TR EN

Dil Seçin

Ara

Kuş Yavrusunu Karanlıkta Beslemek Zor Olsa Gerek!

Bazı anne kuşlar yavrularını geceleri besler. Bazı kuşlar gece aktivitelerinde uzmanlaşmıştır. Gece kuşları azınlıktadır, ancak yine de çok sayıda gece kuşu cinsi ve türü vardır. Örneğin, çoğu baykuş geceleri avlanır ve gündüzleri hareketsizdir. Ayrıca gece kuşları, geceleri uçarken böcekleri avlayabilecek şekilde yaratılırlar.

Anneler yavrularını ağızlarına besin maddelerini koyarak beslerler. Yavrular anneleri tarafından beslenmek için ağızlarını açtığında annelerinin gece karanlıkta veya çok az ışıklı ortamda bile ağız boşluklarını görebilmeleri gerekir. Özellikle yem isteme sırasında ağzını açıp deyim yerindeyse yem için yalvaran yavruların gagalarının kenarları ve iki gaganın birleştiği kavşak kısmı da (flange) nispeten daha parlak ve bazılarında dikkat çekici bir renk olan sarı ve kırmızı renkli bir dokuya sahiptir. Ağız kenarları (flange) ve damak renklerinin, bir yuvadaki genellikle kısıtlı ışık ortamında yuvaların fark edilebilmesini artırdığı bilinmektedir. 

Ağız kısımlarının renklendirilmesi, görsel bir sinyal görevi görür. Karotenoidler ağız kısımlarında depolanan ve renklendirmede asıl rol oynayan pigmenttir. Bu pigment karotenoid açısından zengin böcek diyetinin bir sonucu olarak ağız dokusunda biriktirilir. Böcek diyetinin hem protein ihtiyacını karşılaması, hem de ağız dokusunun fark edilmesini artırmasının kuşlara ilham edildiği açıktır. 

Ayrıca geceleyin yavru kuşların ağzının görülmesi için farklı bir yöntem daha vardır: Ultraviyole’den (UV) zengin bir doku. Yavru kuşlarda ağzın kenarlarını oluşturan doku ultraviyole yumurta dişi, yumurtayı kırmak gibi hayati bir göreve sahip olduğu gibi aynı zamanda yuvaların ve hayvanların ağzının görünürlüğünü artıran ek bir işleve sahiptir. Bunu yumurta dişleri ile açık ağzı çerçeveleyen üst çene (maksilla) ve alt çenenin (mandibula) ucu sağlar. Yumurta dişlerine ışığı daha çok yansıtan ve görülmeyi artıran ultraviyole bakımından zengin bir doku yani fosforlu bir yapı verilmiştir.

Kuş türüne göre değişmekle beraber ultraviyole parlak kırmızı veya sarı ağızlar ve yüksek yansıtma oranına sahip yumurta dişleri yuvanın ve yavruların görülmesi için sinyallerdir. Yavruların ağızlarındaki ve gagalarındaki UV yansıma miktarının fazla olması hem de ebeveynin bu dalga boylarına karşı görsel duyarlılıkta yaratılması, görülmeyi ve yemlerin ağıza tam isabet ihtimalini artırmaktadır. Ağız kenarlarını çevreleyen flangeler, yiyeceklerin yavruların ağızdan dökülmesine karşı huni benzeri fiziksel bir engel ve bariyer oluşturmak için de uygun büyüklüktedir.

“…İsraf, abesiyet, faydasızlık, fıtratta yoktur. İsraf ise, ism-i Hakîm’in zıddı olduğu gibi, iktisat onun lâzımıdır ve düstur-u esasıdır.”

Kuşların tüm bu anlatılanları programlayacak bir ilmi ve kudreti olmadığına göre bu işin arkasında kudretli, hikmetli, merhametli ve ilim sahibi bir Zat olduğu açıktır.

“Semanın boşluğunda musahhar kılınmış kuşları görmüyorlar mı? Onları (boşlukta) Allah’tan başkası tutmuyor. Kuşkusuz bunda inanan bir topluluk için ibretler vardır.” (Nahl, 79) ayetinin ifade ettiği gibi kuşların yavrularını beslemesi de basit bir hadise olmadığı ve sadece Rahman ve Rezzak isimlerinin değil birçok ismin tecelli ettiği (görüldüğü) bir hadisedir.

 

Kaynaklar:

1. Matthew B. Dugas J. Nestling birds put their best flange forward, Avian biol. 41: 336-341, 2010

2. Karen L. Wiebe, Supplemental function of the avian egg tooth ,The condor. 112(1):1–7, 2010