Tatmin Olmamış Kalpler Ve Sefahat
Batı ülkelerini önce içkinin sonra da uyuşturucunun girdabına sokan sefahatin ülkemizde de…
Ara
Değerli okuyucularımız, sevgili dostlarımız;
Mart sayımız, bahar mevsimine uygun tefekkür ve düşünce mahsulü yazılarla dolu. İnşaallah fikir ve ufkunuzu açacak bu yazıları Kur’an denizinden damlalar olarak kabul edebilirsiniz.
Hem maddî hem de manevî bir iklim olarak kıştan bahara geçiyoruz. İçimiz hep ümitle dolu olmalı. Rabbimizin en büyük nimetlerinden biri olan şu bahar mevsiminde, her yer bembeyaz çiçeklerle göz kırpmaya başladı bile. Böyle bir güzelliği insan kendisi yapsaydı, herhalde bundan herkese bahsedecek ve onu herkese göstermek isteyecekti. Öyleyse biz de boş durmamalıyız, Rabbimizin sunduğu bu muhteşem güzelliği görmeye herkesi davet etmeliyiz.
Kur’an âyetleri de zaten her vakit bu harika faaliyetleri görmeye ve bakıp ibret almaya çağırıyor bizi. Kuruyan dallara can veren Allah, çürümüş kemikleri de bir gün böyle dirilteceğini apaçık şekilde gösteriyor... Zaten çok da sürmüyor bu mevsim... Birkaç haftalık, kısacık bir seyir ve ibret âlemi bu önümüze açılan… Söylenecek o kadar güzel şeyler ve görülmesi gereken bu kadar harikalar varken, hâlâ niye görmez insan, niye boş şeylerle oyalanır... Rabbimizin yarattığı şu güzelliklerden niye hiç bahis açmaz? Sahi neden bu böyle, diye sormalıyız kendimize.
Hz. Peygamber (asm) Kur’an’la meşgul olmayı, okumayı, öğrenmeyi emretmiş; Kur’an’dan herhangi bir âyet bilmeyen kimseleri harabe evlere benzetmiştir.
Evet, asıl olan Kur’an’ın mânâsını düşünmek, onu tefekkür etmek ve fiilen yaşamaktır.
Rum Suresi’nin 50. âyetinde de şöyle buyuruluyor:
“Şimdi bak Allah’ın rahmet eserlerine: Ölümünün ardından yeryüzünü nasıl diriltiyor. İşte bu, ölüleri dirilten Allah’tır. Onun gücü her şeye yeter.”
Şimdi tam vaktidir bu âyet-i kerimenin ışığında tefekkür etmenin. Bu ayetin muhteşem bir tefsiri olan Haşir Risalesini okumanın...
Kur’an-ı Kerim’i okumak ve ondan sureler ezberlemek mutlaka bir feyiz meselesi olmakla birlikte; aslolan, onun mânâlarını düşünmek, tefekkür etmek ve onu fiilen yaşamaktır.
Ebu İmametil Bahili şöyle der:
“Kur’an-ı okuyunuz. Şu duvarlarınızda duran mushaflar sizi aldatmasın. Çünkü Allah ancak Kur’an’la dolu bir kalbe azab etmez.”
Bir şeyin kafada durmasıyla kalpte durması arasında çok fark vardır. Birçok Batılı oryantalistin kafasında, muhtemeldir ki, birçok Müslüman’dan daha fazla Kur’an-ı Kerîm’den âyetler vardır. Ancak bu ayetler, kalplerine inmediği ve ona inanıp yaşamadıkları için, Allah katında hiçbir değer ifade etmeyecektir. Eğer Müslümanlar olarak biz de, Kur’an’ı kafalarımızdan kalplerimize indiremezsek, durumumuz onlardan farklı olmayabilir. Hele hele bu mushaflar kafalardan da öte, sadece duvarlarda asılı kalırsa, durum daha da vahim demektir.
...
Bediüzzaman Hazretleri, yıllar önce Sünuhat adlı eserinde Kur’an’ı anlayıp yaşamaya çalışmamızın önemini özetle şu şekilde dile getirir:
Müslüman cemaatleri, milyonlarca diğer kitaplara yönelttikleri ilgi ve alakalarını eğer Kur’an’a yöneltselerdi, onun mânâsı Müslümanlar üzerinde hâkim olacak ve bu acı felâketler başlarına gelmeyecekti. O zaman Kur’an-ı Kerîm de sadece okunuşundan lezzet alınan mübarek bir kitap hükmünde kalmayacaktı. (s.34)
Mehmed Âkif Ersoy da bu konudaki düşüncelerini şöyle mısralaştırmıştır:
“Ya açar Nazm-ı Celilin bakarız yaprağına
Yahut üfler geçeriz, bir ölünün toprağına,
İnmemiştir hele Kur’an bunu hakkıyla bilin,
Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için.”
Kur’an ancak ve ancak Allah rızası için ve âyetlerinin hayatımıza ışık serpmesi, yol göstermesi için okunur. Bugün yüz yüze kaldığımız birçok olayın temelinde de bu yatmaktadır. Allah’ın gönderdiği âyetlerin ışığında hayata bakamayınca gündüz ortasında karanlıkta kalıyoruz. Kur’an güneşinin ışığıyla değil, aklının cılız ışığıyla baktığı zaman önünü göremiyor insan. Bu da eninde sonunda bir kazaya ya da arızaya sebep olabiliyor.
