TR EN

Dil Seçin

Ara

Güvercinler

Bazen en çok görülen, en çok bilinir zannedilen bir şey, en çok gözden kaçan olabilir. Güvercinler en yakın olduğumuz sevimli hayvanlardan. Acaba onları ne kadar tanıyoruz?

 

Bak postacı geliyor…

Eskiden ulaşım ağı bu kadar gelişmemişken postacılık vazifesi güvercinlere düşermiş.

Posta güvercinlerinin dünya üzerindeki geçmişinin MÖ 1200 yıllarına dayandığı söyleniyor. Bu yıllarda Mısır’da güvercinlerden haberleşme amacı ile yararlanıldığı bilinmektedir. Daha sonraki dönemlerde ise haberleşme amaçlı yetiştiricilik farklı ülkelere de yayılmıştır.

I. Haçlı seferi olarak bilinen ve 1098 yılında Kudüs’ün alınması ile son bulan savaşlar sırasında Türklerin, “Bağdat güvercini” adı verilen posta güvercinleri aracılığıyla haberleştikleri bilinmektedir. 1169 yılında Selahaddin Eyyubi’nin, Haçlı orduları ile savaşları sırasında ve özellikle de III. Haçlı ordularının 1191’de Akka kuşatması sırasında, bütün haberleşme sistemini Bağdat güvercinleriyle sağlamıştır. Haçlılar, vurdukları bir posta güvercini ile bu haberleşmenin varlığını anlayabilmişlerdir.

 

Postacılık nasıl öğretilir?

Mesafe uçmaya alışmaları için, önce en fazla 5 km uzağa götürülüp grup halinde bırakılırlar. Geri dönmeyi başaran yavrular için yavaş yavaş mesafe artırılır. Örneğin her seferde mesafe 5 km daha artırılır. 30-40 km kadar uzaklıktan bırakılan kuşlar geri gelebiliyorlarsa, artık toplu antremanlara son verilir ve kuşlar belli aralıklarla tek tek bırakılmaya başlanır.

Bu aşamada kuşun bırakılacağı uzaklığın tespitinde eskiden beri uygulanan klasik yöntemlerden biri uygulanır. Bir önceki uzaklığın bir buçuk katı kadar mesafeden bırakılırlar. Yani mesela kuş 50 km’den bırakıldığında geri gelmişse, ikinci uçuş uzaklığı 75 km olarak hesaplanır.

İlk bırakılan kuş gözden iyice kaybolduktan sonra ikincisi bırakılır. Böylelikle kuşların birbirini takip edip kopya çekmeleri önlenir. Amaç kuşların kendi yeteneklerini geliştirmesini sağlamaktır.

Kuş yuvasına geri döndüğünde salma girişinden yuvanın içine girmesi şarttır. Bunun için belli bir eğitim uygulanır. Öncelikle kuşlar hiçbir zaman tok karınla uçurulmazlar. Yuvasına geri dönüp o delikten girdiğinde, yeminin ve suyunun kendisini beklediğinden emin olmalıdır. Özetle kuşlara uygulanacak eğitimin temeli açlık ve beklenen davranışın gerçekleştiğinde açlığın da giderilmesi şeklindedir.

 

Peki, koca gökyüzünde yönlerini nasıl bulurlar?

Güvercinlerin sinir sistemi ilginçtir. Kafatasları ile beyinleri arasında bulunan ferromanyetik bazı tanecikler, yerin manyetik alanına karşı duyarlıdırlar. Allah’ın, güvercinlerin küçücük kafasına koyduğu bu sistem sayesinde yerin manyetik alanındaki değişimleri hissedebilirler. Bu sistem güvercinlerin çok uzaklardan yönlerini kolaylıkla bulabilmelerine yardımcı olmaktadır.

