Günlük hayatta bazen her şeyi mükemmel bir şekilde görür ve ayrıntılarına nüfuz ederiz. Bazen de gözümüzün önündeki şeyleri göremeyiz. Halbuki bulunduğumuz her iki ortamda da görmek için bütün sebepler tamdır. Birinde her şeyi bütün ayrıntıları ile görürken, diğerinde gözümüzün önündekini göremeyiz.
Acaba görme dediğimiz olay nasıl gerçekleşmektedir?
Güneş ışınları bütün eşyayı aydınlatmaktadır. Güneş ışınlarının eşyadan yansıyan kısmı gözümüze gelmekte, gözün arka kamera denilen retina tabakasındaki rodopsin moleküllerine ulaşmaktadır. Rodopsin molekülleri de bu ışınların etkisi ile opsin ve trans-retinal bileşiklerine ayrılmaktadır. Trans-retinal bileşiği daha sonra sırası ile trans retinole ve 11-cis retinal bileşiklerine dönüştürülmektedir. 11-cis retinal de, olayların başlangıcında açığa çıkan opsin ile enzimlerin yardımı ile birleştirilerek tekrar rodopsin moleküllerine dönüştürülmektedir. Ve sonuçta bir görme olayının seyri bu şekilde tamamlanmaktadır.
Saniyenin binde biri kadar sürede gerçekleşen bu mucizevi olaylar zinciri sonucunda görme olayı gerçekleşmekte, metabolik devirlerden biri tamamlanmış olmaktadır. Bu reaksiyonlar zinciri sonucunda, ikinci defa görmemiz için zemin hazırlanmakta ve yeniden rodopsin molekülü yapılmaktadır.
Görme olayı, bir ömür boyu devam etmekte ve hiçbir zaman aksatılmamaktadır. Ömür boyunca gerçekleştirilen bu olaylar; Cenab-ı Hakk’ın izniyle en kısa ve kolay yoldan gerçekleştirilmekte ve görme sırasında hiçbir şekilde enerji ve madde israf edilmemekte ve başlangıçta harcanan maddeler devir sonucunda geri kazanılmaktadır.
Bu olaylar düzenli bir şekilde gerçekleştirilirken en hayret edilecek şey; önümüzdeki şeyleri nasıl göremediğimiz değil, her an güneş ışınlarını bizim emrimize verip bize hizmetkâr eden, cansız molekülleri bizim görmemize vasıta eden ve bir ömür boyunca bize görme nimetini bahşeden Cenab-ı Hakk’ın bu nimetini görememektir ve şükür secdelerine kapanmamaktır. Yoksa dikkat eksikliğinden veya başka şeylerle meşguliyetten önümüzdekileri görmememiz normaldir.
Bu gerçeği Bediüzzaman Hazretleri: “Basar masnuatı görüp de, basiret Sanii görmezse çok garip ve pek çirkin düşer.” cümlesiyle ifade etmiştir.
Çünkü basar (göz) ile bu fani, geçici dünyayı kazanma imkânı varken, basiret (kalp gözü) ile ebedi bir dünyayı kazanma fırsatı var. Akıllı olan bir insan, bu fırsatı elinden kaçırmayacaktır. Basiretli insanlardan olmanız dileğiyle...