TR EN

Dil Seçin

Ara

Medeniyetimizin İktisadî Fatihleri: Ahiler

Medeniyetimizin İktisadî Fatihleri: Ahiler

Ahilik, 13. yüzyılda Anadolu’da teşekkül etmiş bir esnaf teşkilatıdır. Sözlük anlamı olarak “eli açık, kardeş, yiğit, delikanlı” gibi manalara gelen “ahi” kelimesi; aynı zamanda bugün, yüzlerce yıllık bir değerler sistemine karşılık gelmektedir. Temelde Kur’an-ı Kerim’e ve Hz. Peygamber’in sünnetine dayanan prensipleriyle Ahilik, tasavvufta önemli bir yeri olan “Uhuvvet (Kardeşlik)” kavramını hatırlatmasından dolayı da hızlı yayılmış ve kalabalık kitleler tarafından benimsenmesi daha kolay olmuştur. (Ziya Kazıcı, Ahilik, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ans. (DİA), İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı, 1988, c. I, s.540)

Ahilik, 13. yüzyılda Anadolu’da teşekkül etmiş bir esnaf teşkilatıdır. Sözlük anlamı olarak “eli açık, kardeş, yiğit, delikanlı” gibi manalara gelen “ahi” kelimesi; aynı zamanda bugün, yüzlerce yıllık bir değerler sistemine karşılık gelmektedir. 

Temelde Kur’an-ı Kerim’e ve Hz. Peygamber’in sünnetine dayanan prensipleriyle Ahilik, tasavvufta önemli bir yeri olan “Uhuvvet (Kardeşlik)” kavramını hatırlatmasından dolayı da hızlı yayılmış ve kalabalık kitleler tarafından benimsenmesi daha kolay olmuştur. (Ziya Kazıcı, Ahilik, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ans. (DİA), İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı, 1988, c. I, s.540)

Türk kültürü ve İslâm dininin tüm pozitif değerlerini taşıyan bir sentez olarak ortaya çıkan Ahilik Teşkilatı, iş dünyasına belirli kaideler getirerek, insanların maddi ve manevi tüm ihtiyaçlarını gidermeyi, toplumsal düzeni sağlamayı kendine amaç edinmiş bir sistemdir. Ticaret hayatını koordine etmek üzere ortaya çıkan Ahilik; sosyal hayattaki, eğitim hayatındaki, askeri ve siyasi alandaki faaliyetleri ile günümüze kadar etkileri olan bir teşkilattır. Özellikle Osmanlının kuruluşu dönemindeki siyasi etkisi önemlidir. (http://tesvak.com/ahilik-nedir/) Teşkilatın çok yönlü yapısı, bulunduğu coğrafyanın gelişimine pek çok açıdan katkı sağlamıştır.

Anadolu’da Ahiliğin kurucusu olarak bilinen ve İran’ın Hoy şehrinde doğan Şeyh Nasirüddin Mahmûd (ö. 1262), sonraları Ahî Evran ismiyle anılmıştır. Özellikle iş yerlerinde usta, kalfa ve çırak münasebetlerini ve buna bağlı olarak iktisadî hayatı düzenleyen Ahiliğin, Anadolu’da kurulup gelişmesinde Ahi Evran’ın büyük rolü olmuştur. (https://islamansiklopedisi.org.tr/ahilik) 

Ahi Evran, dericilik zanaatıyla meşguldü. Başta Kayseri olmak üzere Anadolu’daki diğer şehirlerde bu zanaatı geliştirdi ve bununla da kalmayıp teşkilatlandırdı. İşte “Ahi Teşkilatı” olarak bildiğimiz yapının başlangıcı da budur. Sadece dericileri değil, zamanla diğer esnaf gruplarını da içine alan sistem, vakit ilerledikçe sosyal bir güç haline geldi. Ahi Evran, Selçuklu döneminde 32 meslek grubunun başkanlığını yapmaktaydı. (http://tesvak.com/ahilik-nedir/)

Bütün prensiplerini dinin asıl kaynağından alan Ahiliğin ilkeleri, “Fütüvvetnâme” adı verilen kitaplarda yer almıştır. İktisadî hayatın tüm yönleri ile doğru bir şekilde ilerlemesi konusunda kuralları olan teşkilata girecek kimse, önce Fütüvvetnâmelerde belirtilen dinî ve ahlakî emirlere uymak zorunda idi. Buna göre, teşkilât mensuplarında bulunması gereken vasıflar; vefa, doğruluk, güvenilirlik, cömertlik, tevazu, doğru yola sevk etme, affetme, tövbe şeklinde sıralanmıştır. Alkol, zina, yalan, gıybet, hile gibi davranışlar ise meslekten atılmayı gerektiren sebepler arasında sayılmıştır. (Kızıler, 2015, 410) Bu vasıflar çerçevesinde hayatını sürdüren meslek erbabı, yaptığı ticaretin mana tarafını da hesaba katarak bir dünya görüşünü benimsemiş oluyor. 

