TR EN

Dil Seçin

Ara

İnsanın Atası Hz. Âdem'in Genetik İzi

İnsanın Atası Hz. Âdem'in Genetik İzi

DNA günümüzde babalık testleri için kullanılıyor. Peki DNA, Afrika’da bir hanedanı Kudüs’te yaşamış bir peygambere bağlayabilir, daha da ötesi hepimizin tek bir babada birleştiğimizi gösterebilir mi? Yapılan bir ihtilalin ardından hanedan sürgüne gönderilmiş. Sonuçları kullanıp, tahta tekrar geçme niyeti ile suçlanmamak için, isminin açığa çıkarılmaması şartıyla, gönüllü olarak DNA’sını veren bir prensin, genetik bilgisi onun Orta Doğu kökenli olduğunu ortaya koyuyor. DNA testi hanedanın iddialarını kuvvetlendirse de onları Hz. Süleyman’a bağlayacak kadar yeterli bir delil değil.

Etiyopya’nın kraliyet ailesi, Hz. Süleyman’ın (as) soyundan geldiklerini iddia ediyor. Sözlü gelenek ve ellerindeki altın kaplamalı kutudan başka bir delil yok. Bahsedilen kutu On Emir’in yazılı olduğu levhalar ile Hz. Musa ve Harun’a ait bazı eşyaları taşıdığına inanılan ve Hz. Süleyman Mabedinde saklandığı bilinen, İncil’de ve hatta Kuran’da bahsi geçen Ahit Sandığı.(1)

Kaynak: https://www.britannica.com/topic/Ark-of-the-Covenant

Kaynak: https://www.worldhistory.org/Ark_of_the_Covenant/

DNA günümüzde babalık testleri için kullanılıyor. Peki DNA, Afrika’da bir hanedanı Kudüs’te yaşamış bir peygambere bağlayabilir, daha da ötesi hepimizin tek bir babada birleştiğimizi gösterebilir mi?

Yapılan bir ihtilalin ardından hanedan sürgüne gönderilmiş. Sonuçları kullanıp, tahta tekrar geçme niyeti ile suçlanmamak için, isminin açığa çıkarılmaması şartıyla, gönüllü olarak DNA’sını veren bir prensin, genetik bilgisi onun Orta Doğu kökenli olduğunu ortaya koyuyor. DNA testi hanedanın iddialarını kuvvetlendirse de onları Hz. Süleyman’a bağlayacak kadar yeterli bir delil değil.

 

Genetik Bilgilerle İlk İnsana Kadar Gidebilir miyiz?

Birbirimizden o kadar farklıyız ki, yaklaşık 8 milyar insanın ortak bir babadan, aynı nesilden geldiğini, kuzenler olduğunu göremiyoruz. Oysa DNA’daki bazı mikroskobik ipuçları, dünya yüzündeki tüm erkekleri binlerce yıl önce yaşamış tek bir babada bağlıyor. İnsanın içine gizlenmiş bir zaman makinesi gibi, geçmişe ışık tutabilmek için keşfedilmeyi bekliyor.

Üç büyük din, babamızın bir olduğunu söylüyor. Yani dünyanın yarısından fazlasının inancı bu. Bilim de “Genetik Âdem” ya da “Bilimsel Âdem” olarak adlandırılan, binlerce yıl önce yaşamış birinin varlığından bahsediyor. Şu anda dünyada Eskimolardan, Amazon insanlarına, çöl bedevilerinden, İstanbul sokaklarında gezen bir Eminönü esnafına kadar tüm erkekler hücrelerinde, ataları olan bu şahsın genetik yapısını taşıyor.

https://ib.bioninja.com.au/standard-level/topic-3-genetics/33-meiosis/crossing-over.html

Sperm ve yumurta oluşurken, şekilde görüldüğü gibi, anne ve babadan gelen kromozomlar arasında parça değişimleri olur. Fakat DNA’da diğer kısımlar gibi fazlaca karışıp değişmeyen, çoğunlukla sabit, 2 farklı kısım var. Bunlardan bir tanesi, sadece erkeklerde bulunan ve bir soyadı gibi babadan oğula geçen Y kromozomu. (Resim 3-4 ve 5)

Resim 4. https://www.web-books.com/MoBio/Free/Ch1C4.htm

 

Genetikçi Spencer Wells, genlerle insanların ilk babasına ulaşabileceğimizi, Y kromozomunun bizi, hepimizin soyundan geldiği babaya götürebileceğini düşünüyor. İnsanlık ağacı çok dallanıp budaklanmış. Göçler insanlık ağacını daha da karıştırıyor. Karışıklıkları açıp kimin nereden geldiğini anlayabilmek çok uzun ve zor bir çalışmayı gerektiriyor.

