Biliyorum!..

HZ. PEYGAMBER (asm) dünyaya gelmeden az bir zaman önce Arap şairlerinden biri, şiirinde şunları dile getiriyordu:

“Biliyorum Allah’ım, varsın…

Gökteki yıldızlara bakıyorum, 

onları oraya koyan biri olmalı diyorum. 

Bunlar kendi başına olmaz. 

Biliyorum ki varsın.

Çöldeki izlere bakıp 

hangi hayvana ait olduğunu biliyorum. 

Bu kadarını ben de anlıyorum. 

Biliyorum ki varsın. 

Fakat Sen nasıl bir yaratansın? 

Bunu merak ediyorum. 

Biri çıkıp gelse de 

Seni bana tam istediğim şekilde anlatsa… 

Bunu ne kadar arzu ediyorum.” mealinde şiirler söylüyordu.

Sonunda bu bekleyişe bir gün Âlemlerin Rabbinden cevap geldi ve Onun gönderdiği Son Peygamber Hz. Muhammed (asm), onların sorularına Kur’an ile cevap verdi bir bir.

Gözün ihtiyacına Rabbimiz nasıl ışıkla cevap veriyorsa, midenin ihtiyacına nasıl yarattığı nimetlerle cevap veriyorsa, aklın ve kalbin aradığı ve cevabını beklediği sorulara da gönderdiği Peygamber (asm) ve elindeki Kur’an ile cevap verdi.

Allah’ın değişmeyen kanunuydu bu.

Arayan bulacaktı. Bekleyen kavuşacaktı.

Ve nihayet insanoğlu o beklediğine kavuştu. 

Allah vermeyeceği şeyi istetmez, söyletmez. 

Ne kadar fıtrî ve içten bir isteyiştir ve bekleyiştir bu…