Satır Arası
Gülüş, ruhun hiç şaşmayan aynasıdır. Yalnız çocuklar kusursuz bir gülüşle gülmesini bilirler.…
Merhaba değerli dostlar,
Bir Kur’an ayına kavuşmak üzereyiz. Peygamber Efendimizin, ona ulaşmak için dua ettiği Ramazan ayına…
Evet Ramazan Kur’an ayıdır. Oruç, Kur’an ile daha fazla meşgul olabilmemiz için emredilmiş. Tâ ki gerçek ihtiyacımız olan şeylerden alıkoyan sebepler aradan çekilsin… Normal zamanlarda yemek içmek vb gibi bedenimizin ihtiyaçlarından, kalbimizin ve ruhumuzun ihtiyaçlarına sıra gelmiyor…
Ramazan bizi biz yapıyor.
İçimizdeki tüm güzellik tohumları için bereketli nisan yağmuru oluyor.
Tohum nereden bilecek ki, hangi güzellikleri taşıdığını. Ancak baharda ortaya çıkınca görünür oluyor, açığa çıkıyor o renkler, kokular, nazenin çiçekler ve meyveler…
Ramazan da bizim baharımız… Manevi bedenimizin hasretle beklediği bahar. Besleyelim kalbimizi, ruhumuzu… Kolunu çalıştıranın kolu güçlenir, kalbini çalıştıranın kalbi…
Bediüzzaman Hazretlerinin bir sözü çok güzel bir pencere açıyor: “Madem dünya hayatı ve cismanî yaşayış ve hayvanî hayat böyledir. Hayvaniyetten çık, cismaniyeti bırak, kalb ve ruhun derece-i hayatına gir.” “Kalb ve ruhun derece-i hayatına gir…” sözü, bakışımızı değiştirmeye çağıran bir cümle… Baktığı yer değişince, gördüğü de değişmiyor mu insanın!..
Nefsin bakışı önündeki şeyin maddesini, ondaki faydasını görür. Kalbin ve ruhun bakışı ise, onu nimet olarak yaratıp önüne getireni, Onun rahmetini, Onun muhabbetini, Onun sanatını, maharetini görür.
Nefsin bakışı aklı ve duyguları mideye ve lezzete hizmetçi yapar. Kalbin ve ruhun bakışı, aklı, duyguları yüksek ve ebedi gayelere yöneltir; bu gayeleri bulunca beşer, insan olur…
Nefsin bakışı insanı insanlıktan uzaklaştıracak yola sokar. Kalbin ve ruhun bakışı, aklı ve duyguları eserden müessire, sanattan sanatkâra, nimetten Mün’im’e (nimetlendirene), yaratılmışlardan yaratana; yani insanı her şey ile Allah’a şerefli bir misafir eder.
Nefsin bakışı, yaratılmışların taşıdığı anlamı, hikmeti, değeri vb görmez. Kalbin ve ruhun bakışı, kâinatı, dünyayı ve içindeki her şeyi anlamlı kelimeler olarak görür; Rabbanî mektuplar olarak okur. Dünya okulunda Allah’ın Elçisinin harika, mest eden, doyuran dersleriyle, Rabbini tanır; hamdiyle, tefekkürüyle Rabbine en güzel muhatap olur.
Evet nefsin bakışı kendi çıkarı içindir, sadece ve sadece kendini sever. Kalbin ve ruhun bakışıyla, aynı Rabbin yarattıkları olarak herkesle ve her şeyle kardeşlik bağları olduğunu görülür. Ve “Yaratılmışı, Yaratandan ötürü sever.”
İşte Kur’an bizi, Allah adına bakmaya, Rabbimizi tanımaya çağırıyor; kalbimizin ve ruhumuzun seviyesine çıkarıyor.
Kendimiz, toplumumuz ve tüm dünya için ihtiyacımız olan her çözüm Kur’an’da. Bizi Yaratanın, bizi Bilenin Ezeli Sözü. Bizi insan yapacak, dertlerimize deva, kalp ve ruhlarımıza gıda olacak; hayatımızı hayat yapacak, ebedi mutlulukların yolunu gösterecek olan Kur’an.
Ne mutlu bize ki, Kur’an nimetinden haberdarız, ona ulaşabiliyoruz.
Ramazan ayının, Kur’an’ın dersleriyle bakışımızı, hayatımızı yeniden formatlamaya vesile olması duasıyla.
…
Nisan sayımızda emeği olan herkese teşekkür ediyoruz. Rabbimiz katkıda bulunanların ve tüm abonelerimizin ömürlerini bereketlendirsin.
…
Gayret, çalışmak, sefer bizim; zafer Allah’ın…
— Suat Ünsal