Wells’in idaresinde ve National Geographic ve IBM’in katkılarıyla yapılan Genografik Proje, 140’tan fazla ülkeden yaklaşık 1 milyon insanın DNA’sını inceleyen işte böyle uzun soluklu bir çalışma Proje kapsamında pek çok ülkeye giden Wells, insanlık ağacının küçük dallarının nerelerde birleştiği, nerelerde daha büyük dallar haline geldiği, insanların Afrika’da başlayan ilk hayat serüvenlerinin, onları daha sonraki çağlarda göçlerle nerelere götürdüğü gibi sorulara cevaplar arıyor.(2-3) 

 

Thomas Jefferson’ın Zenci Çocukları

Amerika tarihinde başkanla ilgili ilk skandal olan, Jefferson ve kölesi Sally Hemingway arasındaki dedikodular hiçbir zaman mahkemeye gitmemiş. Jefferson ise söylenenleri ne doğrulamış ne de yalanlamış. 1998’de yapılan DNA testleri ise Jefferson’ın, Y kromozomunun, kölesinin en küçük oğlu ile aynı olduğunun manşetlere düşmesine sebep olmuş. Thomas Jefferson’ın, o sırada 35 km ötede yaşayan kardeşi ve 20 yaş ve altı oğulları da aynı Y kromozomunu taşıdığı için kesin olarak bir çıkarım yapılamasa da, DNA testi ile beraber, bazı kişilerin ifadeleri babanın büyük bir ihtimalle 3. Başkan olduğunu gösteriyor.

Y kromozomu Jefferson’ın sadece zenci torunları ihtimalini değil, aynı zamanda kendisinin de nereli olduğu ile ilgili ilginç ipuçları veriyor.(4) Görüntü olarak bir Avrupalıya benzeyen Jefferson’ın Y kromozomu Avrupa’da çok ender bulunan bir tür. En yoğun olarak görüldüğü yer ise Orta Doğu. Bir teoriye göre bunun nedeni bir dönem Orta Doğu’dan Avrupa’ya göç eden Yahudilerin olması. Araştırma yayınlandıktan hemen sonra New York Times, sonuçları “Jefferson yoksa ilk Yahudi başkan mı?” diye başlayan makalesi ile duyurmuş. 

Görüntümüz, ten ve göz rengimiz tam olarak nereli olduğumuzu her zaman gösteremiyor. Göçler ile farklı yerlerdeki insanlar birbirlerine fazla karışmışlar. Bediüzzaman Hazretlerinin dediği gibi kimin tam olarak hangi ırktan olduğunu anlamamız için ancak Levh-i Mahfuz’un açılması gerek ki, görebilelim. Fakat Allah, insanın genleri içerisine Hafiz ismi ile Levh-i Mahfuz’dan bir numune koyduğu için, eğer insan çalışırsa, ona geçmişi birazcık olsun anlayabilecek bir pencere açmış.

Şu an yaşayan insanlardan geçmişe gitmenin, insanlık ağacının ince dallarından, asıl gövdeye doğru gidebilmenin bir yolu “süper baba” denilen, çok sayıda çocukları ve torunları olan, yani genetik maddesi birçok kimseye kalıtım ile geçmiş bireyleri bulabilmek. Bu bireyler pek çok dalın birleşip kalın dalların meydana geldiği noktaları temsil ediyorlar.

DNA çok uzun bir molekül. Eşlenmesi yaklaşık 8 saat sürüyor. Bu sekiz saat zarfında DNA’daki milyonlarca A-C-T-G kodlarının aynen kopyalanması gerekiyor. Milyonlarca harf bir molekülden diğerine ara vermeden kopyalanırken bazen kopyalamada mutasyonlar görülür. Bilim adamları bunları kopyalama hataları olarak adlandırsa da bu değişimler bir saat gibi işliyor; düşük oranlı ve ölçülebilir şekilde düzenli olarak meydana geliyorlar. Bu mutasyonlarla geçmişe doğru gidilip aileler için şecereler oluşturuluyor.

