Hz. Zeynel Abidin'in (ra) duası:
''Rabbim!.. Ömrümün geçen kısmında bana ihsanda bulunduğun gibi, kalan kısmında da bana ihsanda bulun ve ihsanını hakkımda tamamla. Ey merhametlilerin en merhametlisi!..''
(Sahife-i Seccadiye'den)
***
Elinizdekiler tükenir; Allah katındaki ise kalıcıdır. Sabredenlere, ödüllerini, yaptıklarının daha güzeliyle vereceğiz.
(Nahl Suresi, 96. ayet meali)
...
Allah'ım, Sen'den, bildiğim ve bilmediğim bütün hayırları dilerim; bildiğim ve bilmediğim bütün şerlerden de Sana sığınırım.
(Peygamber Efendimiz'den (asm) - Cami'u's-Sağîr)
***
Çalışan adam!
İnsan, çalışmaya başladığında yaptığı iş en basit, en az beceri gerektiren iş bile olsa, ruhu dinginleşir.
İnsan çalışmaya başlar başlamaz, bütün şeytanlar onu terk eder ve yaklaşamazlar.
Adam, adam olur.
— T. Carlyle
***
NEREYE?.. ISLAMA KÖFTEYE!..
Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri de baskıların en yoğun olduğu 1930'lu 40'lı yıllarda insan yetiştirmenin derdine düşenlerden... Öyle bir zaman ki, Kur'an öğreten müesseseler kapatılmış, evler basılıyor, cüzler toplatılıyor; ezanlar Türkçe, camiler satılık... ''Allah'' demenin bile cesaret istediği yıllar...
Böyle bir ortamda, bir fikir gelmiş aklına... Talebelerini almış yanına ve doğru Adapazarı-Haydarpaşa treninin kompartımanına... Tren gidip gelirken, fırsattan istifade talebelerine ders okutmaya başlamış.
Elbette bu işten şüphelenen emniyet mensupları hemen takibe almışlar. Böyle bir sefer sırasında tren Adapazarı'na vardığında Süleyman Hoca Efendi'nin yanına gelmişler ve suç üstü yakalamış edasıyla sormuşlar: ''Adapazarı'na neden geldiniz?''
Fakat Hoca Efendi de hiç ummadıkları bir cevap vermiş:
''Neden olacak... Islama köfte yemeye...''
***
Bugün hava güzel,
Bugün içim içime sığmıyor.
Annemden mektup aldım,
Memlekette gibiyim.
Allah'a şükür karnım tok;
Elimi uzatsam kahve fincanı dudaklarımdadır.
— Cahit Sıtkı Tarancı
***
Allah'ım!.. Beni kendine ve sevdiğine yakın kıl!..
— Hz. Hatice (r.anha) annemizin bir duası
***
Doğrular her çağla çağdaştır da, her çağ doğrularla çağdaş değildir.
— M. Selahaddin Şimşek
***
Hayır O'nun elinde,
Sende ancak nedâmet...
Her şeyin sahibine
Her şeyini fedâ et,
Nefsinin midesinde
Yûnusvârî nidâ et:
''Kendine kıyan benim,
Sübhan sensin, ey Hâlık!''
— Adem Yolcu
***
KURU GÜRÜLTÜ
Bir aslan dolaşırken acayip gürültülü bir ses duymuş. İrkilmiş... ''Acep ne ola ki?'' diye meraklanmış. Sonra da ''Belki yaman bir hayvandır. Benden baskın çıkabilir.'' diyerek sesin geldiği yöne temkini elden bırakmadan yürümüş.
Gide gide yolu kayalık bir vadiye çıkmış. Bir de ne görsün? Bu kükreme gibi gürültü bir kurbağanın sesi değil miymiş!.. Kurbağa kayalarda yankılanıp büyüyen sesini duydukça keyiflenip bağırmış.
Aslan, ''Hey be kerata!'' demiş. ''Cirmine bakmazsın, dünya kadar gürültü edersin de herkesi korkutursun.'' diye kükremiş.
Kurbağa ise bu gerçek kükremeyi duyunca düşüp bayılmış.
Dünya böyle işte... Bazıları çıkardığı gürültü kadar büyük olmuyor.
***
Bedenini beslemek, onun ihtiyaçlarını gidermek için bir sanat öğrendin; bir işin, bir mesleğin var.
Ruhunu beslemek için de din sanatını öğrenmeye çalış!
— Hz. Mevlânâ (ks)