TR EN

Dil Seçin

Ara

Ramazan Zor Durumlardan Geçebilmek İçin Bir Köprüdür

Ramazan’daki aşırı arzuları istekleri, sınırsız davranma duygularını Ramazan törpülüyor. Ramazanda öz bilinç, öz farkındalık kazanma çıkıyor ortaya. Ramazan bir insanın kendine ayna olma dönemidir, kendisine ayna bulma dönemidir. Ramazan’da kişi aşırı isteklerini, hırslarını, doyumsuzluklarını sorgulayabilme fırsatı oluşturuyor… İnsanın dünyaya verdiği anlamı değiştirme ayıdır Ramazan… Hayata verdiği, zamana verdiği, kendisine verdiği anlam değişiyor. Zor durumlardan geçebilmek için bir köprüdür Ramazan…

Ramazan’daki aşırı arzuları istekleri, sınırsız davranma duygularını Ramazan törpülüyor. Ramazanda öz bilinç, öz farkındalık kazanma çıkıyor ortaya. Ramazan bir insanın kendine ayna olma dönemidir, kendisine ayna bulma dönemidir. Ramazan’da kişi aşırı isteklerini, hırslarını, doyumsuzluklarını sorgulayabilme fırsatı oluşturuyor… İnsanın dünyaya verdiği anlamı değiştirme ayıdır Ramazan… Hayata verdiği, zamana verdiği, kendisine verdiği anlam değişiyor. Zor durumlardan geçebilmek için bir köprüdür Ramazan…

 

RAMAZAN AYI BİREYE ÜÇ ÖNEMLİ REÇETE SUNUYOR

Ramazan’ın bireye sunduğu, topluma sunduğu ve bir de evrensel reçetesi var. Yani Ramazan üç tane önemli reçete sunuyor… 

Bireye nefis terbiyesi için fırsat veriyor. Kişi arzu ve dürtülerini terbiye için zaman buluyor. İnsana en çok hata yaptıran duygulardan biri açgözlülüktür, diğeri hırstır, bir diğeri de saygısızlıktır, utanmazlıktır, merhametsizliktir. Bu duyguları olan insanlar, yalancıların ve tuzak kurucuların en büyük adaylarıdır…

Mesela yalancılar hırslıları ve açgözlüleri avlarlar; para hırsı, mal hırsı, şöhret hırsı çok arzulu olan kişilere bir tezgâh kurarlar. Bu aşırı arzuları, istekleri, sınırsız davranma duygularını Ramazan törpülüyor. Ramazan’da öz bilinç, öz farkındalık kazanma çıkıyor ortaya. Ramazan, bu öz bilinç için fırsattır, bu ay bir insanın kendine ayna olma dönemidir, kendisine ayna bulma dönemidir. Ramazan’da kişi kendisine aynalama yapabilir. Ramazan’da kişi aşırı isteklerini, hırslarını, doyumsuzluklarını sorgulayabilme fırsatı oluşturur.

 

RAMAZAN, İNSANIN DÜNYAYA VERDİĞİ ANLAMI DEĞİŞTİRME AYIDIR

İnsanın dünyaya verdiği anlamı değiştirme ayıdır Ramazan… Hayata, zamana, kendisine verdiği anlam değişiyor. Mesela hırsızlık olayları Ramazanda %50 azalıyor. Alkolik kişiler %50 alkol kullanmıyor… Bu yüzden Türkiye’de alkol kullananların bu ayda karaciğeri rahatlıyor. Ramazan aşırı isteklerin, arzuların, dürtülerin ve doyumsuz, sınırsız davranışlar için kişinin onlara verdiği anlamı değiştirerek sadece dünyasal anlam verdirtiyor. Ama bunun sadece dünyasal olmadığını, ölümden sonra da bir yaşam olduğunu düşündürterek kişiye önceliklerini değiştirme fırsatı veriyor. 

 

RUHUN TEKÂMÜLÜ SEVGİYLEDİR

Biz Ramazan’a moratoryum ayı da diyoruz. Moratoryum ayı yani kişi, psikolojik mola veriyor. Arzu, dürtü, hırs ve isteklerine mola veriyor. Dur, düşün, yeniden başla diyor. 12. ayın yeniden başlaması kişiyi manevi terakkisine, manevi yükselişine sebep oluyor. Nefsin makamları aç gözlülükle, istekle yükselir. Ruhun makamları sevgiyle yükselir. Ruhun tekâmülü sevgiyledir. Nefsin tekâmülü somut zevklerle, ruhun tekâmülü soyut zevklerledir. Yaratıcı ile ilgili gönül bağı kurması için bir fırsat ayı olarak Ramazan’a bizim kültürümüzde çok büyük anlam yüklenmiş. 

 

RAMAZAN, TOPLUMUN YARATICIYA KARŞI KİRA ÖDEMESİDİR...

Ramazan aslında sosyal bir toplumun yaratıcıya karşı kira ödemesidir. İyi insan olmak ödediği kiradır. Ramazan ayı bir insanın yaratıcıya karşı bir nevi onun emanetleri ile sağlığa, maddi imkânlara karşı, dünyadaki birçok fırsatlara karşı şükretmesi için bir fırsattır. Şükretmek en önemli anlamlardan birisidir zaten. 