 

Barışın sembolü

Güvercinler, tüm dünyada barışın sembolüdürler. Gagasında tuttuğu küçük zeytin dalıyla, Hz. Nuh’un gemisine müjde uçuran bir güvercin, o zamandan bugüne, barışın, esenliğin, kurtuluşun sembolü olagelmiştir.

Resulûllah Efendimizi (asm) öldürmek için yola çıkmış olan müşriklerin, O’nun bulunduğu mağaranın girişinde örümcek ağını ve o güvercinleri görüp içeriye girmeden dönmeleri de ne kadar da mânidardır. Güvercinler, o zaman İslam’a, yani barış dinine böyle hizmet etmişti.

 

Fiziksel özellikleri

Posta güvercinlerinin ömürleri 10-15 yıl kadardır. Vücut yapısı olarak orta büyüklükte kuşlardır. Gagaları, normalden kısa ise, farklı melezlemeler yaşanmış demektir. Dirsek aşağısındaki her tüye paça denir.

Gaga renkleri, genelde beyazdır. Sadece mavi renkli güvercinlerde mor gaga rengine rastlanabilir.

Güvercinler tepeli ya da tepesiz olabilirler. Tepe, yani başının üstündeki kalkık tüyler, ensenin altından başlar ve enseyi tam olarak sarmalar. Tepenin her iki ucunda “tepe gülü” adı verilen tarzda şekillenmeler makbuldür.

Dişileri genelde bir çift yumurta yumurtlayıp kuluçkaya yatar. Nadir de olsa üç veya tek yumurtayla kuluçkaya yattığı görülebilir. Güvercin yumurtası ilk yumurtlandığında 15 gram kadardır. Yavrular 11 gram kadar doğar ve yedinci günde 70, on dördüncü günde ise 170 grama kadar ulaşır. Yavrular 24-25 günlükken tek başlarına yem yemeye başlarlar.

Güvercinlerin gübresi de meşhurdur, bilirsiniz. Bitkilere çok iyi gelir. Rabbimiz, güvercinin gübresini bile faydalı kılmış.

 

Güvercinlerin takla gösterisi

Güvercinlerin insanlara çekici gelen bir yönleri de takla atmalarıdır. Uzmanlara göre takla atmak herhangi bir güvercine öğretilemez. Takla atan güvercin cinsi ayrıdır. Sadece o cins güvercinlere takla atmak öğretilebilir.

Bir güvercin ne kadar yükseğe uçarsa ve ne kadar çok takla atarsa o kadar değerli kabul edilir.

Taklacı güvercinler çok beğenilir. Şöyle havadan süzülüp, çatıya doğru dalış yapacak, çatıya inemeyecek, ayaklarını direye direye bir iki direk yukarı doğru, takla ata, ata yükselecek ve tekrar tekrar aynı gösteriyi sergileyecek. Elbet bunun zevkine en iyi güvercin sevdalıları varır…

Hatta anlatırlar ki, bir gün birisi bir güvercine takılmış:

“Bir yem kırıntısına takla atıp durursun, biraz dik dursana..” diye.

Güvercin alınmış, “Ey insanoğlu” diye cevap vermiş ona demiş ki:

“Ben küçük bir yumurta idim, ne uçmayı bilirdim, ne de konmayı. Rabbim beni aldı, bir kuş yaptı. Bana kanatlar takıp, göklere saldı. İşte ben, bir eski halime bakarım bir de şimdikine, şevke gelip sevinç ve şükür taklaları atarım Rabbime.” Ve şöyle bağlamış sözünü:

“Fakat görüyorum ki, Allah seni insan yapmış ama; Onun huzurunda eğilip başkalara karşı dik duracağın yerde; sen küçük bir menfaat için başkalarının önünde taklalar atar durursun.”

 

Kaynaklar:

http://tr.wikipedia.org/wiki/Güvercin

http://www.guvercinyeri.com

http://www.kirsehirhaber40.com/haber/yazar/1650-halil-durukafa-taklaci-guvercin.html