TR EN

Dil Seçin

Ara

Ayaklarımız

Ayaklarımız belki de vücudumuzun en önemli organlarından biridir. Ufak bir rahatsızlığında dahi hayatımız zehir olmaktadır. Ayaklarımızda 26 kemik, 33 eklem, 100'den fazla bağ ve kas dokusu bulunmaktadır. Vücut yükünün taşınabilmesi için bunların birbiriyle uyumlu olması gerekmektedir.

Ayaklarımıza gereken özeni göstermediğimizde çok önemli rahatsızlıklar ortaya çıkabilmektedir. Yıllar geçtikçe yapısal olarak değişime uğrayan ayaklarımızda şekil bozuklukları meydana gelir, ayak bileklerinden başlayarak, dizler ve sonra da tüm omurga sistemi etkilenir, hatta baş ağrılarına bile sebep olabilir.

Sürekli sert zeminlerde yürümek, ayağa uygun olmayan ayakkabıların giyilmesi, uzun süre ayakta kalmak, aşırı kilo, ayak sağlığımızı olumsuz yönde etkileyen faktörlerdendir.

Mantar, düz tabanlık, parmak çıkıntıları, topuk dikeni, nasırlar, siğiller, tırnak batması ve ayak kokusu, ayak sağlığımızı bozan rahatsızlıklardandır.

Ayak tabanında derialtı dokunun hemen altında, ayak kavsinin esnekliğini sağlayan, bir zar mevcuttur. Bu zarın esnekliğini kaybedip sertleşmesi sonucunda, topuk altında önceleri hafif daha sonra artan yanma ve batma tarzında ağrılar ortaya çıkar. Topuk üzerine basmak ya da ayak bileğinin geriye doğru hareket etmesi ağrıyı artırır. Bu durum daha sonra topuk dikeni denilen bir hastalığa yol açar. Tedavisinde ise özel tabanlıklar kullanılır.

Ayağımızda bulunan 26 kemikten bazıları darbeyi ilk olarak karşılar. Basınca uzun süre maruz kalan bölgelerde cilt kalınlaşması dediğimiz nasırlar oluşur. Tırnak batması da yine aynı şekilde sık görülen bir rahatsızlıktır. Tırnak kenarları kıvrık olan kişiler bu rahatsızlığa adaydırlar. Toplumumuzda en sık görülen rahatsızlıklardan biri de ayak kokusudur. Ayaklarımızda sürekli çalışan 250.000’den fazla ter bezi vardır. Üretilen salgılar burada bakteriler için oldukça uygun bir yaşam ortamı sağlar. En önemli neden ayak hijyenine dikkat etmemektir.

...

Hayvanlar âleminde bazı özel durumlar hariç iki ayağı üzerinde duran canlı sayısı çok azdır. İnsan ise; varlıklar arasındaki özel konumu itibariyle iki ayağı üzerinde rahatça durabilecek ve çeşitli hareketleri yapabilecek biçimde yaratılmıştır. Yürüyen robot üretmek üzere çalışmalar yapılan biyomekanik ve biyonik laboratuarlarında; bilim adamları, ayağın mimarisi ve yürümenin dinamiği ile ilgili hayrete düşülecek mühendislik harikası özellikleri olduğunu farketmişlerdir.

Ayakta duran bir insanın ayaklarına içten baktığımız zaman ayak kemikleri adeta kemerli bir köprüyü andırır. Rabbimizin mükemmel şekilde yarattığı, çok özel hesaplarla dizayn ettiği bu köprü sayesinde, ayak iskeleti üzerine düşen ağırlık, daha geniş bir alana dağıtılır.

Ayak kemerini oluşturan kemiklerin anatomik yapıları oldukça ilginçtir. Kemiklerin, kemerin alt yüzüne bakan satıhları dar, üst kısmına bakan satıhları geniştir. Tıpkı tarihî kemerli köprülerdeki kemer taşlarının birbirine destek olması gibi bir plana sahiptirler.

Eklemleri birbirine bağlayan bağlar, yokuş aşağı ve yokuş yukarı çıkarken mükemmel bir esneme potansiyeline sahiptir. Bu bağların boyu ve esneme kapasitesi 1 mm bile uzun olsa, eklemler arasında boşluklar meydana gelir ve bu durumda kemiklere veya kaslara binecek yük artar. Eğer bu bağların boyu ve gerilimi hassas bir şekilde dizayn edilmeseydi, hayatımız boyunca yorgun bacaklar ve ağrılı ayaklarla dolaşacak, namaz gibi bir ibadeti de tam olarak yapamayacaktık. Demek ki, mucizevi bir plan sayesinde dinamik ve statik güçler en ideal şekilde dengelenmiştir.

Ayak kemikleri ve kaslarını besleyen kan damarlarıyla, duyu ve hareket ileten sinirlerin bu kadar karışık kaslar ve kemikler arasında birbirine karışmadan, ezilip sıkışmadan seyretmeleri ve hiçbir dokunun ihmal edilmeden beslenmesi, ilim sahibi bir yaratıcının ilminin tecellisinden ve kereminden başka birşey olamaz. Aksi halde, yürüdüğümüz, koştuğumuz ve ibadet ettiğimiz zamanlardaki farklı pozisyonlarımıza göre birçok hastalık oluşacak, beslenemeyen dokular kangren olacak, bastığımız yeri hissedemeyecek ve gerekli duruşu sağlayamayacaktık.

 

Ayak Bakımında Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Bizi taşıyan, istediğimiz yere gitmemizi sağlayan ayaklarımıza gerekli özeni göstermeliyiz. Bu nedenle ayaklarımızı etkileyen hastalıkları ve bunlardan korunma yollarını bilmek gerekiyor. Ayağın biçimine en uygun ayakkabıyı seçmeliyiz, ayak tırnakları düz kesilmeli ve uygun uzunlukta olmalıdır. Ayakların hergün yıkanması, çorapların sık değiştirilmesi, ayak kokusunu azaltacak önlemlerin başında gelir. Boşuna dememişler “Dost başa, düşman ayağa bakar” diye. Düşmanlarımıza fırsat vermeden ayaklarımıza iyi bakmalıyız.

Günde beş kez yıkanılmasını emreden ve temizliğe verilen önemin imandan geldiğini belirten dinimiz açısından, cami ve mescitlere temiz çoraplarla ve temiz ayakkabılarla gidilmesi gerekmektedir. Bir Hadis-i Şerifte Efendimiz (sav), “Namazı temiz mest veya ayakları örtülü olarak kılmak, çıplak ayakla kılmaktan kat kat efdaldir” buyurmuştur.
 

Kaynaklar:

1-Journal of Orthopedics

2-Sahih-i Buharî