TR EN

Dil Seçin

Ara

Besmele Ve Yemek

Su ve besinler tabiri caizse duydukları, gördükleri her şeyi üzerlerine kaydediyorlar. Hatta duydukları nedeniyle yapılarını dahi değiştiriyorlar.

 

“O halde eğer O’nun ayetlerine inanan mü’minler iseniz üzerlerine Allah ismi anılmış olanlardan yeyin.” (Enam, 118)

Besmele gibi bir hazineyi bize verdiği için Allah’a şükrediyorum. Yaptığı bilimsel çalışmalarla suyun hafızası olduğunu ispat eden bilim adamlarına ve yaptığı deneylerle suyun söylenilen güzel ve çirkin sözlerle nasıl değiştiğini fotoğraflayan, böylece besmelenin sırlarını kavramama vesile olan Japon bilim adamı Masaru Emoto’ya teşekkür ediyorum.

Su ve besinler tabiri caizse duydukları, gördükleri her şeyi üzerlerine kaydediyorlar. Hatta duydukları nedeniyle yapılarını dahi değiştiriyorlar. Japon bilim adamı Masaru Emoto suyun kelimelere verdiği tepkiyi ve suda meydana gelen değişiklikleri görmek için pek çok deney yapmış ve ortaya çıkan sonuçların fotoğraflarını çekmiştir. Böylece deneylerinin sonuçları apaçık ortadadır. Suya Japonca olarak söylediği güzel sözlerle su moleküllerinin kristal yapıları daha düzgün ve güzel bir hale gelmiştir. Suya söylenen kötü sözlerle suyun kristal yapısının bozulduğu, düzensiz hale geldiği fotoğrafları çekilerek kanıtlanmıştır. Aynı durum değişik müzik türleriyle de denenmiştir. Yiyeceklerle yapılan bir deneyde iki kavanoza yemek konulmuş. Bir kavanoza her gün “teşekkür ederim,” denilmiş. Diğer kavanozdaki yemeğe ise “seni aptal,” sözü söylenmiş. Çok geçmeden seni aptal denilen kaptaki yemek siyah renge dönerek çabucak bozulurken diğer yemek hala taze kalmıştır.

Evet, artık kesin olarak biliyoruz ki, su ve yiyeceklerimiz her türlü sözden etkileniyor ve söylenilen her sözü üzerlerine kaydediyor, sözlere tepki veriyorlar. Bir insanın sözünden etkilenen su ve yiyeceklerin Rabbimizin sözlerinden etkilenmemeleri mümkün olur mu? Bilakis, O’nun sözleri karşısında tamamen teslim olur ve O’na itaat ederler.

 

İnsan olarak yaşamak için yemeye ve içmeye ihtiyacımız var. Yaşam enerjimizi yiyip içtiklerimizden sağlarız. Sağlıklı olmak için nasıl temiz ve doğru gıdalarla beslenmemiz gerekiyorsa, bir Müslüman olarak yemeye ve içmeye de besmele ile başlamamız gerekmektedir. Hepimiz yemeğe besmele ile başlamamız gerektiğini biliyoruz. Ancak bunun yeterince bilincinde ve farkında mıyız? Çoğumuzun farkında olduğunu sanmıyorum. Sözlerin yemek ve su üzerindeki etkilerini görmeden, besmelenin nasıl bir hazine olduğunu fark etmeden bunu anlamak zor. Dahası bunu denemeden anlamak, görmek mümkün görünmüyor.

Masaru Emoto, yaptığı ve kanıtladığı deneylerle sözlerin yiyecekler üzerindeki etkisini göstermiştir. Ama İslam’ın öğrettiklerinin yanında yaptığı bu çalışma çok küçük bir ispat olarak kalmaktadır. Nasıl ki, kelime-i şehadet bir kafiri tüm günahlarından temizleyip Müslüman yapıyor ve cehenneme yakıt olmaktan kurtarıp cennete lâyık hale getiriyorsa; nasıl ki, Allah’ın adını anmak, boğazlanan hayvanı leş olmaktan kurtarıp temiz bir gıda haline getiriyorsa, besmele de işte bu şekilde besinlerimizi temizleyip güzelleştirir. Kur’an gibi temiz ve güzel şeylere besmeleyle başlanması da besmelenin söyleyeni de temizleyip, güzelleştirdiğini gösterir. Dinimizdeki tüm bu örnekler bize besmelenin büyüklüğünü ve onun büyük etkisini ispatlar.

