HAYAT DEDİĞİN…
Hayat bir yolculuk… Önce anne karnından gidiyoruz; sonra bebeklikten, çocukluktan gidiyoruz; gençlikten, olgunluktan gidiyoruz ve nihayetinde dünyadan gidiyoruz.
***
RIZIKTA RAKİP OLMAZ
İş hayatında aynı meslekle uğraşanlar birbirinin rakibi olarak görülür. Bu insanı ortaya bir fark koymaya mecbur etmesi, dolayısıyla da işini geliştirmeye zorlaması bakımından iyidir. Ancak bazıları ifrat bir düşünceyle rakibini müşteri çalan bir hırsız gibi görür. Oysa insan için çalıştığı kadar vardır; çok isteyen daha iyi çalışmalı.
En önemlisi de şu ki; meslekte rakip olur, ama rızıkta rakip olmaz. Bunun için herkes kendi işine bakmalı...
***
CEVAP
Unutulsaydı, toprağın altında tohumlar unutulurdu. Herkesin unuttuğu tohumları Allah (cc) unutmuyor; seni beni mi unutacak. İnsanın bu korkusuna Âlemler Rabbi, en çok yarattığı minicik eserleri olan tohumlarla cevap veriyor. O kadar ki nereye baksan bu cevabı bulursun; Allah (cc) senin en büyük soruna cevabı, en küçük eseriyle veriyor…
***
YOKLUĞU ANLAMAK
İnsan bir şeyi yaşamadan anlayamıyor. Orucun bir hikmeti açların acı hallerini hissetmeye sebep olması. Ne gariptir ki, aç kalmadan en çok bildiği açlığı dahi hissedemiyor insan.
Peki ya yokluğu nasıl hissedecek?..
Bu konuda çok yetersiz haldeyiz ve hiç anlayamıyoruz aslında. Onun için mi acaba ölüme bu kadar bigâne kalabiliyoruz. Cehennem yokluk olmasa da, her çeşit var olma keyfiyetlerinden mahrum olmanın acısının tadılacağı bir yer belki; varlıktayken yokluk acısının yaşandığı bir yer… Cehennemde var olmayla teselli bulmak, aslında cehennemi de, yokluğu da hiç anlayamamanın tam bir göstergesi...
***
ZAMANI GEÇMEDEN
Seyrettiği çizgi film ya da başka bir yerden görmüş olacak ki, bir gün kızım yanıma geldi ve karşımda durup bana doğru eğildi. Görünen oydu ki, bana olan saygı ve sevgisini böyle göstermek istemişti.
Onu hemen kucağıma alarak öptüm ve dedim ki: “Kızım biz Müslümanız, Allah’tan başkasının karşısında eğilmeyiz.” Elbette o bu sözümü tam anlamıyla kavramamış olabilirdi; fakat unutmamalı değil mi, “ağaç yaşken doğrulur…”