TR EN

Dil Seçin

Ara

Tesadüf Ve Bilimsellik

Tesadüf Ve Bilimsellik

Sizin gözlüğünüzün, elbisenizin ve ayakkabınızın bir ustası olacak. Bunların tesadüfen ve kendiliğinden ortaya çıktığını kabul etmeyeceksiniz. Ama hem canlı, her an hücreleri yenilenen bedeninizin, gözünüzün ve ayağınızın bir ustası olmayacak ve böyle düşünmek bilimsel bir yaklaşım tarzı olacak. Öyle mi?..

Halbuki, bir eser varsa, mutlaka bir ustası olacaktır. Bir kitap varsa mutlaka bir yazarı olacaktır.

Bazıları, materyalist ve ateist evrimcilerin ileri sürdüğü, hücrelerin ve bütün varlıkların tesadüfen meydana geldiği görüşüne bizim karşı çıkışımızı aklınca bilimsel bulmuyor. Bir profesörün yaratıcıyı kabulünü, aklına sığıştıramıyor.

Ben de hücreyi ve insanı inceleyen bir profesörün Allah’ı inkâr etmesini aklıma sığıştıramıyorum. Sizin gözlüğünüzün, elbisenizin ve ayakkabınızın bir ustası olacak. Bunları tesadüfen ve kendiliğinden ortaya çıktığını kabul etmeyeceksiniz. Ama hem canlı, her an hücreleri yenilenen bedeninizin, gözünüzün ve ayağınızın bir ustası olmayacak ve böyle düşünmek bilimsel bir yaklaşım tarzı olacak. Öyle mi? Ben böyle akıldan ve bilimsellikten Allah’a sığınırım. Bir eser varsa, mutlaka bir ustası olacaktır. Bir kitap varsa mutlaka bir yazarı olacaktır.

Bunlar, kâinattaki varlıkları incelemeyi, Allah inancıyla karıştırmamak gerektiğini ileri sürüyor. Böyle bir yaklaşım, bir yaratıcıyı ve yaratılışı inkâr eden ateizme dayalı pozitivist bir düşünce tarzıdır.

Siz söz gelimi, bir öğretmensiniz ve öğrencilerinizi Selimiye camiine götürdünüz. Bu eserin özelliklerini, mimarî harikalarını, plânlı ve ölçülü yapılışını anlatıyorsunuz.

Öğrencileriniz soruyor: “Hocam bunun ustası kim?”

Şimdi burada siz deseniz ki: “Onu sormayın bilimsel olmaz. Bu bina tesadüfen ortaya çıkmıştır.” Böyle bir cevabın anlamsızlığını akıllı bir insana söylemeye elbette gerek yoktur. Böyle bir cevapta da ne akıl, ne de bilimsellik vardır.

İşte, insan da, hücre de, protein de, aminoasit de, Selimiye Camii gibi birer eserdir. Bu eserlerin ustası, Mimar Sinan’ın da ustasıdır. Selimiye’yi anlatırken Mimar Sinan’ın dikkate alınması ne kadar önemli ise, incelenen her varlığın yaratıcısının da dikkate alınması, hiçbir şeyin başıboş ve gelişigüzel olmadığının bilinmesi de o kadar bilimseldir ve önemlidir. Hem böyle bir yaklaşım tarzı, araştırma şevkini ve zevkini artırır.

Kısacası, bilimler kâinat kitabını açıklamakta ve tefsir etmektedir.

Sadece insan dişini bile açıklamak için yazılan kitap ve makaleler dikkate alınsa milyonlarca sayfalık bilgi birikimi karşımıza çıkar. Görünüşte küçük bir kemikten ibaret olan bir dişin ne kadar araştırıcı insanı doçent ve profesör yaptığı düşünülse, buradaki bilginin harikalığı ortaya çıkmaz mı?

Şimdi ortada böyle diş gibi bir eser var. Bu eserin gerek yapısı, gerek fonksiyonu ve gerekse işleyişi, sonsuz bir bilgiyi, çok derin bir kavrayış ve ihatalı bir ilmi ortaya koymaktadır. Bir iradeyi, kastı ve tercihi göstermektedir.

Bu dişin Allah’ın eseri olarak bilinmesi mi araştırmayı teşvik edicidir, yoksa tesadüfen ortaya çıkmış olması mı? Böyle bir eserin elbette yaratıcısı olacaktır ve böyle düşünmek hem mantıklı bir yaklaşım ve hem de bilimsel bir davranıştır.