TR EN

Dil Seçin

Ara

Ekim 2005

post-title

Ekim 2005, 346

Ramazan Geldiğinde...

Hep zamanında gelir Ramazan. Dünyanın fenaya bakan yüzüyle yaralanmış kalbimiz için “iyi” ki gelir. Bize şah damarımızdan daha yakın olan merhamet sahibi Rabbimizin hediyesi olarak “şükür” ki gelir.

Bir kurtarıcı gibi gelir Ramazan: Bir ömrü nefsimizin bitmek bilmez hevesleri ardısıra harcamaktan, harcanmaktan, geçip giden günlerin içinde kaybolup gitmekten...

Şükürsüzlükten, başıboş isyanlardan, hakikatsizlikten, yeryüzünü titreten zulümlerden, kol gezen kötülüğün içinden çekip çıkarmak için gelir.

Çoğalan günahlarımız için istiğfar olarak...

İyiliğe acıkan ruhlarımız doysun diye...

Maddî manevî rızıklarımız için bereket olarak...

Duaya, dilemeye susayan dudaklarımız kana kana içsin diye...

Sahurlarıyla, iftar sofralarıyla, geceleri nurlandıran teravihleriyle, “bin aydan daha hayırlı” Kadir Gecesi’yle...

Müminlere cennetin kapıları bir bir oruçla açılsın diye...

Gökyüzünde beliren hilalin müjdesiyle...

Âyet âyet indirilen Kur’an’ın emriyle...

Hep zamanında gelir.

On bir ayın sultanı.

“Ramazan-ı Şerif”inizi tebrik ederiz.

Bu ay, Ramazan hilalinin nurlu aydınlığının en çok aksettiği kalp ve vicdanlarımıza hitap eden bir yazıyla çıkıyoruz karşınıza. ‘Veren elin üstünlüğü’ Ümit Şimşek’in usta kaleminden okuyacağınız kapak yazımızda, hakkında cilt cilt kitaplar yazılan türlü türlü formüller geliştirilen mutluğun, en kolay, en kestirme ve en faydalı yolu anlatılıyor: vermek. 

Ömer Baldık, geçen aydan devam ile sabır konusunu irdelemeye devam ediyor.

Veli Sırım, çevre felaketleri üzerinden yaptığı değerlendirmeyle ‘Geleceğin savaşları tarlalarda olacak’ diyor.

Prof. Dr. Osman Çakmak ise, bizleri yine gözlerimizin önünde olduğu halde gözümüzden kaçan mucizelerle göz göze getiriyor ‘Bir nefes hava’ adlı yazısında.

Prof. Dr. Yaşar Kandemir ise, oruç ve Ramazan’ı, asr-ı saadet ikliminden anlatıyor.

Selim Gündüzalp, ‘Güzel günler çabuk geçer’ derken, Ahmet Kurt, çok ilginç bir ‘Alternatif maliyet’ hesabı çıkarmış.

Alâaddin Başar ise, ‘meşveret’ konusunun ehemmiyetini dile getiren ‘Bahtımızın miftahı’ adlı makalesiyle, yine Risale-i Nurun üzerine vurgu yaptığı önemli bir meseleyi açıklıyor.

“İyi ki, acılarım var, iyi ki, hisseden bir kalbim var.” diyen Nihat Dağlı’nın yazısı ise “Payım(ız)a hüzün düştü.”

Güzel Ramazan günlerine yakışan bir sayı hazırladığımızı umuyoruz.

 

KİTAP HABERLERİ

Zafer Yayınları olarak oldukça hareketli ve yoğun günler geçirmekteyiz. Sakin geçen bir yaz sonunda ard arda başlayan kitap fuarları, yeni kitapların hazırlık çalışmalarını hızlandırdı.

İşte en yeni kitaplar:

Ümit Şimşek tarafından kaleme alınan Risale-i Nur Dersleri’nin birinci cildi bildiğiniz gibi 22. Söz’ün 1. makamına dair bir açıklama çalışması idi. İkinci cild ise aynı Söz’ün 2. makamına ait.

Yine Ümit Şimşek’e ait bir başka çalışma ise “Özgürlüğe ve zenginliğe açılan kapı” ‘Sade Hayat’ adını taşıyor.

Mehmed Kırkıncı hocamızın “İnsanın, kendisine, ailesine, milletine ve devletine ait vazifeleri” alt başlığı ile yazdığı ‘İnsan, Devlet ve Millet’ kitabı fuar günleri içinde okurlarımızın ilgisine sunulmuş olacak.

İslâm’a Koşan Hanımlar adlı çalışmasıyla tanıdığınız yazarımız Ayten Yadigâr, şimdi de İslâm’ı seçen yirmi adamın hidayet öyküsünü anlatıyor.

Son olarak, Selim Gündüzalp’in ilk romanı ‘Serap’ da, fuar günleri içinde okuruyla buluşacak olan yeni kitaplarımızdan.

Hepinize iyi Ramazanlar ve iyi bayramlar.

Dergideki Yazılar