TR EN

Dil Seçin

Ara

Bu Zamanda Kadın Olmak / 2. Bölüm: Empati

Bu Zamanda Kadın Olmak / 2. Bölüm: Empati

2022 yılında Texas’ta bir ilkokulda gerçekleşen silahlı saldırı, Amerika’yı kökünden sarstı. Önce annesini vurup, sonra da okula gelen eski bir öğrenci, 19 küçük çocuğu, ve iki öğretmeni vurdu. Connecticut’ta 20 çocuk ve 6 öğretmenin öldüğü, Sandy Hook faciasının ardından 10 yıl geçmişti. Bunlardan önce, sonra ve ikisinin arasında bir sürü silahlı okul saldırısı oldu. Sadece şu yeni başladığımız 2024’te Amerika çapında 29 okulda silahlı ateş açıldı, 13 kişi hayatını kaybetti ve 25 kişi yaralandı.(1)

Sonuçta bu çocuklar da uzaydan gelmiyorlar, masum doğuyorlar ve olayların yaşandığı toplum içerisinde büyüyorlar. Nedir masum bir çocuğu bu hale getiren, eski okuluna gidip böyle bir kötülük yapmaya iten?

Faciaların kökeninde bazı aile değerlerinin tam oturamaması, silahların serbestiyeti, psikolojik rahatsızlıklar, televizyonlarda görülen şiddet gibi nedenler olduğu düşünülüyor. Pek çoğunun silahlara, şiddet içerikli kitap, film ve video oyunlarına aşırı bir ilgisi var. Bunun da duyarsızlığı ve acımasızlığı artırdığı biliniyor.(2)

2016 yılında, psikolog Dr. Peter Langman okul silahlı saldırısı yapan 56 kişi için topladığı verileri değerlendirdiğinde, çoğunluğunun bozuk işlev gösteren, veya dağılmış ailelerden geldiğini görür.(3) Aslında, 1966’da ilki gerçekleştiğinden beri FBI, Gizli Servis, bilim insanları saldırıları yapanlar ile ilgili çok araştırmalar yaptı. Profiller çizildi.(4-5) Fakat hala yapmadan önce işaretlerinden anlayıp, nasıl durdurulabileceği ile ilgili çok az ilerleme var. Devlet ise, bu kadar ölümlere rağmen hala silah satılmasının kısıtlamasına yanaşmıyor. Bu, bir özgürlük olarak görülüyor. 

Farklı kurumların oluşturdukları profillerin yelpazesi geniş. Belki örtüştükleri yerler üzerinde durmak gerek. Bu noktalara göre suçluların davranışsal portreleri, toplumdan uzak yaşayan, yalnız, kızgın, dert biriktiren, okulda veya işte başarısız, ailesi problemli, empati yoksunu kişiler olarak çiziliyor. Fakat bu kriterlere uyan kişi sayısı çok yüksek, çok azı tetiği çekiyor. Bu yüzden her profile uyandan şüphelenmek mümkün değil. Çoğu, olay sırasında öldüğü için daha sonra konuşturmak da mümkün olmuyor. Sosyal medya hesaplarına ve kayıtlarına bakılıyor. Gizli Servisin hazırladığı bir rapora(5) göre saldırganların çoğunda bir çeşit psikolojik, davranışsal, veya gelişmeye yönelik problemler olduğu düşünülse de psikoz derecesinde ağır ruh hastalığı çok az bir kısmında bulunuyor. Kolombiya Üniversitesinin yaptığı bir araştırma(6) bunu doğruluyor ve araştırmayı yapan hocalardan biri olan Dr. Girgis, ileride olabilecek silahlı okul saldırılarını önlemek için, kültürel ve sosyal etkenler üzerine odaklanmamız gerektiğini vurguluyor. 

Silahlı okul saldırıları, hep bu çocukların daha önceden gittikleri bir okulda oluyor. Belki de başarısız oldukları, sevilmedikleri, yalnız kaldıkları, görülmedikleri, haksızlığa uğradıkları o yere tekrar dönüp, kendi kafalarınca intikam alıyorlar. Bunu yaparken karşısındakini, kendisi gibi hisleri, hayalleri, düşünceleri olan bir insan olarak değil de bir eşya gibi gördükleri, ve o yüzden empatiden yoksun bir şekilde, kolaylıkla tetiği çekebildikleri düşünülüyor. Savaş sırasında Amerikan askerlerinin, oranın insanlarına, “çamur”, “havlu kafa”, “kâğıt hedef” dedikleri gibi… Dolayısıyla vurdukları “insan değil” ki, bir suçluluk hissetsin. 

