TR EN

Dil Seçin

Ara

Probiyotikler

Probiyotikler

Probiyotikler insan bağırsağında bulunan faydalı canlı bakterilerdir. Bağırsaklarımızda yaklaşık iki kilo kadar bakteri yaşar. Bunlar 400 çeşit farklı tipten oluşur. Bu bakterilerle ilgili ilk bilimsel yayın 1965 yılında Science dergisinde yayınlandıktan sonra günümüze kadar birçok özelliği ortaya çıkarılmıştır.

...

Bağırsakta bulunan bakteriler metabolizmanın düzgün çalışması için oldukça gereklidir. İki büyük gruptan oluşurlar: Laktobasiller ve bifidobakteriler. Bunların da birçok alt grupları vardır. Özellikle anne sütü ile beslenen bebeklerde olmak üzere tüm insanların bağırsaklarında oldukça yoğun bir şekilde kolonize olurlar. Bu faydalı bakteriler bağışıklık sisteminin temelini oluştururlar. Ürettikleri özel maddeler bağışıklık sistemine uyarılar gönderir ve infeksiyonlara direnci artırırlar. Yeni infeksiyonlara kısa sürede efektif bir şekilde cevap vermeyi sağlar.

Her insandaki bakteri tipi ve miktarı farklıdır. Bu bakteriler besinlerin emilimi ve vitaminlerin sentezi için anahtar rol üstlenirler. Kalsiyum gibi elementlerin emilimini düzenleyerek özellikle kadınlarda kemik sağlığını artırır.

İnsan vücudunda faydalı bakteriler yanında sayısı artınca zararlı olabilecek mikroplar da vardır. İşte probiyotik bakteriler bu zararlı mikropların sayısının belli miktarda kalmasına yardımcı olur. Uzun süren antibiyotik kullanımı faydalı mikropları öldürerek zararlı olanların oranının artmasına neden olur. Ayrıca bu şekilde genel kullanımdaki antibiyotiklere dirençli bakteriler de görülmeye başlayabilir. Bu duruma sadece bizim kullandığımız ilaçlar sebep olmaz. Et ve tavuk üreticilerinin kullandıkları yemler ve hayvanlara uygulanan antibiyotikler de etler aracılığıyla insan vücuduna girer.

Araştırmacılar probiyotiklerin bu problemin çözümüne yardımcı olabileceğini düşünüyorlar.

Probiyotik bakterilerin kaybı ile ishal, vitamin eksiklikleri, sindirim bozuklukları görülebilir. Probiyotikler vücutta mikropların yaşadığı bölümlerin hastalıklarında tedavi edici ve korumada etkin rol üstlenirler. Mesela ishal, tekrarlayan solunum yolları ve idrar yolu iltihapları, kolit, divertikülit mesane kanserinde koruyucu rol üstlenir.

Yeni yapılan çalışmalar tekrarlayan böbrek taşı durumunda probiyotikler taş oluşumuna yol açan maddelerin miktarının azalmasına yardımcı olduklarını tespit etmişler. Bunun yanında çocukluk çağı egzamalarında da kullanılabilir. Harvard’lı araştırmacılara göre probiyotik kullanımıyla astım egzama gibi çocukluk çağı alerjileri %50 oranında azaltılabilir.

Bu yararlı bakteriler bağırsak muhtevasının miktarını artırır, kıvamını yumuşatır ve bağırsağın boşalma süresini kısaltır. Böylelikle kabızlık sorununun çözümünde büyük rol üstlenir. Zararlı bakterilerin çoğalmasına engel olması dolayısıyla bazı karsinojenlerin bağırsakta oluşmasını önler. Ayrıca dışarıdan aldığı toksinleri emerek çeşitli dokuların kanserojenlerle karşılaşmasını engeller. Safra asitlerini yıkarak kolesterole bağlanmasını artırır ve kolesterol emilimini engeller.

Aslında probiyotikler çok eski zamanlardan beri bizimle beraberler. Bunların en çok bilineni süt ürünleridir. Ev yapımı yoğurt çok iyi bir probiyotik kaynağıdır. Aynı zamanda kefir de kullanılabilir. Probiyotiklerin bilinen ciddi bir yan etkisi yoktur. Bazı duyarlı kişilerde gaz ve şişkinliğe yol açabilir. Bu kişiler süt içinde üretilmeyen, suda yaşayan kefiri tercih edebilirler. Probiyotikler ayrıca gıdalar dışında hazır kapsüller veya toz şeklinde de alınabilir. Bunların gerçekten etkili olabilmesi için bu takviyelerin en faydalı bakteri alt gruplarını yeterli sayıda ve canlı olarak sunabilmesi gerekir. Bazı bakteriler kısa sürede canlılığını kaybeder ve günlük olarak yerine konması gerekir. Bazıları ise üç haftaya kadar yaşamaya devam eder. Günlük olarak 3 ile 5 milyon canlı bakteri alınması uygundur.

Probiyotiklerin yanında prebiyotik terimini de son yıllarda sıklıkla duyar olduk. Prebiyotikler bağırsaktaki probiyotik bakterilerin ihtiyaç duyduğu besin gruplarıdır. Bazı yazarlar prebiyotiklerin en az probiyotikler kadar önemli olduğunu belirtirler. Brokoli, baklagiller, elma, yulaf ve karnıbahar gibi besinler bu amaçla tüketilebilir.

Böylece hizmetimize verilen bu becerikli bakterilerin görevlerini yeterince yapmasına yardımcı olabiliriz.

 

Kaynaklar

1. National Center for Complementary and Alternative

2. Medicine http://nccam.nih.gov/health/probiotics/

3. Prebiotics, Probiotics and Science and Technology Robert Rastall; Springer Publishing 2009