TR EN

Dil Seçin

Ara

Temmuz 2018

post-title

Temmuz 2018, 499

 

Merhaba değerli okuyucularımız,

Yeni bir günün mutluluk getirmesi gibi, her yeni Zafer sayımız da sizlere mutluluk yaşatıyor. Bunu anlatan mesajlarınız ulaştıkça bize de onlar çok büyük bir şevk kaynağı oluyor. Sizlerin yeni sayımızın sayfalarını açarken yaşadığınız heyecan ve sevinci, yazarlarımız yazılarını yazarken, bizler de o sayfaları hazırlarken hissediyoruz.

İnşaallah bu çalışmalarımızdan Rabbimiz razı olsun ve bereketlendirsin; hayırlara vesile olsun, kalplere ulaşsın, güzellikler çoğalsın…

Hayatımızı sayfa sayfa yaşıyoruz adeta… Sayfalarını pek çok umutla, hayalle, duayla, planla çevire çevire ilerliyoruz… Belki de şimdi, mahşerde elimize verilecek ‘amel defteri’nin sayfalarını dolduruyoruz…

İnsan kalbi çok şey arıyor gibi görünse de aslında aradığı bitmeyen huzur ve mutluluk.

Cenabı Hak (cc), hikmeti gereği her şeyi bir sebebe bağlamış ve öyle yaratıyor. Meyveyi ağaca, balı arıya bağladığı gibi, mutluluğu da sebeplere bağlamış.

Görmek gözün mutluluğu, duymak kulağın mutluluğu, doymak midenin mutluluğu, sevmek-sevilmek kalbin mutluluğu ise de, dünyaya ait mutluluklar da dünya gibi fani… İnsan ise gerçek ve baki bir saadeti arıyor. Zaten tükenmekle zedelenen, elden kayıp giden mutluluklar da bahsettiğimiz bu ebedî mutluluğu aratıyor.

Bir gözün yapısına baktığımızda görmek için, ele baktığımızda tutmak için yaratıldığını anlıyoruz.

Ya insana baktığımızda; bedeniyle, binlerce duygusuyla, ruhuyla insan ne için yaratılmış?..

İnsanın dili Allah’ın yarattığı lezzete meftun olduğu gibi, kalbi de Onu tanımak ve sevmek ister.

Göz görmek için güneşin ışığına muhtaç olduğu gibi, kalp de vahyin ışığına muhtaçtır.

Bunun için de insan ancak, onu rahmetiyle yaratan ve yaşatan, koca kâinata vermediği şeyleri insana veren, kendisine muhatap yapan Rabbini bulmak ve tanımakla mutlu olabilir. Çünkü Allah (cc), kâinatı insan için yarattığı gibi, insanı da kendisine muhatap olması için yarattı.

Allah’a muhatap olmanın da en kestirme yolları ilim, dua ve ibadettir. Evet bunlar bizi Rabbimizin rahmetine ve gerçek mutluluğa götürür.

Osman Çakmak Hocamızın da dediği gibi, bilim insanlarımızdan bedenimizin maneviyat yönünü daha çok araştırmalarını bekliyoruz.

Vefakâr dostlarımız, lütfen abone konusunda yardım etmeyi unutmayın…

Gayret, çalışmak, sefer bizim; zafer Allah’ın…

Allah’a emanet olunuz.

 

 

Dergideki Yazılar