Suyu Çeşme mi Yapıyor?
Nur Külliyatında masdar ve mazhar kelimelerinin özel bir yeri vardır ve sıkça…
Ara
Değerli okuyucularımız, sevgili Zafer dostları;
Mübarek Ramazan Bayramınızı canı gönülden tebrik ediyoruz. Rabbimizden bizi feyizli bir Ramazan’a daha ulaştırması dileğiyle… Ömrümüzün belki de son Ramazan-ı Şerifi de bitti gitti... Hem de hayatımıza hayat katarak...
Rabbimizin katında lehimize şahitlik etmesini umuyoruz. En kıymetli hazinelerin bile yanında değersiz kaldığı bu özel zaman dilimini doya doya yaşadık bir ay boyunca.
Rabbimiz, biz âciz ve günahkâr kullarının yapmak isteyip de bir türlü yapamadığı o değişim ve dönüşüm arzularına bu ayla cevap verdi. Yeryüzüne bir cennet sofrası indirdi. Az ya da çok, bundan herkes nasiplendi.
Zafer okuyucuları olarak sizden ricamız: Bundan sonraki günler için de bu ayın bereketinin hem özel, hem de genel toplum hayatımızda devamı için Rabbimizden duacı olmanız.
Yaşadığımız coğrafyada yıllar yılı ne problemler bitti, ne de imtihanlar... Şunca sene yaşadık; dertsiz bir gün, bir yıl geçmedi. Aslında buna pek de şaşmamak gerek. Çünkü dünyanın fani yüzü bu. Hz. Peygamber (asm) dünyayı bir tarlaya benzetiyor. Haliyle, tarlada çalışmak vardır; rahat yoktur. Toz duman, gürültü patırtı, ne varsa hepsi şu küçücük dünyada... Oysa bizim dışımızdaki herhangi bir gezegende böyle bir hâl söz konusu değil. Çünkü insan nerede, şeytan orada. Hâliyle imtihan da burada. Onun içindir ki; sık sık gelgitler yaşıyoruz. Dünya yaratılalı beri, bir grup, hayatı insanlara hep zehir etmeye çalışırken; bir avuç insanlık fedaisi ise, bu dünyayı yaşanabilir hale getirmeye çalışıyor. Bizim de hizmetimiz işte tam bu. Son söz ise kaderindir. Bizi aşan olaylarla karşılaştığımızda ise şu teselli imdadımıza yetişiyor:
“Mânen sevdiğin ve alâkadar olduğun ve perişaniyetinden müteessir olduğun ve ıslah edemediğin şu kâinat, bir Kadîr-i Rahîmin mülküdür. Mülkü sahibine teslim et. Ona bırak; cefâsını değil, safâsını çek.” (Bediüzzaman, Mektubat, 219-220)
Bazen “Mevlâ görelim neyler” deyip pencerelerden seyretmekten başka yapacak bir şey kalmıyor. Yaşananlar ne olursa olsun, asla ümitsizlik yok. Çünkü varacağımız yer ufukta görünmüştür. Hedef uzakta değil, yakındadır. İnişler çıkışlar olsa da, yepyeni bir nesille beraber olmak için kalbimizi, duygularımızı diri tutmamız gerekiyor.
Dünya nurunu arıyor. Doğum sancıları çekiyor. Elbette kolay olmayacak yeni bir döneme geçiş. Ancak eninde sonunda hak, her zaman olduğu gibi yine galip gelecek.
Evet, bereketli bahar yağmurlarından şikâyet edilmez, çünkü biliriz ki sağanak sağanak gelen bu yağmur, aslında bir rahmet elçisidir. Şimdi yağmalıdır ki, ilâhî sanatın tecellisi olan çiçekleri, bereketli meyveleri sunabilsin bizlere.
