TR EN

Dil Seçin

Ara

Aralık 2021

post-title

Aralık 2021, 540

PDF DOSYASI

Merhaba değerli dostlarımız,

Zamanın ne kadar çabuk geçtiğini ard arda gelen yeni sayılarımızla daha bir hissediyoruz. Bir bakıyoruz yıl sonu gelmiş bile… Zaman görece bir kavram, ayetlerden öğrendiğimize göre, kıyamet günü de insanlar dünyada bir gün civarı kaldıklarını söyleyeceklermiş. Bir yandan, ebedi hayatın kazanıldığı yer olan dünya bu kadar önemli iken, diğer yandan da geçiciliği ile aldanmaya gelmeyecek bir yer… Ya da her şeyi kazanma fırsatını ya da kaybetme riskini birlikte barındıran yer.

İnsanın, hayatın ve evrenin anlamını ve doğru bilgileri peygamberlerden, yani vahiyden öğreniyoruz. Peygamberler tarihi aynı zamanda insanlığın okulu hükmünde; tüm peygamberler insanlığı Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (asm) ve Kur’an’a hazırladılar. Ve insanlığın kıyamete kadar rehberi, öğretmeni, kılavuzu, Son Nebi Hz. Muhammed; tüm insanlığın kitabı da Kur’an oldu.

Peygamberlerin insanlığın sadece manevi kemalinde değil, maddi terakkisinde de çok önemli, hatta mucizeler eliyle teknik gelişmelerin tohumlarını ekmek hükmünde katkıları oldu. İnsanın kendisine takdir edilen ve yaratılış hikmetini gerçekleştireceği maddi manevi kemal noktasına doğru yürüyüşü peygamberler eliyle oldu. Ve sonuçta tek bir peygamberden ve tek bir Kitap’tan ders alacak seviyeye; dünyada halife olma olgunluğuna ulaştırıldı. 

Necip Fazıl, biraz mübalağa gibi de görünse bu gerçeği kendi üslubuyla şöyle ifade eder: “Eğer peygamberler olmasaydı, beşeriyet tekerleği bulmak değil, yemek yemek için ağzını bulamazdı.”

Aynı gerçeği, bir gün Boğaz’dan vapurla karşıya geçerken kendisine “Peygamberlere ne gerek vardı?” diye soran bir ukalaya, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan verdiği etkili cevapta da yineler: “Niye vapura bindin? Karşıya kendin geçseydin ya!..” 

Evet insanın ruhlar âleminden başlayan, anne karnı, dünya, berzah ve mahşere, oradan da ebedi karar kılacağı yerine kadar uzun bir yolculuğu var. Kılavuzsuz bir adım atamayan insan bu kadar uzun yolu, Allah’ın nuru ve tayin ettiği rehberi olmadan sağ salim nasıl bitireceğini düşünüyor!..

Kur’an’da insanın bu yolculuğu, güneşin ışığı altında ilerleyen kişi ile, sadece şimşek çakıp bir anlık aydınlattığında adım atabilen kişi örneğiyle kıyaslanır. Vahiy güneşinin altında ve kılavuzlu olarak selametle yürümek mi, yoksa karanlıklar içinde el yordamıyla yolunu bulmaya çalışmak mı!.. Hangisiyle varılacak yere ulaşılır?

Gerçi modernizm, vahyin yerine aklı koyup, bilimi de peygamberi yaptı. Her şeye getirdiği “bilimsel açıklamalarla” ve “isim koymakla,” insanları o şeyin anlaşılmış olduğuna, başka bir deyişle yaratıcısı olması gerekmediğine, tesadüfen olduğuna inandırdı. Ve insanları büyük bir aldanışa sürükledi. Oysa açıklamasını bulunca ne değişiyor?.. Bu yazıları nasıl gördüğünüzü açıklayınca, bu görme olayını siz mi yaratmış oluyorsunuz; ya da açıklayınca tesadüfen mi oluyor!? Elinizdeki cep telefonunun nasıl yapıldığını açıklayınca, o kendi kendine mi ortaya çıkmış, kendi başına mı çalışmakta oluyor? Bence bu zamanın en büyük vesvesesi bu: her şeye bir izah getirip, o şeyin Allah ile olan bağını gizlemek. Adeta aydınlatma iddiasıyla yapılan her bilimsel izah, insanları karanlığa gömüyor. 

Oysa hiç “şeytanın adımlarını” takip etmeye gerek yok. Hakkı yerine koyup Allah’ı inkâr etmeden kâinatı incelemek, araştırmak, teknik buluşlar için çalışmak, zaten insanın yaratılış hikmetinin maddi kısmını gerçekleştirmek oluyor. Kendi eserlerine gelince binbir telif kanunuyla koruyanlar, Allah’ın eserlerini sahipsiz mi sanıyorlar? Elbette sınav devam ettiği için dokunulmuyor ama bunun da bir süresi var. Yani aldanmakta fayda yok, bizi burada durdurmuyorlar, ahirete sevkiyat var… 

540. sayımıza geldik. İnsanın bu kadim yolculuğunda ona faydalı olmak için yola çıkmış bu gönüllüler kervanında binlerce kişinin emeği ve katkısı var. Ve abone olarak bu hizmetin devamına destek olan okuyucularımız. Allah razı olsun; bu emeklerin, fedakârlıkların en güzel şekilde mükâfatını versin… Amin.

Gayret, çalışmak, sefer bizim; zafer Allah’ın…

 

— Editör

Dergideki Yazılar