TR EN

Dil Seçin

Ara

İman Ağacı

İman Ağacı

“Bilmek ama yapamamak... İşte bütün mesele! Olmak ya da olmamak gibi bir şey… Hem bilip, hem isteyip hem de yapamamanın pis bunaltısını yaşıyorum… Yok mu bir çare?”

Sana bir öykü anlatayım, belki yararı olur…

Gül yüzlü, narin yapılı, gencecik bir insandı. Ünlü bilgeye “Bir sorunum var, sizinle konuşmak istiyorum.” dedi. 

Elimdeki kitabı kapattı bilge. “Bütün dikkatimle seni dinliyorum.” dedi.

“İnanmam gerekenlere inanıyorum ama yapmam gerekenleri yapamıyorum. Üzgünüm... Sanırım inancım yetersiz.”

“Evet, bu bir sebep olabilir. Seni engelleyen sebep bu mu, bilemem. İnancı tartacak bir terazim yok benim.” dedi bilge.

Hafifçe gülümsedi gül yüzlü. “Kendi kendime sözler veriyor, tutamıyorum.”

Bilge dedi: “İman ağaç, amel ise onun meyvesidir. Öyleyse ağacı güçlendirmek lazım... Yetersiz iman zayıf pile benzer. Radyoyu açarsın, bir kısım sesler duyarsın. Pili vardır, anlarsın ama zayıftır. Ne türkü söylemeye yeter ne de haber vermeye... Bununla beraber, inanıp da yaşayamamanın başka sebepleri de olabilir.” 

“Ne gibi?” 

“İrade meselesi... İradeni güçlendireceksin.” 

“Nasıl?”

“Senin yapmak istediklerini yapanlarla geçir zamanını. Onların tavırları, hâlleri sana da tesir eder. İnsan, etkileyen ve etkilenen bir varlıktır. Kime ‘dostum’ diyorsan, zamanla ona benzersin.” 

Derin düşüncelere daldı gül yüzlü. “Beni olumlu yönde etkileyen arkadaşlarım var. Fakat öbür türlüsü de var. Bundan sonra daha seçici davranacağım, söz.” dedi. 

“İyi olur.” 

Kaygı dolu bir sesle sordu: “Ya inancım zayıfsa?”

“İnancını kuvvetlendirecek kitapları oku. Sohbetlere katıl. Canlı tut manevi hayatını...” 

Bir süre sustu gül yüzlü. Arada bir göz ucuyla bilgeye bakıyor, sonra yeniden kendi âlemine dönüyordu. Çekingen bir sesle “Merakımı bağışlayın” dedi “siz de benim yaşadıklarımı yaşadınız mı?”

Bilge gülümsedi. “Evet” dedi. Bir süre düşündükten sonra ekledi: “Hâlâ da yaşıyorum.” 

Bilgenin bu cevabı rahatlattı gül yüzlüyü. Rahatlatmakla kalmadı, ümidini de artırdı.