Rabbim inşaallah baharla beraber yepyeni bir diriliş, uyanış ve Kur’an’a yöneliş nasip etsin. Tefekkür ufkumuzun dipdiri olmasını Rabbimizden niyaz ediyoruz. Mart sayımızın da bu konuda rehberlik edeceğini umuyoruz... Okuyalım inşaallah ve istifade ettiğimiz hakikatleri de ihtiyacı olanlarla paylaşalım. Kalın sağlıcakla.
Allah’a emanet olun.
Batı ülkelerini önce içkinin sonra da uyuşturucunun girdabına sokan sefahatin ülkemizde de…
Dünyanın sevilmesi gereken yüzü olduğu gibi, sevilmeye değmeyen ve nefret edilen yüzü…
KORUNMAYAN ŞEY KURUR “Damlaya damlaya” göl biter. *** SINIRLI VE…
MUCİZELERİ KEŞFETMEK Sanal âlemde her gün sayısız video 'tüketiliyor'. Bunların büyük bir…
Evrimciler, niçin “İndirgenemez komplekslik” diye bir şeyin olmadığını ileri sürdükleri iddia ediliyor. Yaratılışı…
Çocuk annesine sormuş: ''Anneciğim saçların neden beyazlıyor?'' Anne cevap vermiş: ''Yavrum, beni…
Zaman ilim ve fen zamanıdır ve fenlere dayalı bilim ve teknoloji, çağımızda…
Şu âlemde mü'minin mü'mine karşı en büyük yardımı dua iledir. (Barla Lâhikası,…
“Bilmek ama yapamamak... İşte bütün mesele! Olmak ya da olmamak gibi bir…
Bu yazımızda şu sorulara cevap arayacağız: Yanında gıybet yapılan nasıl davranmalıdır? Hangi…
Dış dünya ile ilgili kavramların iç âlemimizde yansımaları olabiliyor. “Ufukta bir karaltı…
İNSANİYET NEDİR? Ahmed bin Kays’a sordular: “İnsaniyet nedir?” Şöyle cevap verdi: “Yükseldikçe…
Hepiniz bilirsiniz, bir çocuğun babası hakkındaki düşüncelerini dile getirdiği o meşhur anlatıyı……
Öğrenciler o yıl ders programlarında yeni bir ders olduğunu fark ettiler. Dersin…
Her fert tutumlu olup mali durumunu düzeltmelidir. Çünkü öyle bir çağdayız ki,…
Nevruz, ilkbaharın başlangıcı, bitkilerin toprak yüzüne çıktığı, ağaçların yeşerdiği, hayvanların inlerinden, kuşların…
Bu bizim maceramız... I. Kimdim ben? Neydim? Ve neredeydim? Çok çok…
Yıllar önce coğrafya dersinde ''İzlanda kıyılarını kim keşfetti?'' diye sormuştu coğrafya öğretmenimiz…
Modernizmin birinci dünya savaşından sonra Osmanlı’ya girmesi hızlandı. Bu hızlı girişte Osmanlı…
Hz. Enes bin Malik (ra) anlatıyor: Hz. Ali'nin oğlu Hz. Hasan'ın (ra)…
Bir zaman bir medrese hocası, güzel konuşmaya hastalık derecesinde tutkunmuş. Öğrencilerine devamlı…
İnsanın dünyada en büyük sermayesi ve elde ettiği en kıymetli hazinesi imanıdır.…
Yağmur… sıcak alnıma bir ıslak mendil Yağmur, Kurumuş dudağıma tükenmez sebil Yağmur……
Gerhardt adında çok yoksul bir çoban çocuk varmış. Bir gün sürüsünü otlatırken…
Bir sanatkâr çeşitli aletler kullanarak eserini şekillendirdiği gibi, Âlemlerin Rabbi de rüzgârla…
Genelde ürkütücü özellikleri ile tanınan köpek balıklarının aslında çok ilginç yönleri olduğunu…
“Sahaf değil, sahaf adayıyım.” derdi. Kitaba olan sevgisi, çikolataya olan sevgisiyle eş…
Toplum olarak biz, her şeyi siyah-beyaz mantığı ile değerlendiriyoruz. Örneğin dinî veya…
Hafta boyu çalışıp yoruldunuz. Hafta sonunda yorgunluğunuzu atmak, içinizde birikmiş sıkıntılardan kurtulmak,…
Elem tırmalıyor daim içimi Ağlamam gerekir nerdesin hüzün Vâh’ın ne rengi var…
Pablo Picasso yirminci yüzyılın en önemli ressamı olarak tanınmış İspanyol ressamdır. Endülüs’te…
Hamilelikle beraber kadın, anne rolünü ve elbisesini doğrudan giyer. Hormonları değişir. Hareketleri,…
Bu gruptaki vitaminlerin ortak özellikleri; suda erirler, vücudumuzdan kolay atılırlar ve toksik…
1- Değerli dostlar; Rabbimize sonsuz hamd ve senalar olsun, Şubat 2014’te kısa…
Sevmen aşırı, sevmemen yıpratıcı olmasın. — Hz. Ebubekir (ra)…