 

Tedbirler 

Okullarda bu tür saldırılara karşı güvenliği sağlama adına, kurşun geçirmez sırt çantaları, kapılar, odalar; güvenlik kameraları ve yüz tanıma teknolojileri, potansiyel tehlikeleri anlamak için kullanılacak bilgisayar programları, gaz bombaları gibi ürünler için $3 milyarlık bir ticaret alanı var. Okullara daha fazla silahlı asker veya polis konulması, hatta öğretmenlerin silah eğitimi verildikten sonra silahlandırılması konuşuluyor. Michigan’da bir bölgede silahlı bir okul saldırısı olması durumunda, zayiatı azaltmak üzere, $48 milyona bir okul tasarlanmak isteniyor. Plana göre, tetikçinin hedef alanını kısaltmak için kısa ve kıvrımlı koridorlar, arkasına saklanılabilecek, kanat gibi duvarlar, alarm sistemi ve tek bir düğme ile tehdidi bir yerde kilitleme gibi yapı ve teknolojiler içeriyor.(7)

İnsanlar bu tip tedbirlerin çok da işe yaramadığının farkında. Hatta okullarda saldırı tatbikatları, girişte güvenlik gibi tedbirler öğrencilerde korku ve endişe uyandırıyor(8), ya da öyle alışılmış hale geliyor ki, gerçek bir olay olsa, çocuklar olayın ciddiyetini anlayıp ona göre davranamayacak hale geliyorlar. Zaten, saldırıları yapanlar çoğunlukla o okuldan geldikleri için, güvenlik tedbirlerinin ne olduğunu ve nasıl aşılabileceğini de gayet iyi biliyorlar. Esas hedefimiz, bu olayları sıfıra indirmek olmalı. 

Böyle bir olay olduğu kulağıma ilk gelince, belli ilk tepkilerden sonra, ne diye dua ettiğimi tahmin edebilir misiniz bilmem. “Allah’ım,” diyorum, “N’olur Müslüman biri yapmış olmasın.” Çünkü o zaman “Müslüman olduğu için yapmış,” oluyor, ama başka biri ise , “Kendi problemleri yüzünden yapmıştır,” deniliyor. Okul silahlı saldırılarını yapanların 3-4 tanesi hariç tamamı erkek(9), %80’i beyaz Amerikalı.(10)

Öyleyse, kadınlarla ilgili bir yazıda neden bunlardan bahsediyoruz diyebilirsiniz. Elbette bunun erkeklere bakan yönü de var, fakat kadınlar “şefkat kahramanları” oldukları için bu olaylar ve benzerleri daha olmadan, olmaya da yakınlaşmadan, en başından yine kadınların şefkati ile büyük ölçüde engellenebileceğini düşünüyorum. Daha da ötesi, FBI, Gizli Servis, bilim insanları araştıradursunlar, Türkiye’nin doğusunda, dağlık bir bölgede yaşamış, hiç okula gitmemiş, Bediüzzaman Hz’nin annesi ve onun gibi pek çok benzerlerinin bu konuyu çoktan çözdüklerini düşünüyorum. Üstad Hz, Lemalar’da der ki: 

“Ben bu seksen sene ömrümde, seksen bin zatlardan ders aldığım hâlde, kasem ediyorum ki, en esaslı ve sarsılmaz ve her vakit bana dersini tazeler gibi, merhum validemden aldığım telkinat ve manevi derslerdir ki, o dersler fıtratımda, âdeta maddi vücudumda çekirdekler hükmünde yerleşmiş. Sair derslerimin o çekirdekler üzerine bina edildiğini aynen görüyorum.

