TR EN

Dil Seçin

Ara

Ağustos 2010

post-title

Ağustos 2010, 404

Aziz ve çok değerli okuyucularımız,

Ramazan-ı Şerif ile müşerref olmak üzereyiz inşallah. Rabbim feyizlerinizi, bereketlerinizi artırsın. Umreye gidecek olanlarımızın umrelerini, Hacca hazırlanan okuyucularımızın haclarını mebrûr eylesin Rabbimiz…

Ramazan-ı Şerif’te, bu muazzam sevap ayında, Kur’an’la, oruçla, namazla, hâsılı melekî bir boyutta yaşamayı Rabbimizden niyaz ediyoruz. Gerek bedenimiz için, gerekse sosyal hayatımız açısından saymakla bitmez hikmetleri, faydaları var Ramazan’ın.

Allah (cc), Kur’an’ın inişindeki ruh halini ve onun inişini bekleyişteki hassasiyeti tekrar yaşamayı nasip eylesin. Duygu antenlerimizi Asr-ı Saadet üzerinden Rabbimizin yüce katına açalım, ulaştıralım inşallah.

On bir ay boyunca bu ayı bekleyen nice gönül ehli var. Yemeyi, içmeyi değil, açlığı özleyen, Allah için aç kalmayı dört gözle bekleyen gönül ve dava erleri var.

Rivayet olunur ki, nisan ayının bereketli yağmurlarından bir damla içine almayan istiridyeler inci yapamazlarmış. Ramazan ayı da böyle bir manevî yağmur mevsimidir. Nisan yağmurlarının bereketiyle yüklüdür. Ömrümüzün içine, o ayın bir gününden ya da bir gecesinden bir rahmet damlasının düşmesi bile hayatımızı baştan sona yeniden şekillendirebilir.

“Sebatsız sedef inci tutmaz.” Bu ay, başı sabır ve sebat, sonu zafer ayı. Ne mutlu bayrama, içine aldığı damlalarla yaşamını inciye dönüştürerek girenlere, cennetin havasını içinde duyanlara… Böyledir işte Ramazan. Daha gelmeden iki ay önce, Recep ile, Şaban ile hazırlığını yapar. Gölgesi üstüne düşer ve cesetten, bedenden sıyrılıp manevî bir insan olur, adam gibi adam olur. Kâinatın halifesi olur. Zeminin, yeryüzünün halifesi olduğunu bu ayla, duayla, Kur’an’la anlar insan.

Nice aylar, nice bayramlar, nice Ramazanlar kutladık sizinle. Rabbimiz birinde olsun edilen dualarımızı kabul buyursa yeter. Bu Ramazan, yaşadığımız tüm Ramazanların içinde edilen duaların, Rabbimiz katına yükselen bir duası olsun inşallah. Hatta dilimiz sustuğu zaman bile bu dua kıyamete kadar duamız olsun, Rabbimize niyazımız olsun.

Allah’ım, Ramazan’ın hayrından ve bereketinden çok ama çok istifade eden kullarından eyle. Ümit edeni, Sana bel bağlayanı eli boş çevirmezsin, biliyoruz. Senden başka Rab yok. Senden başka bir kapıya da gitmiyoruz. Duamız, niyazımız Sanadır.

Aziz ve çok değerli okuyucularımız, dünya ahiret dostlarımız, sıcacık ama çok kalbî alâkalarımız ve birbirimize dualarımız var. Hâlimizi, derdimizi anlıyorsunuz. Yardımımıza koşuyorsunuz. Davamızı davanız biliyorsunuz. Bundan büyük mutluluk mu olur?

Geçen gün ilkokul sıralarında mektuplaştığımız bir okuyucumuz gelmişti. Yanında ortaokulda okuyan çocuklarıyla beraber. Üçüncü kuşak, Zafer’i okuyorlar. Dergiyle beraber büyüyorlar. Sevindik. Ne kadar candan bir Zafer ailesi olduğumuzu onların şahsında yakından yaşadık ve tattık.

Biliyoruz, birçoğunuzla dünyada yüz yüze görüşmemiz belki de hiç mümkün olmayacak. Ama yine biliyoruz ki gönüllerimiz görüşüyor, buluşuyor, konuşuyor.

Hani, gökyüzündeki yıldızlara bakıp gördüğü her yıldız için elindeki torbaya taş atan çocuklar vardır ya, sizin de, her bir Zafer sayısını bir yıldız gibi kalbinizin cebine koyduğunuzu biliyoruz. Nişan-ı Zîşan gibi taşıdığınızı biliyoruz.

Bediüzzaman; “Maksadın büyümesiyle himmet de büyür” diyor. Evet, o taşların arasına şimdi daha daha daha fazlasını katmak için nazarınızı genişletmenizi, daha çok yıldız görmenizi diliyoruz ve daha çok taş toplamanızı bekliyoruz. Zafer ailesinin içine yeni dostlar katmanızı can-ı gönülden temenni ediyoruz ve dört gözle bekliyoruz.

Evet, maksadın büyümesiyle himmet de büyür. Abone konusunda çalışan arkadaşlarımızın şevki, gayreti maşallah çok büyük. Onların gayretini, azmini gördükçe gerçekten ümitle doluyoruz. Aşkla, şevkle biz de onların bu azmine ortak olmak istiyoruz.

Kambersiz düğün olmaz. Bu bayram da sizi de aramızda görmek istiyoruz. Bu çorbada sizin de tuzunuz olsun diyoruz. Unutmayalım, maksadın büyümesiyle himmet de büyür. Hedefini, idealini büyütenlerin gayreti de büyür. Allah da o gayrete bereket verir, tevfik verir.

Yazarlarımıza gelince, onlara özel dualar etmekten başka bir şey yapamıyoruz.

Genç bir arkadaşımız geçenlerde “Her ay bu kadar farklı konuşları nereden buluyorsunuz?” diye sordu. Her yazarımız kendi sahasında inancımızın ve düşüncemizin ufuklarını parlatıp genişletiyor. Ruhumuzu doyuruyor, besliyor yazılarıyla.

Elimizdeki sayı da böyle bir gayretin mahsulü. Buyurun, aşk ile, şevk ile okuyalım. “Maksadın büyümesiyle himmet de büyür” ifadesini âlemimize alalım, gayretimizi artıralım, “o güzel ahlâktan” hissemizi çoğaltalım inşallah.

Dergideki Yazılar