TR EN

Dil Seçin

Ara

Çocuğunuzu Eğitirken Aklınızda Bulunsun

Kitap her zaman bilginin taşıyıcısıdır. Çocuk daha bir-iki yaşlarında kitapla tanıştırılmalıdır. Bu yaşta bir çocuğun kitap okuyamayacağını ve onun kitabı eline alır almaz yırtacağını ya da ağzına götüreceğini herkes bilir. Siz de ona işinize yaramayan kitap ve dergiler verin. Onun kitabı yırtması, yeni bir keşiftir. Oyuncakları arasında kitaplar bulunan bir çocuk, kitaba daha küçük yaşlardan aşina olacaktır.

Mümkün olduğunca çok ve çeşitli öğrenme araçlarını kullanarak çocuğa öğretmelidir. Bunlar okuma, deney, gözlem, duyu, sezgi ve hepsinden önemlisi kendinizin yaşamasıdır.

Öğrenmenin yaşı yoktur, ancak her şey, her yaşta öğretilemez ve öğrenilemez. Çocuğun her yaşı birbirinden farklıdır. Dokuz aylık bir bebeğe tuvaletini haber vermeyi öğretemezsiniz. Yine dört yaşındaki bir çocuktan, bir adam gibi misafirlere nezaketli ve kibar davranmasını beklemek de aynıdır. Bu ve buna benzer öğretilebilecek her şeyi çocuğun öğrenebileceği yaşta öğretmek demiri tavında dövmek demektir.

Çocuğa okuma zevki aşılamanın en kestirme yolu öncelikle anne-babanın kitaplı olmasıdır. Anne-babasını kitap okurken görmeyen çocuklara kitap okuma alışkanlığını kazandırmak, anne-babasını kitap okurken gören çocuklara göre çok daha zordur. 

Çocuğa ilgisini çekecek kitaplar okumak da çocukta okuma ve öğrenme arzusunu güçlendirecektir. Dört yaşından itibaren çocuklar resimli kitap ve dergilere ilgi duyarlar. Bu yaştaki bir çocuğun elinden tutup kitapçılara, kitap fuarlarına ve kütüphanelere götürmek, onda kitaba karşı bir sevgi ve ilgi uyandıracaktır. İlkokul çağına geldiğinde çocuğa mutlaka küçük bir kütüphane kurması telkin edilmeli ve bu konuda yardım etmelidir. 

Çocuğun mümkünse bilgisayarla tanışması sağlanmalı ve yaşı geldiğinde internet gibi bilgi ağlarından, olumsuz durumlara karşı önlemler alınarak yararlanması sağlanmalıdır. ABD’de 1995 yılında ilkokul çağındaki çocuklarını örgün eğitime vermeyip evde eğiten ailelerin sayısı beş yüz bindir. Bu rakam 1997’de bir milyon iki yüz bine çıkmış. Aileler, katı ideolojik sistemlerin elinde oyuncak hâline getirilen, aklı ve yüreği yıpratılan çocuklarına alternatif öğrenim yolları bulmak istiyorlar.

Çocuklarını özel eğitim kurumlarında okutan ailelerin dikkat etmeleri gereken bir konu da, bu tür okullardaki arkadaş ve çevre ortamının, topluma karşı bir ‘kast’ sistemine dönüşmesidir. Çocuğun kendisinin ‘üstün kast’a ait olduğu vehmine kapılması, onda, ileride davranışlarına yansıması kaçınılmaz olan ahlâkî sapmalara ve tavır bozukluklarına neden olacaktır.

Çocuğunuza mutlaka bilgiyi seçerek öğrenmesini ve öğrendikten sonra ayıklayarak kullanmasını ve içselleştirmesini öğretmelisiniz. O bilmeli ki, bir şeyin kitapta yazıyor olması o şeyin doğruluğunun mutlak ölçütü değildir ve kitaplar pirince benzerler. Her kitabın taşını ayıklamak, onu okuyanın feraset ve basiretine kalmış bir şeydir.

Bazı şeyleri yaşayarak öğrenmesi için çocuğunuza fırsat verin. Çünkü, çoğu kez yapılan hatalar en iyi öğretmendir. Telafi edilebilir hatalar yapmasına izin vermeniz, onu da, sizi de rahatlatacak bir tecrübeye dönüşür.

Ara ara çocuğunuzun elinden tutarak kabirleri ziyaret edin. Onunla geçmişi, kaybettiğiniz büyüklerinizi konuşun. Bu onu, hayatın öteki yüzü olan ölüme yabancılaşmaktan koruyacak ve ileride ölüm korkusu yaşamasına engel olacaktır.

Çocuğunuzu kötü örneklerden korumanın yolu, ona iyi örnekleri tanıtmaktır. Bunun en kestirme yöntemi, ona iyi örneklerin hayatını anlatan bir kitap koleksiyonu yapmak ve bunları okumasını sağlamaktır. Elbette bu en kestirme yol olmakla birlikte, en etkin yol değildir. En etkin yol, ona iyi örnek olmak, iyi örnekleri tanıtmak ve mümkün olduğunca iyi örneklerle yakın olmasını sağlamaktır.

İlk gençlik çağı olan on üç-on yedi yaş arasında çocuklar çok şey bildiklerini sanırlar ve çoğunlukla anne-babalarının  pek bir şey bilmediklerini düşünürler. Mark Twain’ın da dediği gibi: “On altı yaşındayken babamın dünyanın en bilgisiz, en aptal adamı olduğunu düşünürdüm. Yirmi bir yaşına geldiğim zaman, bizim ihtiyarın beş yıl içerisinde bu kadar çok şey öğrenebilmiş olmasına şaştım kaldım.”