TR EN

Dil Seçin

Ara

Mart 2017

post-title

Mart 2017, 483

 

Merhaba değerli okuyucularımız;

Yine güzel bir mevsime giriyoruz yine bahar, yine bahar.

Bu mevsim ile beraber biz de kıpırdayalım kıştan çıkalım.

Yüzümüz doğuma, dirilişe dönsün…

Gönlümüz çok özledi baharı.

Dalların ucunda çatladı, çatlayacak tomurcuklar. Cemreler de tamam. Her yer donandı.

Donanacak yine beyaza, yine yeşile.

Göz önünde her mevsim yaşanır bu mucize de, görenler kimlerdir acaba?

Kimlerdir bu güzelliğe şahitlik edenler?

Maşallah deyip, taze bir nazar ile bakıp, hayret edenler.

Sebep ey; diyenler.

Odundan meyve çıkarana, kara toprağı yüz türlü renge boyayana hayret edenler onlardır işte.

Dirilişin mahşerin provasının yapıldığı bu mevsimi doya doya seyredip Rabbine olan hayranlığını seslendirenlerdir onlar...

İmanının meyvesini tadan onlardır işte.

Onlara ne mutlu.

Selam olsun bu hassas yüreklere, sinelerindeki yürekleri Allah için çarpanlara..

Hayret yarışında, tefekkür bahçesinde meleklerle arkadaş olanlara canı gönülden selam olsun.

“Bin bahar görse taş yeşermez” diyor, Hz. Mevlânâ.

Taş duymayabilir bilir olan biteni ama biz insanız, öyle değiliz. Biz inanıyoruz, bizim bir farkımız var. Biz bu dünyanın, bu baharının şahidiyiz…

Kupkuru ağaçlara, ölü toprağa can veren Allah, öldükten sonra bizleri de diriltmeye muktedir olduğunu böyle gösteriyor.

Allah'ın kudreti karşısında, baharın yaratılması bir çiçek kadar kolaydır.

İnsanı ölümden sonra diriltmesi de, Allah için kıştan sonra baharı yaratması kadar kolaydır.

Haydi doğmaya haydi Zafer’le beraber yeniden gönüller fethetmeye.

Var mısınız?

Sizlerle güzel bir sayı ile tekrar buluşmak güzel. Elinize aldığınız derginizin sayfaları her ay değiştiği gibi, ömür sayfalarımız da değişiyor.

Asıl önemli olan ise, ömür sayfalarımızı ebedi hayatımızda bir değeri, bir karşılığı olan şeylerle doldurmak değil mi!..

Elinize boş bir defter alsanız, onun sayfalarını anlamsız, değersiz ya da ne dünyaya ne ahirete faydası olmayan şeylerle doldurmak kolaydır. Ancak böyle olduğunda o defterin saklanmaya değer bir kıymeti olmayacağı açıktır.

Defterimizi değerli bilgilerle doldurmak ise çaba ister, şuurlu bir süreç ister. Defteri de değerli yapan budur, yani içindekilerdir.

Zafer Dergisi 41 yıldır sizlere sayfaların en güzellerini sunmak için gayret ediyor. Bu sayfaları ömür sayfalarına taşıyan ve pek çok dertlerine çare, problemlerine çözüm bulan okuyucularımızın memnuniyetini ve dualarını bizlere iletmeleri en büyük şevk kaynağımız oluyor.

Evet şu bir gerçek ki, Zafer Dergisini okuyanlar abone olmakta hiç zorlanmıyor, aksine başkalarını da abone yapıyor. Çünkü insan mesela elinde tuttuğu bir meyvenin değerini onu yediğinde takdir edebilir. Tadını alan, faydasını gören bir insanın takdiri de farklı olur.

Zafer Derginizin sayfaları da hayatımıza ışık, imanımıza nur katacak bilgilerle dopdolu. Sizleri bunları başkalarına da ulaştırmaya çağırıyoruz. Ta ki, onların da ömür sayfaları güzelleşsin, değerlensin. Ve hep birlikte, bir kişinin ebedi hayatına olumlu katkıda bulunmanın bahtiyarlığına erelim, Rabbimizin rızasına ulaşma ümidimiz artsın…

...

Maddi ve manevi güzelliklere yürüdüğümüz bu mevsimde çevrenizdeki insanları abone yapma konusunda sizden duyarlılık bekliyoruz.

LÜTFEN ABONE KONUSUNDAKİ ÇAĞRIMIZI DİKKATE ALINIZ.

BİRER YENİ ABONE BULALIM.

BİR GÖNÜL YAPALIM. BU DOST SESİ KARŞILIKSIZ KOMAYALIM.

HAYDİ DOSTLAR BAHARLA BERABER BİZ DE COŞALIM.

...

Zafer de bir zafer bekliyor sizden.

Haydi bismillah..

...

İnsan inandığını hissettiği zaman yaşar.

İnandığına uygun davrandığı zaman yeniden doğar.

Öyleyse yeniden doğma vaktidir. Bu kutlu vakti kuşanalım.

Dost sese kulak ve gönül verelim..

Zafer sizden de bir gönül zaferi bekliyor.

Haydin yiğitler diyor.

...

BAKIN ELİMİZDE HARİKA BİR SAYI VAR.

ÇANAKKALE ZAFERİMİZ.. NELER YAŞANMIŞ BİR KERE DAHA GÖRELİM.

CENNET VATANIMIZI BİZE CANLARI BAHASINA BIRAKAN ŞEHİTLERİMİZE VEFA BORCUMUZ VAR ONU ÖDEYELİM İNŞAALLAH..

 

 

Dergideki Yazılar