İyi insan olmak aslında ölüm ötesi yatırım yapmaktır. Bunlar manevi yatırımlar, manevi ticarettir. Hayat sadece dünya hayatından ibaret olmadığına göre, ölümden sonra bir hayatın olması zorunlu varoluştur. Akıl yürütme yöntemleriyle ölümden sonra varoluş aklın gereğidir. Onun için haşır ve ahiret kavramı Kuran’da çok geçen kavramlardandır. 

Hamd kavramı, şükretme kavramı gibi kavramların Ramazan’da canlandırılması sosyal anlamdaki bağları güçlendiriyor. Onun için Ramazan’ın en önemli katkısı, aile içinde, toplum içinde bağları güçlendirir ve kişinin hayatına değer katar.  

 

RAMAZAN, İNSAN HAYATINA YÜKSEK DEĞERLER KATAN AYDIR

Ramazan insanın hayatında yüksek değerler katan bir aydır. Bir fırsattır.  Çocuklarımıza sosyal yapı içerisinde bunu öğretmemiz lazım; yoksa günümüzde dünyacı yetişiyor çocuklarımız. 

Dünyasalcılık çok fazla sekülerizm, küresel ideoloji olmuş durumda. Yani her şey dünyadadır, dünyadan sonra başka hayat yoktur, hesap verme yoktur duygusu da yaşatıyor. Sekülerizm, hesap vermeme ideolojisidir. Yaratıcı olmadığına göre hesap veren yoktur, hesap soran yoktur ben kafama göre yaşayabilirim diyor o insan… Ramazan’da ise diyor ki, sen kafana göre yaşayamazsın arkadaş, başıboş değilsin, sorumsuz değilsin, ölüm gibi bir hakikat var. Ölüme, ölümden sonrasına açıklama getirmen lazım. Ölümden sonrasını anlamlandırman lazım. Bunu yapamazsan eğer ölümden sonra yaşamı kaybedersin, hesap vermeyi kaybedersin. Bunlar da Ramazan’ın evrensel mesajları oluyor…

 

PANDEMİ CEZA DEĞİL İKAZDIR...

Şu sıralar zor zamanlardan geçiyoruz. Pandemi bize şunu öğretti: Pandemi öncesinde insanoğlu yeryüzü tanrısı gibi dolaşıyordu, alçak dağları ben yarattım diye dolaşıyordu. Mesela Titaniği düşünün. Titanik yola çıkmadan önce “tanrıya ihtiyacımız yok, tanrı bile bir şey yapamaz” demiş gemiyi inşaa eden. Tanrı bile batıramaz demiş, o günkü basına yansıyan bilgilere bakın “tanrı bile bu gemiyi batıramaz” diye çıktı. Fakat bir buzdağı insanoğlunun kibirlendiği, gururlandığı o koca şeyi yerle bir etti. Bu insanın acizliğini hissettiriyor. 

Tam böyle… Yeryüzünde yok uzaya gidiyoruz, yok şunu yaptık, medeniyet şöyle ilerledi, tıp böyle ilerledi diye yeryüzü tanrısı gibi dolaşan insanoğluna ciddi bir ikaz verdi kader… Ceza değil ikaz… İslam kültürü ceza demiyor buna hayır, İslam kültürü uyarı diyor, ikaz, musibet-i dünyeviye… İkazat-ı ilahiyedir diyor. Bu ikaz aslında bir babanın, bir annenin çocuğuna şefkatiyle verdiği ikaz gibi… Ya da bir sürüde çobanın yoldan çıkan koyuna taş atıp kurtlar kapmasın sürüye dahil ol diye Hz. Mevlana’nın verdiği örnek gibi bir ikazdı… O koyuna karşı taş atılması ikazdır, ceza değildir. Bakış açına göre o ceza değil ki, sürüden ayrılmasın kurtlar kapmasın diye bir uyarı yapılıyor ona… Bu musibet de insanoğluna Allah’ın rahmet uyarısıdır. Rahmet ayında bu uyarıdan ders çıkarmak gerekiyor. Niye, birincisi insanoğlu aciz, güçsüz, yetersiz olduğunu anlar; musibet ve hastalık karşısında, zor zamanların kazanımıdır bu. Bunu keşfeden zor zamanların duygusu budur: Zor zamanlarında insan acizliğini, zaafını, güçsüzlüğünü, yetersizliğini anlayıp, her şeyi veren, her şeyi bilen ve her şeyi kontrol eden bir güce sığınabilirse başka şeyi kalmıyor…

 

RAMAZAN ZOR DURUMLARDAN GEÇEBİLMEK İÇİN BİR KÖPRÜDÜR

Bu zamanda, böyle durumlarda insanın zorluklardan geçebilmek için bir köprüye ihtiyacı vardır… İşte Ramazan o köprüdür. Nasıl bir köprü; böyle zamanlarda istemeyi bilene yardım eden bir Yaratıcı var ve böyle zamanlarda sormayı, aramayı bilene, sırrını kendine gösteren bir Yaratıcı var… Ve bakmayı bilene de görünen, kendini açan; kendini açana, kalbini açana da cevabıyla gelen bir Yaratıcı var… Cüz-i iradeyi terk edene yardım eden bir Allah var… Ramazan bu duyguları yakalamak ayı… Ramazan ona güvenip ona teslim olma ayıdır. Bunu yapabilen kimse iç huzurunu, esenlik duygusunu, afiyet duygusunu, huzur duygusunu yakalayabilir. Bunun için Ramazan bu duyguları yakalamanın tam zamanı diyebiliriz.