Demek, bir yaşımdaki fıtratıma ve ruhuma merhum validemin ders ve telkinâtını, şimdi bu seksen yaşımdaki gördüğüm büyük hakikatler içinde birer çekirdek-i esasiye müşahede ediyorum.”(11)

Maddi ve manevi âlemlerde, onca kişiden ders ve feyiz alan Bediüzzaman gibi bir allame-i cihan, annesinin ona öğrettiklerinin bir çekirdek hükmüne geçip, diğer bilgilerinin onların üzerine bina edildiğini “çekirdeklerin fıtratına, hatta, adeta maddi vücuduna yerleştiğini” söylüyor. Dikkat ederseniz, “bir yaşımda” ifadesini kullanıyor. Nur’e hanım, bir yaşındaki oğluna ne öğretmiş olabilir? Matematik mi çalıştırmıştır, test mi çözdürmüştür? 

Paragrafın devamında, “... acımak ve merhamet etmeyi, o validemin şefkatli fiil ve halinden ve o manevî derslerinden aldığımı yakînen görüyorum.” der. İnsanda bu manevi dersler yerleştikten sonra başka şeyleri de er veya geç öğrenir, kemale doğru yol alır. Fakat bu çekirdekler olmadan, sadece seküler, kuru malumat ile doldurulan bir insan canavar da olabilir.

 

Hodgamlık

Karşımızdaki kişi ne düşünüyor, ne hissediyor, hayalleri, hırsları, tutkuları var mı, hayal kırıklığına uğramış mı tarzı düşünceler insanı insana bağlıyor, toplumu bir araya getiriyor. Bir de bunun tersi var: tekbencilik, yani hodgamlık. “Sadece ben varım. Benim duygu ve düşüncelerim, benim ihtiyaçlarım var. Diğerleri ise sadece bu ihtiyaçlar için var.” Karton kutudan kesilmiş figürler gibi. En iyi tekbenciler bebeklerdir. İki eliniz kanda olsa, karnı acıktı mı yaygarayı basar bebek. Hepimiz hayata böyle tekbenci olarak başlıyoruz. Fakat zamanla, uzun bir süreç içerisinde, kokular, sesler, dokunma ile devamlı bir iletişim, ten ve göz teması ile bebek kendisinin farklı, fakat diğerleri ile bağlı bir birey olduğunun farkına varıyor. Hayatın geri kalanında genetik, epigenetik, ve tecrübelerle bu hisler şekillenmeye devam ediyor. Maalesef bazıları için bu süreç, ta en başından çarpık gittiği için doğru mecrasını bir türlü bulamıyor, veya bulmak için çok zorlanıyor. 

 

Gözler Kalbin Aynası 

Sandy Hook katliamını yapan Adam Larza’nın, annesiyle aynı evde, fakat kilitli bir odada yaşadığı, onunla sadece e-mail ile iletişim kurduğu, diğer insanlarla olabilecek sosyal zorluklar ile karşılaşmamak için okula ve işe gitmediği, odasının pencerelerinin siyah poşetlerle kaplandığı, ve insanlarla tek iletişimin internetten bazı zararlı chat grupları ile olduğu kayıtlara geçmiş. 

İnsanlarla yüz yüze bakmak önemli… Bu şekilde insanın sosyal olarak kendini izole etmesi, empati yoksunluğuna daha da katkıda bulunuyor. Bunun geri planında elbette pek çok hikmetler vardır. Bir tanesi şu: Ayna nöron dediğimiz sinir hücrelerimiz var. Bir eylem yaptığımızda veya bir olaya maruz kaldığımızda sinir hücrelerimiz bir tepki verir. Ayna nöronlar sayesinde ise, karşımızda başka biri bu eylemi yapsa veya o olaya maruz kalsa da, ayna nöronlar, motor nöronları etkiler ve biz de bu vesile ile aynı tepkiyi veririz.(12)  

Örneğin, karşınızdaki size gülümsüyor, siz de ona gülümsüyorsunuz. Bakıyorsunuz ki ağlıyor, siz de üzülüyorsunuz. Böylece sevinci de üzüntüyü de paylaşıyor, beraber yaşıyorsunuz. İnternetteki yazılı iletişimler bunu tam sağlayamıyor. Ve insanlar karşısındakini nasıl etkileyeceğini hiç düşünmeden çok ağır laflar edebiliyorlar. 

“İnsan kalbini yüzünde taşır,” diye bir söz var.(13) Beynimiz ve yüz kaslarımız, vagus siniri ile kalp ve ciğerlerimize bağlı.

