kudret ve muhit bir ilim sahibinden başkası ağaçların içine yerleştiremez.

Trake ve tarkeit adı verilen odun boruları; suyun bitki köklerinden en üst noktaya kadar taşındığı ultra kılcal borulardır. Günümüz teknolojisiyle bu kılcallıkta bir boru yapmak ve bitki bünyesine ustaca döşemek mümkün değildir. Bitkinin büyüklüğü ne olursa olsun, taşıma sistemini oluşturan bu boruların çapları meşede yaklaşık 0.25 mm, ıhlamurda ise 0.006 mm genişliğindedir.

Allah’ın sanatının bir örneği olarak odun boruları, bitkilerin ihtiyacı olan suyu metrelerce yukarıya taşımak için gerekli olan en uygun tasarımla yaratılmışlardır.

Kur’an’da, Allah’ın yaratma sanatı şöyle bildirilir: “O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, ‘şekil ve suret’ verendir. En güzel isimler O’nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O’nu tesbih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Haşr Suresi, 24)

 

Odun borularının hayret verici yaratılış safhaları

İlk yaratıldıklarında canlı olan trake hücreleri, sonsuz hikmet sahibi olan Allah tarafından ileride görecekleri göreve uygun olarak değişime uğratılırlar. Bu hücreler, görecekleri görevlere uygun olarak belli bir boyuta ve şekle ulaştıklarında sitoplazmalarını yitirerek ölürler. Daha sonra enine çeperleri de eriyerek ortadan kalkar ve içleri boş borular yaratılmış olur. Bitkilerde bu boru sisteminin kurulması için hangi hücrelerin ölüp içlerinin boşalacağının mükemmel olarak belirlenmesi, Allah’ın hikmetli iradesinin ne güzel bir şahididir.

Bu değişimlerin çok önemli bir nedeni vardır. Suyun borularda taşınması sırasında, herhangi bir engelle karşılaşmadan rahatça hareket etmesi gerekir. Bunu sağlamak için sıra halinde hücrelerin tam anlamıyla boş bir boru haline dönüşmesi şarttır. Bu değişime ek olarak, hücrenin oyuk bölgesi, birbirlerine kolay bağlanabilmeleri için, bir sonraki hücrenin oyuğu ile uyumlu halde yaratılmıştır. Bu uyum sayesinde hücre uzantıları gövde boyunca bir seri boru hattı şeklinde yaratılmış olurlar.

Odun borularının hücre çeperleri oldukça kalındır. Çünkü su, emilme yoluyla ve belli bir basınç altında, ağacın içinde bulunan bu boru sistemi ile taşınacaktır. Borular oldukça güçlü olan bu negatif basınca karşı koymalıdırlar. Ayrıca eğilme ve bükülmelere karşı dayanıklı olması, büyümekte olan bitkiye uyum sağlayabilmesi için de esnek bir yapıya sahip olmalıdırlar. Bu nedenle boruların tasarımında fizik kurallarının ve mühendislik bilgilerinin kusursuz bir şekilde kullanıldığını görüyoruz.

Her gün defalarca önlerinden geçip gittiğimiz ağaçların içinde işte böylesine mükemmel bir sistem vardır. Dahası, burada anlatılanlar ağaçların sahip olduğu kusursuz tasarımın sadece küçük bir parçasıdır. Risale-i Nur’da bitkilerde görülen bu tasarım için şöyle denilmektedir: “Herbir çiçeğin güzel ağzı ile ve muntazam sünbülün lisanıyla ve mevzun tohumların ve muntazam habbelerin kelimâtıyla hikmeti gösteren o nizam, bilmüşahede ilmi gösteren bir mizan içindedir. Ve o mizan ise, meharet-i sanatı gösteren bir nakş-ı sanat içindedir ve o nakş-ı sanat, lütuf ve keremi gösteren bir zînet içindedir.” (33. Söz, 17. Pencere)

 

Bitkilerde suyun yukarılara çekilmesi

Buraya kadar saydığımız tüm bu özellikler bitkilerde suyun taşınmasının güvenli bir şekilde gerçekleşmesi için gerekli olan alt yapının ilk basamaklarıdır.

Ancak suyun, ağaç içine yerleştirilen bu su borularından bir şekilde yukarıya doğru çekilmesi gerekir. Bu işlem de, Allah’ın yeryüzüne koyduğu fizik kurallarının kusursuz işletilmesiyle gerçekleşir.

Büyük bir ağaç, günde 400 litreden fazla suyu topraktan çekebilmektedir. Bu mucizevi faaliyet ise, Allah’ın bir kuralı olan “maksimum iktisat prensibi” ile hiç enerji harcanmadan yapılır.

Topraktan yapraklara sıvıların nasıl iletildiğini tam anlayamamakla beraber, bu konuda üretilen teorilerin en fazla kabul görenlerinden biri “kohezyon-gerilim teorisi”dir. Kohezyon kuvveti, hikmet sahibi yaratıcının odun borularında yarattığı bir çekim kuvvetidir. Bu kuvvet, odun borularındaki su molekülleri arasında bulunan çekim kuvveti sayesinde ortaya çıkar.

Yapraklarda görülen terleme olayı suyun yapraklardan daha güçlü bir biçimde buharlaşmasına neden olur. Buharlaşma ile su, borulardan yukarıya doğru çekilir. Su moleküllerinin birbirlerini çekmeleri nedeniyle biraz direnç meydana gelir ve su lastik bir bant gibi esner. Sonuçta, odun borularında bir nevi su kolonu oluşur. Terleme ile oluşan borulardaki bu gerilme kuvveti, bilinen en yüksek ağacın en üst noktasına kadar suyu taşıyabilecek güçte olmalıdır ki bitki hayatını sürdürebilsin. Su, bu güç sayesinde Mamut ağacında olduğu gibi 120 m yükseğe kadar enerji harcanmadan taşınmaktadır. İşte Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın sanatı böyle mükemmeldir.

Son söz olarak Risale-i Nur’dan bu hakikate işaret eden şu cümleleri aktaralım:

“…İsm-i Bâtın ile işaret edildiği gibi: Her ağacın içinde işleyen tezgâh, öyle bir fabrikadır ki, o ağacın bütün ecza ve âzasını teşkil ve tedvir ve tedbirini gayet hassas mizanla ölçtüğü gibi, bütün ayrı ayrı âzalarına lâzım olan maddeleri ve rızıkları, gayet mükemmel bir intizam altında sevk ve taksim ve tevzi ile beraber, akılları hayret içinde bırakan şimşek çakmak gibi bir sür’at ve saati kurmak gibi bir sühulet ve bir orduya arş demek gibi bir birlik ve beraberlik ile o hârika fabrika işliyor…”

 

Kaynaklar:

1. Kiziroğlu, İ. Genel Biyoloji, Desen Yayınları, 1990.

2. Kocaçalışkan, İ. Bitki Fizyolojisi, Nobel Yayınevi, 2008.

3. Wilkins, M. Plant watching, New York, Facts on File Publications, 1988.

4. Yentür, S. Bitki Anatomisi, İstanbul Üniversitesi Yayınları, 2003.