Y kromozomu babadan oğula geçerken çoğunlukla aynı kalsa da işte böyle bazen zararsız küçük mutasyonlar olur. Böyle bir şey olduğunda bu küçük değişiklik, o kişinin bütün oğullarına ve torunlarına geçer. Aslında o kişinin neslini bu şekilde başka ailelerden farklı hale getirir, o aileye has bir özellik haline gelir ve nesiller boyu takip edilebilir. Bu prensip üzerine yapılan bir araştırma ile Y kromozomunda tespit edilen bazı nadir farklılıkların şu anda dünyada 20 milyondan fazla erkekte ortak bulunduğu, yani hepsinin tek bir ‘süper baba’nın torunları olduğu yayınlandı.(5)

Böyle bir süper babanın güç ve iktidar sahibi biri olduğu tahmin ediliyor. Mutasyonlar yaklaşık 1000 yıl öncesine dayanıyor ve Moğolistan’da yoğunlaşıyor. Deliller, birçok ülkenin ordularını darmadağın eden, kadınlarını ele geçiren, tarihin en büyük imparatorluklarından birini kuran Cengiz Han’a işaret ediyor. Mutasyonların kendisinden birkaç nesil önce ortaya çıkıp, oğulları ile devam ettiği düşünülüyor. Binlerce erkeğin öldürülmesi ile onların Y kromozomları artık o noktadan sonra ilerlemiyor. Cengiz Han ve çok sayıdaki oğulları ise o öldükten sonra da nesiller boyu Asya’da birçok halkları idare ettikleri için, neslinden gelenler şu anda bir çoğunluk oluşturuyor. Bilinmeyen bir mezardaki Cengiz Han’ın DNA’sı torunlarında yaşamaya devam ediyor. 

Thanh Tuấn@Art Station

Cengiz Han, tarihi genetik anlamda değiştiren tek süper baba değil. Kendisinden başka 10 tane farklı süper baba tespit edildi.(6) Bunların hepsinin ismi bilinmese de yine Asya ve Orta Doğu’da yaşadıkları tahmin ediliyor. 1,5 milyondan fazla torunu olan, Mançur lideri Nurhacı’nın büyük babası Giokanga bunlardan bir tanesi. 

 

Görüntümüzden Kökenimizi Anlayabilir miyiz?

Jefferson bize sadece görüntünün yanıltabileceğini değil, bu soruyu cevaplama adına, Kenan ilindeki atalarından çok daha gerisini gösteriyor. Jefferson birçok farklı ülkede yaşayan pek çok erkekle ortak bir mutasyon taşıyor. Bu mutasyon bizi, M9 olarak adlandırılan, yaklaşık 40.000 yıl önce yaşamış, şu anda hayatta olan erkeklerin yarısının büyük dedesi olan birine götürüyor. M9 bizi Bilimsel Âdem’e daha da çok yaklaştırıyor. M9 mutasyonu her erkekte yok. Ağacın en aşağısına inebilmek ve M9’dan daha önceki dedemizi bulabilmek için Spencer Wells proje kapsamında Kenya’daki Pate adasına gitmiş. Elbette ki bu ada rastgele seçilmiş bir yer değil. 

Hint okyanusunda değişik milletlerin tarih boyunca ticaret için uğradığı ve bazılarının yerleştiği bu küçük adada büyük ülkelerden daha fazla çeşitlilik göze çarpıyor. Tarihi eserlerinde İslami ögelerle birlikte Uzak Doğu kültürlerinden de izler var. Halkından bazıları Avrupalılar gibi açık tenli, bazıları Araplara benziyor, bazıları ise çekik gözlü. Geçmişleri farklı kültürlere dayanan bu kadar farklı etnik gruptan insanların Y kromozomundan ortak bir ataya ulaşılabilirse Bilimsel Âdem’e giden yolun daha da açılmış olacağına inanıldığı için adadan numuneler toplanır.

Y kromozomları bu adaya dünyanın pek çok yerinden gelmesine rağmen neredeyse tamamında M168 adlı bir mutasyon olduğu tespit edilir. Böylece alınan numuneler sayesinde projede yeni bir süper baba ortaya çıkarılır. Cengiz Han’dan, Thomas Jefferson’a yaklaşık 3 milyar erkekte ve Wells’in kendisinde de bu mutasyon vardır. Yani ismini bilmediğimiz bu şahsın da soyundan milyarlarca torunu olmuştur. 