Resim 1: © StatPearls Publishing LLC.

Göz temasımız, yüz ifadelerimiz, ses tonumuz, sadece bebeğimizle veya diğer insanlarla olan sosyal ilişkilerimizi değil, kendi fizyolojimizi de etkiliyor. Bebek ve anne veya iki kişi karşılıklı oturup, konuştuklarında, gülüştüklerinde, aralarında bir sinerji meydana geliyor. Ayna nöronlar ile, hareketler, biyokimya, sinirlerin tepkileri, birbiri üzerinde yansımaya başlıyor. “Sohbette insibağ,” oluyor. Kalp atışları ve nefes alma sakinleşiyor. Ve güzel duygular, aynı anda iki bedende dalga dalga yayılıyor. Yüz yüze bakmak gerçek manada kalbi kalbe bağlıyor. Böylece empati kapasitesi de gelişiyor.(14)

İşte merhametle, severek büyütülen bebekler, konuşamasalar, hatta sizin konuştuğunuzu da anlamasalar bile, hal dilinden bir nevi eğitimi yine de alıyorlar. Empati ve merhamet dilini ve daha pek çok şeyi, konuşmaya başlamadan öğreniyorlar.

 

Eline Silah Alan Çocuklar 

2016 yılında Cincinnati’deki okulunda 4 kişiyi vuran 15 yaşındaki James Hancock.

Davasında, dinlediğim bir ifadede içim burkuldu. Öncelikle çocuğun yüzü o kadar masumdu ki, insanın inanası gelmiyordu. Vurulup yaralanan, fakat daha sonra iyileşen arkadaşı ise, mahkemede onu affettiğini söylüyor, ve hatta, kendisine bazı problemlerinden bahsettiğinde, iyi dinlemediği için ondan özür diliyordu.(15)

Okul saldırılarını yapıp, facia sırasında ölmeyen ve mahkemeye çıkarılan çocukların bazı ifadeleri gerçekten çok üzücü:

- Kabul görmediğimi hissediyorum. Bu reddedilme insanı yaralıyor ve çabuk geçmiyor.

- Kalın kafalı, aptal olduğumun söylenmesinden bıktım artık.

- Kimsenin, özellikle de annemin beni istemediğini hissediyordum.

Aaron Stark nerede ise bu çocuklardan biri olacakken son anda vaz geçen biri. O zamanki durumunu şu şekilde anlatıyor:(16)  

Eğer size yeteri kadar “değersiz” olduğunuzu söylerlerse, siz de buna inanırsınız, ve geri kalan herkesi de inandırmaya çalışırsınız. Hayatta iyi ve kötü insanlar var. Madem siz kötülerdensiniz, o zaman yapmanız gerekeni yaparsınız.

Arkadaşlarımın hepsini, onlardan çalarak, yalan söyleyerek kendimden uzaklaştırmıştım. Başka türlüsünü bilmiyordum. Sadece bana öğretileni yapıyordum. 16 yaşımda, artık ailemin sürekli içki içip kavga etmelerine dayanamadım ve kaçtım. Evsizdim. Hayatımın hiçbir tarafını kontrol edemiyordum. Jiletle kendimi kesmeye başladım. Birgün eski bir barakada, yağmur yağarken, kollarımdan akan kanlara baktım, ve bu şekilde giderse kendimi öldüreceğimi anladım. Sosyal hizmetleri aradım. Ama onlar beni alıp, annemi çağırdılar. O ise tüm bunları ilgi çekmek için yaptığım ve yalan söylediğim konusunda onları inandırdı. Sosyal hizmetler beni annemle eve gönderdi. Beraber eve gittiğimizde ise bana şöyle dedi: “Bir dahaki sefer, daha iyi bir iş çıkaracaksan, jileti sana ben alırım.” O anda kalbim öyle parçalandı ki, karanlık her yanımı sardı. Yaşayacak hiçbir nedenim, ve artık kaybedecek hiçbir şeyim kalmamıştı. Kaybedecek şeyiniz kalmadığında, her şeyi yapabilirsiniz. İşte o zaman, çevredeki çetelerden birine silah temin etmek için gittim. Ya bir okula ya da bir alışveriş merkezine gidip insanları vuracaktım. İnsanların kim olduğu önemli değildi. Önemli olan güvenliğin en az olduğu bir yere gidip, en kısa zamanda en fazla kişiyi vurabilmekti.” 