Ahiliğin temel hedefi hiçbir insanı aç ve açıkta bırakmamak ve onlara Allah’ın bir emaneti gözü ile bakarak zarar vermemektir. İnsan onurunu önceleyen, halka hizmeti Hakk’a hizmet olarak gören bu yapı, manevî, ahlakî ve sosyal hayatın bütünlüğünü insanlara telkin eder. Bu manada ahilik kurumunda bütüncül bir anlayış vardır. 

Ahilik kurumu dinî, manevî, ahlâkî, insanî değerlerin yanında maddî, ekonomik ve ticarî süreçleri birbirinden ayırmadan ve aralarında çatışmalar, çelişmeler meydana getirtmeden hepsini aynı çatı altında değerlendirmektedir. (Bayraktar, 2005, s. 91-93) Multidisipliner yapısı itibari ile yaptıkları ticaretlerde de son derece muvaffak olan Ahilerin, günün şartlarına uygun şekilde işletmelerini donatma hususunda son derece ileri bir noktada kendini konumlandırmakta olduğunu görmekteyiz.

Bugüne ait kapitalist bakış açısı ile anlamakta zorluk yaşadığımız Ahilik Teşkilatı birçok meselenin toplumda gelişmesi adına sorumluluk almıştır.

Bu sorumluluklardan bazılarına baktığımızda ilk olarak kimseyi ayırt etmeden insana duyulan muhabbet kavramı gelmektedir. İnsana verilen değer Ahilerde Kuran ve Sünnet bütününde değerlendirilmiş ve uygulamada bu yönde davranışlar öncelenmiştir.

Gençliğe ait meselelere çözüm arama konusunda hedefleri olan Ahilik Teşkilatı, eğitimi ön planda tuttuğu gibi meslek edindirme ve ahlakî prensiplerin uygulanması konusunda da son derece etkili olmuştur.

Kurulan destek sandıkları ile işyeri açanlara destek ve afetlere maruz kalanların yanında olma gibi uygulamaları olan teşkilat, bu yönü ile de günümüzün önemli bir sıkıntısı olan faiz (riba) kavramının iş dünyasından uzak durmasına gayret etmiştir. Kooperatif ve çeşitli ortaklıklar vasıtası ile ihtiyaç duyulan materyallere ulaşım Ahilik Teşkilatı vasıtası ile kolaylaşmıştır.

Sermayenin finans gücü olarak kullanılmasını engelleyip, yapılan istihdam ve yatırımlar ile ekonomik hayatın sürekli canlı olmasını sağlayan Ahilik Teşkilatı bu yönü ile günümüzde dünya üzerinde yer alan “gelir dağılımı adaletsizliği” kavramına yüzyıllar öncesinden çözüm bulmuştur.

İktisadî anlamda güven ortamının kalktığı, gelir dağılımının ciddi bir şekilde ayrıştığı, işsizlik ve meslek edinme konusunda gençler tarafından istenilen gayretin gösterilmediği günümüz ortamında, “Ahilik” kavramının tüm yönleri ile incelenmesi gerekiyor. 

Kapitalist düzenin ticaret hayatına yön verdiği bir atmosferde, ticaret erbabının gelecek amaçları ile Ahilerin amaçlarının birbirlerine yakınlaşması, toplumsal barış ve gelir dağılımına son derece önemli katkılar sağlayacaktır.

Pazarlama dünyasının ünlü isimlerinden Philip Kotler’in yazmış olduğu Pazarlama 3.0 adlı kitapta yer alan tavsiyelere baktığımızda iş dünyasının bundan sonra sosyal sorumluluklar çerçevesinde şekilleneceğini vurgulamaktadır. Yüzyıllar öncesinde medeniyetimizin bizlere miras bıraktığı vasıfların bugün Batı dünyası tarafından farkedilip toplumsal barışın çözümü olarak dünyaya sunulması, değerlerine yabancılaşan bizler açısından son derece üzücü ve neoklasik liberalizm açısından umut verici bir gelişmedir.

 

Kaynakça:

1. Ziya Kazıcı, Ahilik, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (DİA), (İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı, 1988), c.I, s.540.

2. Kızıler, H. (2015). Osmanlı Toplumunun Sosyal Dinamiklerinden Ahilik Kurumu. Itobiad: Journal of the Human & Social Science Researches4(2)

3. https://islamansiklopedisi.org.tr/ahilik

4. http://tesvak.com/ahilik-nedir/

5. Bayraktar, L. (2005). Ahilik ve Ahlâk. I. Ahi Evran-ı Veli ve Ahilik Araştırmaları Sempozyumu, Kırşehir: Gazi Üniv. Ahilik Kültürünü Araş.Mer.Yay.