 

M168 Bilimsel Âdem midir? Ağacın Dallarının İlk Ortaya Çıktığı Noktaya Ulaşmış Olabilir miyiz?

Hayır… Wells, Pate adasında bu kritik mutasyonun kendisinde olmadığı bir numune tespit eder. Bu da onun M168’den değil başka bir babadan geldiğini göstermektedir. Onun gibi başkaları da vardır ve bu da M168’in her ne kadar ağacın en alt dallarından olsa da başlangıç noktası olmadığını gösterir. 

İlk Genografik Proje için bulmaca Pate adasındaki tek farklı olan numune ile tamamlanıyor: Numuneyi veren kişinin nesli doğu veya Güney Afrika’ya dayanmaktadır. Bu Y kromozomu ile tüm dünyadan toplanmış numuneler karşılaştırıldıklarında ise herkeste aynen bulunan mutasyonlar sayesinde M168’den daha da evvel bir babaya ulaşılıyor. Wells’e göre adlandırılan bu kişi Bilimsel Âdem’dir. 

 

Bilimsel Âdem, Hz. Âdemdir (as) Diyebilir miyiz?

Bu sahada biraz daha araştırmaya ihtiyaç var. Fakat şunu söyleyebiliriz: Şu anda dünyada yaklaşık her erkekte Y kromozomu devam eden bir adem yaşamış. Bu ademin ‘cennet bahçesi’ ise Doğu Afrika. Ondan evvel ve onunla birlikte dünyada yaşayan insanlar olmuş. Fakat Wells ancak Bilimsel Âdem’den sonra insanların şu anki insanlar gibi olduğunu, o şekilde düşünüp hareket ettiğini söylüyor. 

Mutasyonlar ile Bilimsel Âdem’in ne zaman yaşadığını yaklaşık tahmin edebilmek de mümkün. Wells’in bulduğu Bilimsel Âdem yaklaşık 60.000 yıl önce yaşamış. O zamanların ise insanoğlu için zor bir dönem olduğu, insan türünün tükenmekte olduğu bir dönem olduğu düşünülüyor. Fakat Bilimsel Âdem’le birlikte birden insanoğlu için bir yükselme devri yaşanıyor. Duvarlarda sanat eserleri görülmeye, kullanılan aletler daha gelişmiş bir hale gelmeye başlıyor. Gelen bu yeni enerji ile daha sonra insanoğlu dünyayı fethedecek hale geliyor. Bu değişimlerin tam olarak nasıl olduğunu bilmiyoruz fakat 60.000 yıl önce yaşamış olan Wells’in Bilimsel Âdem’inden sonra meydana gelmiş olması, bu kişinin bir peygamber olabileceği ihtimalini hatıra getiriyor. 

Evet, insanlar bilim, kültür ve teknolojide her ne kadar fikirlerin birikimi ile yavaş yavaş ilerlemeler kaydetse de, peygamberlerin, yerler ve göklerin yaratıcısı ve ilmi sonsuz Rablerinden vahiy yoluyla aldıkları ilim ve onların eli ile insanlığa verilen ilmî gelişmeler, yaptıkları ilkler, tarihin akışını değiştiriyor.

Hikâyenin sonu Genografik Proje ile bitmiyor. Daha sonra yapılan araştırmalar, yeni bulunan farklı bir numune üzerine, insanların ilk babasının 60.000 yıldan çok daha eski zamanlarda yaşadığını, bir araştırma zamanın neredeyse 340.000 yıla kadar uzandığını(7) bir yıl sonra yayınlanan diğer bir makale ise 200.000 yıla kadar düşürüldüğünü haber veriyor.(8) Moleküler saat denilen bir metotla, mutasyon hızlarının oranları ölçülerek ulaşılan tarihlerde ise hata payı çok yüksek. Saat üzerinde yapılan ayarların farklılıklarına göre çok farklı sonuçlar çıkabiliyor. 