Yiyeceklerimiz soframıza gelene kadar kim bilir hangi seslere maruz kalıyorlar? Hangi ortamlarda ne düşünceler ile pişiriliyorlar? Bilindiği gibi tüm varlıklar Rabbimizi anarlar. Böylece tazeliğini ve temizliğini korurlar. Ancak marketlere, pazarlara gelen yiyecekler zaten ölmüş ve işlenmiş besinlerden oluşmaktadır. Bu durumda dışarıdan her türlü tesire açık hale gelen besinlerimiz, söylenen her sözden, dinlenilen her müzikten daha çok etkilenmektedirler. Marketlerde besinlerimize dinlettirilen nice müzikler, çalışanların sözleri, mutfakta bizim söylediklerimiz, dinlettiklerimiz ve düşüncelerimizin hemen hepsi besinlerimiz tarafından kaydedilmektedir. Açıkta kalan besinlerimizden, rivayetlerde bildirildiği üzere nice şeytan ve cinnilerin faydalanıp, enerjilerini emmeleri de cabasıdır. Böyle besinlerle hastalanmamız, zayıf ve güçsüz kalmamız hiç de imkânsız değildir. Yemek pişirirken bulunduğumuz ruh hali ve düşüncelerimiz dahi pişen yemeğe tesir edebilmektedir. Yemeğin lezzetini ve bereketini kaçırabilmektedir. Bu konuyla alakalı en güzel ve olumlu örnek Halil İbrahim kıssasıdır. İki kardeşin birbiri için besledikleri güzel düşünceler kıyamete kadar unutulmayacak bir berekete vesile olmuştur.

Besinlerimizdeki bu kötü söz ve düşünce kayıtlarına ve bozulmalarına karşı Müslümanın tek ve en etkili silahı besmeledir. Besmeleyle besinlerimizdeki kirli ve zararlı kayıtları silebilir, onları kendimize daha faydalı hale getirebiliriz. Besmele bir anahtardır. Yiyeceklerimizdeki faydalar ve enerjiler, ancak besmele anahtarıyla bize tam açılır. Yiyecekler bizi, Müslümanı besmele anahtarıyla tanır. Besmele anahtarıyla yapılan yemek, Allah namına yapılmış olur. Besmele anahtarıyla yiyeceklerimiz biz insanın bir parçası olabilmek için gayrete gelir.

Yiyeceklerimizden daha iyi faydalanmak, onları daha temiz bir hale getirmek ve daha çok enerji kazanabilmek için bazı şeylere özen gösterelim. Yemeğe besmele ile başlamayı bir düstur edinelim. Başında unutsak dahi, yemeğin ortasında besmeleyi içten, samimi bir şekilde yemeklerimizin üzerine söyleyelim.

Nasıl ki, Kur’an’ın bir harfini okumak on ile yetmiş bin sevap kazandırıyorsa, besmele de söyleyen kişiye ve samimiyete göre benzer oranda fark oluşturacaktır. Besmeleyle yemeklerimiz tazelensin, enerjilensin, şeytanın negatif enerjilerinden kurtulsun, Rabbimizin sözüyle hizaya gelip toparlansın. Bir nevi imanını tazeleyip temizlenerek Müslümanın temiz vücudunun temiz bir parçası olsun.

Yemek pişirmeye de besmele ile başlayalım. Yemeklerimize mutfakta güzel müzikler, sözler dinletelim. Onları güzel düşünceler ile pişirelim. Göreceksiniz ki, böylece hayatınızdaki en leziz yemeği tadabileceksiniz. En basitinden bu durumu çayda dahi görebileceksiniz. Çok şükür ki, yıllar önce samimi düşünceler ve sözlerle hazırlanmış dünyanın en leziz çayını dört arkadaşla tatmak nasip oldu. Umarım herkes bu lezzeti tadar. Aynı kişi, aynı su, aynı demleme yöntemiyle yapılan ama lezzetlerinde inanılmaz fark olan çok çay tattım. Yemeği pişirirken onun lezzetli olmasını, yiyecek olanların beğenmesini, onlar için faydalı olması duasını kalbinizden geçirin. İyi niyetle yemeği pişirin…

Büyüklerimizin yemeklerini “Halil İbrahim bereketi ver…” gibi dualarla pişirip yemeleri ve besmeleye büyük önem vermeleri acaba onların yaşamlarını bereketlendiren sır olmasın?. Besmelenin tüm bereketine, faydalarına, sırlarına ve güzelliklerine kavuşmanız dileğiyle…