Bu gruptaki vitaminlerin ortak özellikleri; suda erirler, vücudumuzdan kolay atılırlar ve toksik etki yapmazlar. Metabolizmada genellikle bir enzimin yardımcısı (koenzim) olarak rol alırlar. Bütün vitaminler gibi az miktarlarıyla pek çok görev yaparlar. Bunların başlıcaları şunlardır.
B1 vitamini ve özellikleri
B1 vitaminine Tiamin de denir. Beyaz, kristal bir maddedir, ısıya (pişirmeye) dayanıklıdır. Et, karaciğer ve tahıllarda ve bilhassa bunların kepeklerinde bol bulunur.
Kepeksiz pirincin başlıca gıda olduğu uzak doğu ülkelerinde B1 vitamini eksikliğine bağlı beriberi hastalığı çok görülür. Bu hastalıkta bütün periferik sinirler (polinevrit) iltihaplanır. Ayrıca mide-barsak ve kalp-damar sistemi de etkilenir.
Tiamin, üç karbonlu bir molekül olan pirüvik asidin bir CO2 vererek iki karbonlu hale gelmesini sağlayan enzime yardım eder. Piruvik asit, glikozun yıkımıyla ortaya çıkar. 6 karbonlu bir şeker olan glikozdan 2 molekül pirüvik asit ortaya çıkar ve bu arada bir miktar enerji elde ederiz. Beriberi hastalığında kanda normalde %1 mg olan pirüvik asit miktarı %2-20 mg’a kadar yükselebilir. İdrarla atılan pirüvik asit miktarı da artar. Çin ve Endonezya gibi ülkelerde beriberi hâlâ önemli bir halk sağlığı problemidir.
Tiamin, insanlar ve birçok omurgalılar için dışarıdan alınması zorunlu bir maddedir. Tiamin, bağırsaklardan kolaylıkla emilir, fazlası vücutta saklanmaz, idrarla atılır.
B2 vitamini ve akla getirdikleri
B2 vitamini ilk defa sütten elde edilmiş ve laktoflavin olarak isimlendirilmişti. Daha sonraları renginden dolayı riboflavin denilmiştir. Riboflavin birçok bitki ve mikroorganizmalar tarafından sentezlendiği halde insan ve diğer yüksek canlılarda sentezlenemez.
Burada bir şey dikkatimizi çekiyor, o da sebep ve sonuç arasındaki bağlantı. Bir bakteri veya bitki hücresi karmaşık bir molekülü sentezleyebiliyorken, ondan çok daha teşkilatlı olan bir insan hücresi bunu yapamıyor. Demek ki o sebep, (bütün diğer sebepler gibi) o neticenin, sonucun sahibi değil, o sadece bir perdedir, aracıdır; ve arkasında Yaratıcının hikmeti, ilmi ve rahmeti görünür. Onlar bizim için çalışır, biz de onlardan alırız.
- B2 vitamini eksikliğinde ne olur?
Riboflavin ısıya oldukça dayanıklıdır, pişen bir ette %70- 85 sağlam kalır. Riboflavin bilhassa H taşıyan enzimler tarafından kullanılır. Bu koenzimlere FAD, FADH2 denir. Bu esnada yüksek enerjili bileşikler olan ATP sentezlenir. Bu bileşiklerdeki enerji çeşitli sentez reaksiyonlarında kullanılır.
B2 karaciğer, süt ve ıspanak gibi sebzelerde bol olarak bulunur. Normal serum seviyesi %3 micro gram kadardır. Bu kadar az miktarı yeterli iken yine de bazı kötü şartlarda eksikliği ortaya çıkabilir. Bu durumda ağız kenarlarında ve dudaklarda çatlaklar, gözlerde kanlanma, dilde yarılmalar ve deride kepekli, kaşıntılı lezyonlar görülebilir.