 

Âdem (as) Tabloları

Vatikan’ın ünlü Sistin Kilisesi’nde yer alan Michelangelo’nun Âdem (as) tablosu ve Michelangelo gibi hayal gücünü kullanarak Âdem’i (as) çizen pek çok sanatçı, onu bir beyaz Avrupalı gibi çizmiş. Bilimsel Âdem olarak adlandırılan şahıs bu tablolardaki gibi olabilir mi?

Kaynak: JESSICA GRIFFIN / Daily News

Frank Bender, polis için çalışan bir sanatçı. Elde olan ipuçları ve geride kalanlar ile, cinayete kurban gitmiş ve kimliği belirlenemeyen veya kayıp ve suçlu olan insanların yüzlerinin 3 boyutlu modelini yapıyor. Bazı DNA bilgileri, biraz antropoloji, fosiller, Afrika’da çok uzun zamandır aynı bölgede yaşamış kavimlerin anatomik özellikleri, bilgisayar teknolojileri, 3 boyutlu bir yazıcı ve kendi sanat kabiliyetini kullanarak ölmeden evvel Bilimsel Âdem’in bir modelini yapmış. Model, Michelangelo’nun çiziminden oldukça farklı. Bender’in modeli ünlü ressamın tablosuna göre, gerçeğe yaklaşmak adına, oldukça fazla yol kat etmiş gibi görünüyor:

En azından şu an için, 60.000 yıl önce yaşamış ve elimizde iskeleti bile bulunmayan bir kişinin yumuşak dokularını, yanak, kulak, bakış, vs. gibi detaylarının tam olarak bir modelini çıkaramayız. Fakat yapılan araştırma ve ortaya konulan çaba, geçmişi daha iyi değerlendirebilme ve belki de tarihi perspektifi daha iyi görebilmekten dolayı, Kuran’ı ve içindeki metaforları, hatta müteşabih olan ayetlerin çeşitli mana tabakalarını anlamada güzel adımlardır. 

 

Peygamber Nesli

Efendimizin (asm) hiç erkek evladı olmadığı için Y kromozomunun kendinden devam etmediğini, neslinin ise kızından ilerlediğini biliyoruz. Fakat Peygamberimizin (asm) Y kromozomu babasından, onunki de Abdülmuttalib’ten geldiğine göre, dedesinin diğer oğulları ve onların oğulları da aynı Y kromozomunu taşıyor olmalı idiler. Hz. Fatıma’nın da, Peygamberimizin (asm) amcasının oğlu Hz. Ali ile evli olduğunu düşünürsek, Hz. Hasan ve Hüseyin’in soyundan gelen seyyid ve şeriflerin DNA’ları gelecekte incelenir ve sözlü gelenek ile elde bulunan şecereler de göz önüne alınırsa Peygamberimiz ve ailesi ile ilgili şu anda bilmediğimiz şeyleri öğrenebiliriz. Bunun yanında Peygamberlik nurunun Âdem Peygamberden Efendimize (asm) kadar geldiği düşünülürse, bu noktada da İslam dünyasının bilime çok katkıları olabilir.

Aslında Âdem (as) bir yönüyle hepimizi temsil ediyor. Ahsen-i takvimde yaratılan, hata yapabilen, düşüp kalkabilen, tövbe edip yine yoluna devam eden, acı ve sıkıntı çeken, cennetle müjdelenen, cehennemle uyarılan, ilim ile Rabbinin esmasının hakikatlerini anlamaya yol bulabilen âdemoğlunu anlatıyor. Y kromozomu ise sadece yaşamış tüm erkekleri birbirine bağlamakla kalmıyor; batıda bir türlü barışamayan bilim ve din arasında da bir köprü oluyor.

 

Kaynaklar:

1. Bakara Suresi - 248 . Ayet

2. The Journey of Man, Wells.

3. Deep Ancestry, Wells. 

4. Thomas Jefferson’s Y chromosome belongs to a rare European lineage, King et al. 

5. The Genetic Legacy of the Mongols, Zerjal et al. 

6. Recent Spread of a Y-Chromosomal Lineage in Northern China and Mongolia, Xue et al.

7. An African American Paternal Lineage Adds an Extremely Ancient Root to the Human Y Chromosome Phylogenetic Tree, Mendez et al.

8. The ‘extremely ancient’ chromosome that isn’t: a forensic bioinformatic investigation of Albert Perry’s X-degenerate portion of the Y chromosome, Eran Elhaik et al.