Bu sırada kendisine yalan söylemesine ve eşyalarını çalmasına rağmen ondan uzaklaşmayan bir arkadaşı vardır. Bu arkadaşı ona iyi davranır. “Gel yemek yiyelim, gel beraber şunu yapalım.” der. Bunun için Stark diyor ki: “İnsanlıktan çıkmış gibi hissettiğinizde, biri size nezaket gösterip insan gibi davrandığında, dünyanız değişiyor.” Ve bu vefalı arkadaşının şefkat ve keremi ile, yapacağı işten vaz geçer. Aaron Stark, şu an evli ve 4 çocuk babası. Şimdilerde, eyalet eyalet, okul okul gezip yaşadığını anlatıyor.

“Bir çocuktan şüphelenip, onu FBI’a vermek ve hayatını mahvetmek yerine, onunla arkadaş olun, değer verin. Belki yalnızdır, belki acıları vardır. Ona bunların geçeceğini ve tünelin sonunda ışık olduğunu gösterin.” diyor. Aaron Stark gibi başkaları da var. Ve bu son anda fikir değiştirenler, hep bir yetişkinin el uzatıp, onlara ümit vermesi ile vazgeçmişler.(7) 

 

Gerçek Tedbir

Yeni bir eve taşınacağımız zaman, evi temizliyor sonra eşyalarımızı yerleştiriyoruz. Sütü kaynatmadan önce tencereyi yıkıyoruz. Namaz kılmadan önce temizlenip abdest alıyoruz. Takvada da, yaptığımız işlerde de, toplumda da böyle: Önce zararı defetmek esas. Çocukları bu hale getirelim, sonra da mimar, mühendis, doktor olalım, verdikleri zararı önlemek için planlar yapalım yerine, önce çocuklarımızı koruyalım, onların masum hallerini bozmayalım. Ama tabi ki, dünyada akıl hastalıkları da kötülük de hep olacak. Yine tedbirimizi alalım. 

Size demiyorum ki, bu çok kolay. Her zaman A’yı yapacaksınız ve hep sonuçta B olacak. Nerde o günler? Bir toplum içerisinde, ahir zamanda yaşıyoruz. Çok etkenler var. Etraf, okul, sosyal medya, filmler, oyunlar her biri insanın üstüne üstüne geliyor bazen. Ama tüm bu karmaşa içinde de olsa, bu olaylar bize hayatımızdaki en önemlilerin ne olduğunu acı bir şekilde hatırlatıyor. 

 

İnsan Bir Kitap Gibi… 

Aaron Stark’ın yapmayı planladığı işi yaptığını, olay yerinde öldüğünü bizim de onun hayat kitabının sadece son sayfasını okuduğumuzu farz edelim. Ona korkunç, canavar dememiz ne kadar kolay değil mi? Oysa, o konuşmasını yaparken, kitabının satırları arasında beni gezdirdiğinde, çok ağladım. 

Belki çok ağır, çok sorumluluk istiyor, ama çocuklarımızın kitaplarının, özellikle ilk bölümlerinin yazılmasında, bizim de parmağımız karışıyor. Fakat çocuğumuz olduktan sonra bile hala, tekbencilikten vazgeçemiyorsak, değişemiyor, başka bir insanı kendimizin önüne koyamıyor, zevk, para, maaş, takdir, onay almadan bir iş yapmak istemiyorsak, bu sadece ailelerimizin değil tüm toplumun problemi haline geliyor. 

Büyüklerimiz bizi motive etmek için hep: “Sizler Fatihler, Yavuzlar, Mevlanalar yetiştireceksiniz. Vazifeniz çok büyük,” derlerdi. Bizler sıradan insanlarız, belki her birimiz birer Fatih yetiştiremeyiz, hatta hepimiz mühendisler, doktorlar da yetiştiremeyiz. Ama en azından merhametli, empati sahibi, herkese iyi davranan, akran zorbalığı yapmayan, yalan söylemeyen, hak hukuk gözeten iyi insanlar yetiştirmek için elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışıp, Allah’a dua edebiliriz. Kötülüğü kazıma adına önemli bir vazife yapmış oluruz. Kimse bize madalya takmaz bunun için, kimse fark etmez bile ve belki kendimizle ilgili yapamadıklarımız da olur. Ama niyetimiz Allah rızası için insana faydalı olmak ise, bilmeliyiz ki, toplumda olan bütün iyilikler bu saydığımız özellikler üzerine bina edilir. Onlar olmadan gelişme, bilim, teknoloji, zenginlik, ne varsa önemini yitirir. 

