TR EN

Dil Seçin

Ara

Zimem Defteri / Tarih Öyküsü

Osmanlı halkının çok güzel âdetleri vardı. Bunlardan biri de, Ramazan günlerinde zengin Müslümanlar tebdil-i kıyafet edip, hiç tanımadıkları mahallelere giderlerdi. Buradaki bakkal ya da manavın tenha zamanını kollayıp, içeri girer ve sorarlardı:

O zamanki veresiye defterinin ismiyle, “Zimem defteriniz var mı?” diye.

Esnaf bu defteri niçin sorduğunu bilir ve çıkarırdı elbette. Gelen yabancı derdi ki:

“Lütfen, baştan, ortadan ve sondan şu kadar sahifenin yekûnunu (toplamını) hesaplar mısınız…”

Ardından o sayfalardaki borçlar hesaplanır, gelen zengin Müslüman da “Silin onların borçlarını. Allah kabul eylesin…” deyip borçları öder ve oradan ayrılırdı.

Alacaklı bakkal kimden aldığını bilmez, borcu ödenen kimin ödediğini bilmez, borçları ödeyen kimlerin borçlarını ödediğini bilmezdi.

Burada İslam kültürünün insana verdiği değer ve ihlas görülüyordu. Zengin minnet etmiyor, fakir ezilmiyordu ve bu iyilik sadece Allah’ın rızasını kazanmak için yapılıyordu.

İşte bir hayır “Allah rızası için” yapılınca böyle olurdu. Zaten Allah bildikten sonra, başkalarının bilmelerine gerek yoktu.