Evet, kışı görmeden bahara çıkmak imkânsızdır. Manevî mevsimler de aynen böyledir. Şüphesiz yaşadığımız her mevsim bahar olmayacaktır dünyada... Kış da gelecek, eza ve cefa selleri de görülecek... Ama bunun ardından da rahmet dolu ebedî bir mevsim gelecek.
Maddî ve manevî bütün musibetler, insanları arındırmaya, safîleştirmeye yarıyorlar. Kararmışsa ufuklar, aydınlığı çoğaltmak için çalışacağız. Ümitsizse insanlar, daha fazla yardımlarına koşacağız. Yaşanan bütün bu sosyal olayların gümbürtüleri ise, ümidimizi ve şevkimizi artıran bir mûsıkî nağmesinden ibarettir ancak. Ebedî bir bahar gelecektir inşallah. İnanan bir insan için dört mevsim de güzeldir. O gelip geçici olayların tesiri altında kalmaz. Bazen saadetlerden felaketler çıkacağı gibi, felaketlerin içinden de saadetlerin çıkacağının şuurundadır. Böyle bildiği ve inandığı için, üzerine düşeni yapar, Cenab-ı Hakk’ın vazifesine karışmaz. Rabbim, dünyaya niçin geldiğimizi unutmadan yaşamayı nasip etsin cümlemize inşallah. Ramazan’la beraber sunulan bu altın fırsatı kaçırmamayı cümlemize nasip etsin. Âmin...
***
Yazarlarımız olsun, abone servisinde çalışan arkadaşlarımız olsun, el ele gönül gönüle bu uğurda Zafer sayfalarında yılmaz bir mücadeleyi sürdürmeye çalışıyorlar…
Zafer’in kapaklarından içindeki yazılara kadar yansıyan bu ruh hali ve ümit dolu hava da bunun bir işareti değil midir? Evet, Zafer’in her sayfasını merakla takip ettiğinizi biliyoruz. Bu sayımız da ilginizi çekecek. Gerçekten son ayların tefekkür bakımından en dolu sayılarından biri. Bu manevî güzelliği dostlarımızla paylaşmak da siz okuyucularımızın görevi inşallah.
Gayret bizden, bereket Rabbimizden.
Özellikle Mehmet Tüzün, Alaaddin Başar, Metin Karabaşoğlu, Kâzım Uysal ve Zeki Tan’ın yazılarını bu açıdan dikkatle okumanızı istiyoruz. Bunlar belki de hayatımızı etkileyecek, yeni bir tefekkür derinliği kazandıracak yazılardan sadece birkaçı bu ay. Öyküler ise her zaman olduğu gibi nefeslendiğimiz, neşelendiğimiz önemli duraklarımız.
Yine yeni kalemler var aramızda ve yeni araştırma yazılarıyla beraber. Büyük emek mahsulü olan bu çalışmalar, dikkatle okunmayı ve paylaşılmayı hak ediyor.
Cüneyd Suavi, İbrahim Erdinç Şumnu, Aytekin Coşkun, Kemal Sayar, Nevzat Tarhan, Banu Yaşar, Abdülkadir Dinç, Yaşar Çil, Tevfik Özlü, Ömer Sevinçgül, gönül tellerimize dokunuyorlar yazılarıyla...
Yarınların bugünden daha güzel olması için yapacağımız tek şey var:
O da bugün elimizde tuttuğumuz ömür tohumunu hizmet toprağının altına gömmek...
Onu Kur’an’ın güneşiyle buluşturmak...
İmanın suyuyla sulamak...
Haydi hep beraber elimizdeki bu hazineyi, bu sermayeyi çoğaltmaya; onu Rabbimizin istediği yolda ve uğurda kullanmaya...
