TR EN

Dil Seçin

Ara

Yemek İkram Etmenin Fazileti

“Üç şey vardır ki, insan onlardan hesaba çekilmez: a) Sahur yemeği, b) İftar yemeği, c) Arkadaşlarla beraber yenilen yemek.” (Hadis-i Şerif; Ezdî, Câbir’den)

Misafire yemek yedirmekte çok fazilet vardır.

Bu mevzuyla ilgili bazı hadisler şunlardır:

Hz. Peygamber (s.a.) şöyle demiştir: “Herhangi birinizin sofrası önünde yayılı bulunup kaldırılıncaya kadar, melekler sevabı onun için olacak şekilde salâvat-ı şerife getirirler.”1

-Horasan âlimlerinden biri, din kardeşlerine bitiremeyecekleri kadar bol yemek takdim ederek dedi ki: “Hz. Peygamber’den (s.a.s.) bize gelen bir hadîsi şerifte şöyle buyuruluyor:

‘Kardeşleri ellerini yemekten kaldırdıkları zaman, artanı yiyen bir kimse hesaba çekilmez.’2 Madem ki durum budur, o hâlde isterim ki size takdim ettiğim yemeği çoğaltayım ki onun kalıntılarından yiyelim.”

“Arkadaşlarıyla yediklerinden kul hesaba çekilmez.”3

(Bu hadise göre, Selef’ten bazıları arkadaşlarının gönlünü hoş etmek için, cemaatle yediği zaman fazlaca yerdi. Tek başına yediği zaman ise, pek az yerdi.)

“Üç şey vardır ki, insan onlardan hesaba çekilmez: a) Sahur yemeği, b) İftar yemeği, c) Arkadaşlarla beraber yenilen yemek.”4

“Allah Teâlâ ile kulu arasında kıyamet gününde şöyle konuşma olur:

‘Ey Âdemoğlu! Ben acıktım, bana yedirmedin.’

‘Sen âlemlerin rabbisin, sana nasıl yedirebilirdim?’

‘Senin Müslüman kardeşin acıktı. Ona yedirmedin. Eğer ona  yedirmiş olsaydın, bana yedirmiş sayılırdın.”5

“Size ziyaretçi geldiği zaman, ona ikram ediniz.”6

“Cennette bir takım köşkler vardır. Dışları içlerinden ve içleri de dışlarından görünmektedir. Bu köşkler yumuşak konuşan, Allah için yediren ve halk uykuda olduğu zaman kalkıp namaz kılanlar içindir.”7

“Sizin en hayırlınız, Allah için yedireninizdir.”8

“Din kardeşine doyasıya yediren ve kana kana içiren bir kimseyi Allah Teâlâ yedi hendek kadar ateşten uzaklaştırır. Bu çukurlardan ikisinin arasındaki mesafe beşyüz seneliktir.”9

***

Bu hadislerin rehberliğinde, bazı sahabe ve din büyükleri de, yemek yedirmenin faziletinden bahsetmişlerdir.

Hz. Ali (r.a.) şöyle demiştir: “Dostlarımı bir sa' yemek üzerine toplamam, bir köleyi azâd etmemden daha iyi gelir bana.”

İbn Ömer (r.a.) şöyle demiştir: “Sofrada güzel ve helâl yemeğin bulundurulması ve arkadaşlara ikram edilmesi, kişinin şerefli oluşuna delâlet eder.”

Ashab-ı kirâm (r.a.) şöyle derlerdi: “Yemek üzerinde bir araya gelmek güzel ahlâktandır.”

Ashâb-ı kirâm (r.a.), Kuran okunmasında da bir araya gelirlerdi. Onlar bir araya geldikleri zaman, muhakkak toplu halde bir şeyler yedikten sonra dağılırlardı. Dostların dostluk ve yakınlıkla kendilerine yetecek kadar bir yemek üzerinde toplanmalarının dünyevî bir iş olmadığı söylenmiştir.

Câfer b. Muhammed (r.a.) şöyle demiştir: “Arkadaşlarla beraber sofra üzerinde oturduğunuz zaman, oturuşunuzu oldukça uzatınız. Zira bu saat hayatınızın sizin aleyhinizde sayılmayan saatidir.”

Hasan Basrî (r.a.) şöyle demiştir: “Kişi kendi nefsine, ebeveynine ve yakınlarına sarfettiği her nafakadan muhakkak sorulacaktır. Ancak kişi din kardeşlerine Allah rızası için infak ettiği yemekten sorulmayacaktır. Çünkü Allah Teâlâ kulunu bu yemekten dolayı ötürü sorguya çekmekten hayâ eder.”

Allah’ın (c.c.) bir yasağının olmadığı yemek davetine—makul bir mazeret olmadığı takdirde—icabet etmek gerekir. Böyle bir davete icabet etmek, Ramazan iftarı ve düğün yemeği (velîme) için vâcip, bunların dışındakiler için sünnettir. Ancak, davet sahibinin izni olmadıkça, davetlinin davetlisinin olmaması gerekir.

 

 

Kaynaklar:

1) Taberânî, Evsat

2) Irâkî aslına rastlamadığını söylemektedir.

3) Ezdî, Duafâ, (Câbir’den)

4) Ezdî, (Câbir’den)

5) Müslim

6) Harâitî

7) Tirmizî, (Hz. Ali’den)

8) İmam Ahmed ve Hâkim, (Suheyb’den)

9) Taberânî, (İbn Ömer’den)