TR EN

Dil Seçin

Ara

Ruhumdan Üfledim

“Allah insanı yaratmış, ona ruhundan üflemiş. Ruhu mu var yani, üflemesi de ne demek?”

Yok, öyle anlama. Onun ruhu var, birazını bize vermiş, demek onu hiç tanımamak anlamına gelir.    

Üfleme meselesi bir unvanı mülahaza, bir temsil dürbünü. Mucize Kitabın üslubuna uygun bir örnekleme. Görünmeyen, özü kavranamayan bir olayı, bilinen bir fiille dile getiriyor. Birazcık da olsa anlayasın diye.  

Mesela, bir ressam dese: “Bu tabloya sanatımdan üfledim.” Bu sözle, “Ben onu sanatımla yaptım, sanatımı ona yansıttım, onda benim sanatımdan izler var, resme bakarak benim sanatımı, ilmimi anlayabilirsiniz” demek ister. İnsan da yaratıcının sanat eseridir. Bedenini topraktan yaratan da odur, ruhunu var eden de.

Bizi yaratan zat, kendisini tanıyabilelim diye kendi sonsuz isim, sıfat ve şanlarından birer gölgecik vermiş bize. Bir bakıma kendi niteliklerini yansıtmış. “Ruhumdan üfledim.” sözünden, “Kendimde olanın minicik bir timsalini insanda yarattım.” manasını anlayabiliriz. 

İnsanda “ene” vardır, yani “benlik” hissi. “Ben” diyebiliyor, “benim” diyebiliyor. Diyemeseydi “sen” ya da “senin” de diyemezdi. Kendini idrak edemeyen idrak edemez başkasını. 

“Ben biliyorum, ben istiyorum, ben yapıyorum, ben evimin sahibiyim.” der, buradan yola çıkarak, “Rabbim de biliyor, istiyor, yapıyor, yaratıyor, o da bu evrenin sahibi.” diyebilir. Fakat kendisinin bir yaratık, Rabbininse yaratıcı olduğunu unutmamalı. 

Sonra, “Bana ilmi, iradeyi, kudreti veren de o, öyleyse her şey onun.” der, elindekileri hakiki sahibine teslim eder, sonsuz derecede fakir olduğunu anlar. Kendi benlik duygusundan vazgeçer. “Ben de onunum. Benim, dediklerim de onun.” der. Kendini Rabbinde fani eder. Kibirden, gururdan, benlikten vazgeçer. Böylece kâmil insan olur.