TR EN

Dil Seçin

Ara

Kum Tepelerine İsim Vermezler

Kum Tepelerine İsim Vermezler

Sağlam bir dağ gibi ol. Savrulma kum tepeleri gibi. Kalbine onun bunun taşıdığı yalanları koyma. Seni yaratandır senin dostun. Seni sevdiğini seni yaratarak gösterdi.

Ne kadar büyük olursa olsun, kum tepelerine isim vermezler.

Bugün var yarın yoktur…

Başkaları nasıl isterse o şekli alırlar kum tepeleri, bunun için onların karakteri yoktur. 

Rüzgâr karşısında, zaman karşısında direnemez; münfaildir, her tasarrufu kabul eder.

Fakat insan dağ gibi olmalı.

Sapasağlam karakteri olmalı.

Zamanın, hatta dünya fırtınalarının söz geçiremediği Ağrı Dağı gibi olmalı kalbi insanın.

Öyle dik durmalı ki; fırtınalara yön vermeli…

Bu böyledir; ya savrulursun dünyada, ya yön veren olursun… İnsan seçmeye geldi dünyaya: “De ki: ‘Hak, Rabbinizdendir. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin.’” (Kehf Suresi, 29)

Sağlam olmazsan, sağlam durmazsan bugün var yarın yoksun..

Zaman, toplum, kültür, çevre.. hepsi çağırır insanı. Kendine benzetmeye çalışır…

Oysa “İnsanlar Ona (asm) benzemek için yaratılmıştır.”

Benzediğin sana değer katmazsa, değerini düşürür unutma…

İnancı sağlam olmayan insan, rüzgârın kum tepelerini oradan oraya savurması gibi savrulur.. Bugün burada, yarın orada… Nerede mi duracak?.. Belli değil. Bir hayata yazık olur; bu belli…

İstediğini bilmezsen, başkalarının istediği yere gidersin.

İnancını bilmezsen, başkalarının kalbine zerkettiğine inanırsın.

Rabbini bilmezsen, her şeyi rab sanırsın; ona buna taparsın da farkında olmazsın.

Üç kuruşunun değerini hesap eden insan, hayatının da kıymetini bilmeli. Her çağıranın peşine gitmemeli...

Sana hayatı veren Allah ve Onun Elçisi varken, seni tanımayan, seni umursamayan, seni gerçekten sevmeyen, sana ebedi hayatı veremeyecek olanlara hayatını teslim etme…

Düşünsene Allah yaratmasaydı seni kim tanıyacak, kim sevecekti.

Seni çağıranların topu gelse sana yetmez, seni tatmin edemezler. “Deki: Bana (ancak) Allah yeter. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur.” 

Seni onlar değil Allah yaşatıp doyuruyor.

Kimsesiz kaldığında seni onlar değil yine Rabbin olan Allah dinleyecek… Kalbine dil veren O, kalbinin sesini dinleyecek yine O.

Sadece iyi gün dostları olanlara aldanma.

Hem iyi gününde, hem kötü gününde Allah’ın dostluğundan başka dostluk bulamayacaksın…

Bunu ömür boyu hep tecrübe edeceksin ve dönüp dolaşıp aynı yere varacaksın: Allah’ın dostluğundan gayri hepsi yalan…

Haberlere aldanma!..

Hele ki fasık haberlerine sakın aldanma.

Her duyduğunu başkalarına taşıması vebal olarak insana yeter. İnsanlar duyduklarını sorgulamadan, şüphe bile duymadan kabullenip oraya buraya taşıyorlar. Nasıl bir taşıyıcı oluyorlar, hiç düşünmeden…

Oysa asıl haber Allah’ın Elçisinde… Şüphe duyulmayacak haber Allah’ın Nebisinde. Kesin bilgi Allah’ın kitabı Kur’an’da.

Allah’ın Elçisinden işitiyoruz şu ayeti: “Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.”

Ölçü belli. Allah’a ve Resulüne inanıp, onları dinlemek akıllı insanın kârı…

Ölçün doğru olsun ki, şaşırmadan yürüyesin.

“Ölçüleri yanlış olanların tüm ölçümleri de yanlış” olur çünkü…

Bu şaka değil… Ömrün, ebedi hayatın, her şeyin söz konusu… Koca bir yaşamın sonunda pişmanlık nedir bilir misin!.. Allah ve Resulünü dinlemezsen tam da bu pişmanlığı en derinden yaşayacaksın… Vakit varken iyi düşün.

İyi düşün ki ahiret ticareti yapman için verilen bu geçici ömür sermayeni, tek sermayeni elinden kaptırma.

Bak, herkes seni çağırıyor, evrimci evrime inanmaya, deist deizme, ateist ateizme, maddeci maddeye, budist budizme, hristiyan kendi dinine… Herkes kendine inanmaya çağırıyor.

Bunlar sınav sorusundaki yanlış şıklar gibi.

Sen sınavdasın. Doğru şıkkı bulman gerek. Tek atımlık hayatın var.

Aklını kullanırsan kolay.

İnsanı yaratan Allah, onu vahyi ile bilgilendirdi. Gözün görsün diye güneşi yarattığı gibi, kalbin görsün diye de Kur’an’ı indirdi.. 

Kur’an’la bak, Kur’an’la düşün.

Bak Allah’ın Elçisi, Allah’ın ayetlerini bildiriyor: “Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı?”

Aldanma…

Bak Hz. Âdem’den bu yana insanlar iki koldan yürüyor: biri Allah’ın elçileri ve müminler; diğeri inkâr edenler…

Sen davaları bir, özü sağlam, sözü dürüst, aldanmaz ve aldatmaz elçilerin rehberliğinde Allah’ın yoluna tâbi ol… Bak Allah ne buyuruyor: “Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim.”

Sağlam bir dağ gibi ol. Savrulma kum tepeleri gibi. Kalbine onun bunun taşıdığı yalanları koyma.

Sahtenin yarını olmaz. Yarına vardığında sahte inanca ömrünü vermiş olmanın pişmanlığını nasıl taşıyacaksın.

Seni yaratandır senin dostun.

Seni sevdiğini seni yaratarak gösterdi. 

Şimdi adım atma sırası sende. 

Adımını at Rabbine doğru. 

Peygamber (asm) gösteriyor yolu sana: “Andolsun, Allah’ın Resûlünde sizin için; Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel bir örnek vardır.”

Bak, “Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.”