Nur Külliyatında masdar ve mazhar kelimelerinin özel bir yeri vardır ve sıkça…
"Cansızlardan canlı oluşumu iddiaları var ve bunun üzerine deneyler yapılıyor. Yaratılış gerçeği…
Küçük çocuk annesiyle birlikte geziyordu. Şehrin parkıydı burası, ortasında büyükçe bir havuz…
“Allahım, benimle konuş!” diye yalvaran bir insanı anlatan, kısa ama derin bir…
MESELESİ OLMAYAN İNSAN KİTAP OKUMAZ Bir... ''Kitap oku'' kampanyalarıyla okuyanların sayısı çoğaltılabilir…
Bilim ve fennin zirvelere doğru gittiği çağımızda, insanoğlunun bir çok problemine ait…
“Bazı kötü insanlar nice masumların kanını akıtıyorlar. Kimilerinin malları ellerinden alınıyor. Kimileri…
Dünyamızdaki toplam suyun yaklaşık %97,6’sı deniz ve okyanuslarda bulunan tuzlu sulardır. Geri…
Bir gün babası uzun bir sefere çıkan bir çocuğa sormuştum, “Deniz neden…
Epiktetos binlerce yıl öncesinden konuşuyor: “Bir gemiyle yolculuk ettiğini ve o geminin…
Bir sabah kalbinde şiddetli bir ağrı ile uyanan eşi için bayan Tuttle…
“Ayı” lakaplı Edward Grylls’in “Ultimate survival” dizisinin bir bölümünü izlemiştim. Vahşi doğada…
Namazda ruhun ve kalbin ve aklın büyük bir rahatı vardır. Hem, cisme…
Nihayet karınca vadisine geldiklerinde, bir dişi karınca dedi ki: “Ey karınca topluluğu,…
— Hz. Peygamber’e (asm) ve Hz. Üstad’a hasretle… Yaşayan bilir. Hasretin zevki…
Meşhur dedektif Sherlock Holmes ile Dr. Watson kampa gitmişler. Güzel ama ağır…
Görme duyumuz Rabbimizin bize bahşettiği en önemli nimetlerdendir. Bazı büyüklerimizin de ifade…
Bilim ve teknolojide bu derecede terakki ettiğimiz halde, hâlâ organ naklini tam…
HAYAT DEDİĞİN… Hayat bir yolculuk… Önce anne karnından gidiyoruz; sonra bebeklikten, çocukluktan…
Modern dünyanın insanları her zamankinden daha çok, özellikle günümüzde ilahi metnin ebedi,…
Eskiden ne çakmak ne de kibrit varmış. Evinde ateşi sönen ne yapacak?.. Mangal…
Büyükleri ziyaret etmenin ömrü bereketlendirdiğine inanır, bundan haz duyardı. Hele de baba…
Çok eski bir hikaye vardır. Eski kadim zamanlarda surlarla çevrili bir şehre…
Yüzmeyi bilmek ve zaman zaman yüzmek, Peygamberimizin (asm) ümmetine tavsiyelerindendir. Yüzmenin sağlığımıza…
NASIL BİR KURT? Selim Gündüzalp'in yakın dostu Saatçi Burhan, kitabın arasındaki gördüğü…
Sesini değil, sözünü yükselt! Yağmurlardır büyüten zambakları, gök gürültüsü değil. — M.…
Misafire yemek yedirmekte çok fazilet vardır. Bu mevzuyla ilgili bazı hadisler şunlardır:…
Küçücük bir dükkandı. Buna rağmen, semtinde meşhur olmuştu. İçeriye iki-üç masa, ancak…
Dünya güzellikleri görmenin tam yeridir. Her yer güzel eserlerle dolmuş taşmış durumda.…
Pîrî Reis XVI. asırda yaşamış, bütün dünyaca zamanının en büyük coğrafya ve…
Nil Nehri kıyısı... bir köy; virane!.. Kamıştan kerpiçten üç - beş yüz…
Kavramlar ve algılar yardımıyla soyut ya da somut nesneler arasındaki ilişkiyi kavrayabilme,…
İnsanın en büyük hatası, gençliğini eğlenceye verip, ibadeti yaşlılığa bırakmasıdır. …