TR EN

Dil Seçin

Ara

Müminin Enerjisi

Allah’a imanın ve Ona dayanarak hareket etmenin mümine kazandırdığı büyük bir enerji vardır. Mümin bu enerjiden kuvvet alarak güçlenir ve bu hayat yolunda adım adım ilerleyerek büyür.

 

Allah’a imanın ve Ona dayanarak hareket etmenin mümine kazandırdığı büyük bir enerji vardır. Mümin bu enerjiden kuvvet alarak güçlenir ve bu hayat yolunda adım adım ilerleyerek büyür. Rabbinden aldığı güçle hayatını değiştirip güzelliklere sevkettiği gibi, kötülüklerden uzak kalabilme gücünü de yine imanından alır. Kısaca diyebiliriz ki, mümin olmak ruhi ve bedeni olarak güçlü olmak ve bu güçle güzel işler başarıp insanlığa olgunlukta tam bir örnek olmaktır.  

 

Genel bir incelemeyle müminin enerjisinin kaynaklarını biraz açıklayalım:

Mümin kesin bir şekilde, şüphesiz iman etmiştir. İmanla mümin bir düzen içinde olduğunu bilir ve düzenin bir parçası olur. Kaygı, endişe, ölüm ve yok olma korkusu gibi enerji tüketen tüm korkulardan emin olur. İç çatışmalarla, çelişkilerle ve başıboşlukla enerji kaynaklarını tüketmez. İman mümine bir amaç vermiştir. Allah’ın hoşnutluğunu ve rızasını kazanma hedefiyle enerjisini bir amaca toplamıştır. Dağınık amaçlarla enerjisini parçalamaz ve amaçsızlıkla enerjisinin verimsiz hale gelmesine izin vermez.

Mümin, haramlardan kesin bir şekilde uzak durur. Haramlar genel itibariyle insanın enerjisini tüketir, insana negatif enerji yüklerler. Özellikle yemede haramlardan sakınmak müminin enerjisinin artmasını sağlar. Mümin insan vücudunu tüketen, zehirleyen veya bozarak değiştiren uyuşturucu, içki, domuz eti ve leş olmuş etlerden uzak durur. Mümin sigara gibi sağlık için tehlikeli olan ve şüpheli olan içecek ve yiyeceklerden de uzak durur. Tüm bu enerji tüketen haram ve şüpheli yiyecek ve içeceklerle kaybedilecek enerji müminde birikir.

Mümin yemesini iyi bilir. Nimeti vereni bilir. Nimetin niçin verildiğini bilir. Yemeğe besmeleyle başlar. Böylece yemek ona tüm enerjisini, bereketini ve faydasını açar.

Az ve yeterince yer. Böylece yediğini daha iyi hazmeder ve yediğinin enerjisini daha çok alır. Çok yiyerek hazımsızlığa ve sindirimde enerji kaybına neden olmaz.

Yediklerini güzel düşüncelerle yer. Yemeğini güzel düşünce ve sözlerle pişirir. Yemeğin sonunda şükrederek memnuniyetini dile getirir. Böylece büyük bir pozitif enerji meydana getirir.

Mümin ibadetlere yoğun ilgi gösterir. İbadetlerle hem manevi, hem maddi enerjiler kazanır. Dosdoğru kılınan bir namazın bedene yüklediği enerjiyi başka bir şeyde bulmanın mümkün olmadığına çok defa şahit olmuştur. Namaz, oruç, Kur’an ve Allah’ı tesbih etmeyle Hint fakirlerinin, yogilerin asla yakalayamayacakları kadar çok enerjiler kazanabilir.

Mümin, almanın sırrının şükür ve vermek olduğunu bilir. Sahip olduğu enerjiye, nimetlere şükreder. Sahip olduğu enerjiyi doğru işlerde kullanıp, insanlara yardım ederek enerjiye bir kanal olur. Ne kadar çok enerjisiyle faydalı olursa o nispette enerjisi artar.

Mümin Allah’a aşıktır. Aşık ise aşkın sağladığı enerjiyle harikulade haller gösterir. Geceleri uyumadan geçirebilir…

Mümin nefes almayı iyi bilir. Bedenine daha çok temiz hava göndererek daha çok enerji üretir. Namaz kılması ve Kur’an okuması da nefesini açmasına katkı sağlar.

Mümin tüm canlılar gibi güneş doğmadan sabah namazına kalkar ve bu vakitte farklı bir enerji kazanır.

Mümin dünyalık kayıplarına üzülmez. Diğer müminleri kardeşi olarak görür. Tüm insanları ve canlıları yaratandan ötürü sever. Kin, nefret, haset gibi negatif enerji emici huylardan kurtulmuş ve sevginin verdiği pozitif enerjiyle yüklenmiştir.

Mümin haramlarla kendisini tahrik edip, enerjisinde kaçaklar oluşturmaz. Helallerle yetinir.

Mümin kendini bilir. Neler yapabileceğini bilir. Kendisini basit sınırlarla sınırlamaz. Rabbini bilir. Enerjisini bilir.

Mümin peygamberimizin söz ve sünnetlerine dikkat eder. Böylece kendisine peygamberden bir kapı açar ve insanlığın en mükemmeli olan rehbere ve onun enerjisine yaklaşır.

Mümin bilgilidir. “İlim müminin yitik malıdır. Onu nerede görseniz alınız” sözüne uyar enerjisini nasıl artırabileceğini bilir.

İstiklal Marşını, şiir olarak yüksek sesle on kez okuyunuz. Sizi etkiledi mi? Mehmet Akif’in duygularından bir şey hissettiniz mi? Kendinizi az da olsa Mehmet Akif gibi hissettiniz mi? Şimdi bir de defalarca Kur’an’ı okuyun. Sonsuz kudret sahibinin sözlerini tekrar edin. Acaba o sözlerden müminin bir şeyler kapmaması mümkün mü?

Mümin bedenen, ruhen ve ahlâken temizdir. Çevresini de temiz tutar. Temiz yerde pozitif enerji toplanır. Kirli yerlerde ise enerji kayıpları ve hastalıklar ortaya çıkar.

Mümin enerji tasarrufu yapar. Onun enerji kayıp ve kaçakları yok denecek kadar azdır. Harcadığı enerjisini kısa sürede toparlar.

Müminin dua gibi büyük bir silahı vardır; hayatın hertürlü zorluklarına karşı bunu kullanır. Dua ederek enerjisini artırabilir, kendisini dualarla pozitif yönde programlayabilir.

Mümin enerjisini sonsuz kudret sahibine bağlar. Güneşe yönelen ayna ya da devletin gücüne dayanan memur gibi, Rabbine dayanarak direk sonsuz kudret sahibinden enerji takviyesi almış olur ve böylece enerjisini sınırsıza yaklaştırabilir; kendi gücüyle yapamayacağı pekçok şeyi yapar.