TR EN

Dil Seçin

Ara

Ah! Şu Sivilceler

Özellikle gençlik döneminde görülen sivilcelere neler sebep olur? Yaptığımız hangi yanlış hareketle sivilceler iltihaplara dönüşür? Sivilcelere sebep olan altta yatan faktörler karşısında ne tür besin ve bitki desteklerine ihtiyacımız vardır? Tüm bu sorulara aradığınız cevapları bu yazı içinde bulacaksınız.

 

Sivilce ya da tıptaki adıyla akne, çoğu gencin boğuştuğu bir problemdir. Akne genellikle gençlik döneminde görülmesine rağmen, bazı durumlarda ileri yaşlarda da başlayabiliyor. Nelerin akne oluşumuna yardımcı olduğuna bakarsak hormonal faktörleri, karaciğer fonksiyon bozukluklarını, vücuttaki yüksek oksidasyon düzeyini ve yanlış yaşam faktörlerini sayabiliriz. Ancak bunların hiçbiri asıl başlatan faktör değil, zaten var olan bir dengesizlik halini kötüleştiren nedenler olarak yer alır. Asıl etkenler halen bir muamma olarak bilinmezliğini koruyor. Ancak hormonal faktörler en önemli etkenlerden. Genelde gençlikte başlaması da bunu destekliyor.

Ergenlik dönemine girilince aktive olan testis ve yumurtalıklardan salınan hormonlar vücutta bir takım değişikliklere yol açar ve sonuç olarak ciltte aşırı bir yağlanma, deride sebum denen salgıda artışa neden olur. Sebum aslında deriyi dış etkenlerden koruyan ve kurumasını engelleyen bir salgıdır. Çok gerekli olan bu salgı aşırı veya dengesiz salınınca gözeneklere dolarak tıkanmaya yol açar. Tıkanma kendini öncelikle siyah noktacıklar, bazen de beyaz tomurcuklar olarak gösterir. Gözeneklerin şişmesi ve anlaşılamayan bir nedenle yüzeysel bakterilerin işe karışmasıyla inflamasyon, iltihap durumu meydana gelir. Bazen de bu iltihaplanma, eli yüzünden hiç inmeyen ergenin kendi kendine noktaları sıkmak isterken meydana gelir. Henüz boşaltılmaya hazır olmayan noktalar dışarıdan gelen baskı ile çevre dokulara doğru açılır ve iltihap oluşur.

Yetişkinlerde görülen otuzlu yaşlarda başlayan aknelerde de benzer mekanizmalar söz konusudur. Yetişkinlerde hormonal sistem daha fazla ön plandadır. Bu kişilerde üreme sistemi gözden geçirilerek kaynağı araştırmak gerekir. Bazen yetişkinlerde akneye benzeyen, yüzde yaygın kızarıklık ve aralıklı sivilce oluşumu ile beraber olan, ancak basit akneden farklı olan rozase hastalığı görülebilir. Rozasede yüzde damar genişlemeleri olmasıyla kızarıklık durumu yerleşik hal alabilir. Tedavide kurutucu ajanlar fazla kullanılmaz, kızarıklığı daha çok artırabilir. Yerleşik olan damar genişlemeleri, dermatologlar tarafından lazer ile düzeltilme yoluna gidilir.

Her iki çeşit aknede cilt uzmanları yağ yapımını azaltan temizleyiciler, lokal veya sistemik etkili antibiyotik uygulamaları yapabilirler. Ayrıca hormonal dengenin yeniden sağlanması için çeşitli ilaçlar kullanılabilir. A vitamini içeren kremler ve yüksek doz A vitamininin ağızdan alınması da tedavi seçenekleri arasındadır. Ancak bunların dermatologlar tarafından uygun vakalara uygulanması gerekir.

Bütün bunların yanında bazı takviyeler kullanılarak altta yatan bozukluklar düzenlenebilir. Örneğin sivilce problemi olanlarda genelde barsak fonksiyonları bozuktur. Bu hastalar incelendiğinde barsaktaki faydalı bakterilerin oranının azaldığı, barsak hareketlerinin düzensiz olduğu gözlenmiştir. Ayrıca vücutta oksitlenmeyi önleyici sistemlerin, karaciğerdeki enzim sistemlerinin aktivitesi azalmıştır. Cilt hücrelerinin normal fonksiyonları için gereken minerallerde eksiklikler vardır. Bunları dikkate alarak yapılabilecek takviyeleri şöyle sıralayabiliriz:

Omega-3 yağ asitleri: Bu yağ asitleri en çok balık yağı, keten tohumu yağı ve çörekotu yağında mevcuttur ve vücutta tüm aktiviteler için gerekli olan yapıtaşlarının sentezinde gereklidir. Eksikliğinde çok değişik belirtiler görülebilir.

Hayıt bitkisi (Vitex agnus castus): Hormonal dengeleyicidir. Fazla olan hormonları dizginler, az olanları artırır. Günlük 300 mg’lık tablet veya kapsüller alınmalı. Kadın hastalıkları problemleri varsa ahududu yaprağı çay halinde günde üç fincan kadar içilebilir.

Dulavratotu (Arctum lappa): Kuvvetli bir kan temizleyicidir. Çeşitli hastalıklarda vücuttaki toksinlerin atılmasına yardım eder. Cilt enfeksiyonlarını tedavi edebilir. Ancak zehirleyici etkisi olan güzelavratotu bitkisiyle karıştırılmamalıdır.

Kefir: Barsakları temizlemek amacıyla sabah ve akşam olmak üzere günde iki bardak içilmeli. Ayrıca ev yapımı yoğurt veya herbir kapsülde canlı 4 milyon bakteri içeren probiyotik kapsülleri alınmalı.

Enginar-Devedikeni: Karaciğeri temizlemek için enginar ve devedikeni kökü sabah akşam ikişer kapsül halinde içilir.

Çinko: Günde 50 mg kadar alınırsa bağışıklık sistemini aktive eder. Cilt yenilenmesine yardımcı olur. Uzun süre kullanıldığında kansızlığa neden olacağından bakır içeren vitaminlerle beraber alınmalı.

Çay ağacı yağı: Yüzeyel olarak kullanılabilir. Antiseptik olduğundan mikrop öldürücü etkisiyle iltihapları iyileştirir.

Lavanta, papatya, kediotu ve sarı kantaron otları: Kapsül veya çay olarak alındığında sivilcelerin neden olduğu ruhsal gerginliklere faydalı olabilir.

Tüm bu bitkisel takviyeler diğer tıbbî tedavilerle beraber kullanılabilir. Ancak ilgili bir uzman doktora danışmadan bunları kullanmamak gerekir. Bu hem bitkisel ilaçların doğru ve uygun kullanımı için, hem de nadir olabilecek yan etkiler açısından önemlidir.