Elem tırmalıyor daim içimi
Ağlamam gerekir nerdesin hüzün
Vâh’ın ne rengi var ne de biçimi,
Onun bulunduğu yerdesin hüzün
Ömür bitti gurbet hâlâ bitmedi
Günlerim aylarım dostluk etmedi
Terk edip ruhumu çekip gitmedi
Gitmezsin bir kere serdesin hüzün
Şamar yemiş acı çeken bir adam
Gençlik gitmiş beyazlamış pir adam
Bu dünyada var mı yok mu sır adam
Varlığımı örten perdesin hüzün.
Sorma ne haldesin Hamza ne halde
Varlığım bırakır beni vebalde
Tecelliler cemal değil celâlde
Sen de benimle kederdesin hüzün.