 

Büyük Mahkeme 

Geçtiğimiz Şubat ayında okul saldırıları ile ilgili ilginç bir dava gerçekleşti ve nadir bir karar alındı. 2021 yılında silahlı bir okul saldırısı yapıp, 7 kişinin yaralanmasına ve 4 kişinin de ölümüne neden olan bir öğrencinin annesi, kasıtsız adam öldürme suçu ile yargılandı ve hapse atıldı. Aynı suçlardan babasının davası devam ediyor. Suçu direkt işleyen ve hatta teşvik ettirici de olmamalarına rağmen mahkemeye verilmeleri pek çok kişiyi şaşırttı. Anne ve baba suçun işlendiği silahı oğullarına kendileri hediye etmişlerdi. Okul ise çocuğun bazı konuşmaları ve çizimlerinden şüphelenip anne ve babayı toplantıya çağırmış ve oğullarını alıp eve götürmelerini tavsiye etmişti. Anne-baba ise işe gitmeleri gerektiğini söyleyip toplantıyı kısa kesmiş, ve çocuğu okuldan almamışlardı. Oysa sınıfa geri götürülen öğrencinin çantasında silahı vardı ve birkaç saat sonra ateş açmıştı.

Elbette bu noktaya da bu karara da o kadar kolay gelinmiyor. Komşuların ifadesine göre, anne baba çocuğu çok ihmal etmişler. Daha 9 yaşında iken çocuğu evde saatlerce tek başına bırakıp şehre içki içmeye giderlermiş. Savcı ise çocuklarından çok, kendi evlilik dışı ilişkilerine ve atlarına önem verdiklerini ve vakit ayırdıklarını iddia ediyor.(17-20) 

6 yaşında, annesinin çantasından aşırıp, okula silah götüren, öğretmenini vurarak yaralayan bir çocuğun annesi ise çocuk ihmalinden 21 ay hapis cezası aldı.(21) 

Allah bize dünyada numunelerini gösteriyor. Bize emanet çocuklarımıza nasıl davrandık, onları ihmal ettik mi, nasıl meşgul ettik, ahirette bize de sorulacaktır. “Hepimiz çobanız.”(22) ve sorumluyuz. 

Bediüzzaman Hz. der ki: “Hanımlarda gayet yüksek bir kahramanlık var. Bu kahramanlığın inkişafı ile; hem hayat-ı dünyeviyesini, hem hayat-ı ebediyesini onunla kurtarabilir.”(23) Görünen o ki, bu kahramanlık, sadece kendi dünya ve ahiretini değil, başkalarını da kurtarmaya vesile oluyor.  Allah korusun, bazen bu gayret suiistimal edilip, yanlış yere de yüzü çevrilebiliyor. Sadece dünyaya hasrediliyor, hatta hem kendinin hem temas eden başkalarının ahireti için zararlı hale geliyor. Ona duacı olacak eşini ve çocuklarını ise davacı ediyor. “Allahűmme ecirna min şerrin nisa.” dedirtiyor.

Kaynaklar:

1. https://everytownresearch.org/maps/gunfire-on-school-grounds/

2. Council on Communications and Media; Media Violence. Pediatrics November 2009; 124 (5): 1495–1503. 10.1542/peds.2009-2146

3. https://schoolshooters.info/about-the-site

4. https://info.publicintelligence.net/FBI-SchoolShooterReferenceGuide.pdf

5. https://www.secretservice.gov/sites/default/files/2020-04/Protecting_Americas_Schools.pdf

6. Ragy R. Girgis, Russell Tyler Rogers, Hannah Hesson, Jeffrey A. Lieberman, Paul S. Appelbaum, Gary Brucato. Mass murders involving firearms and other methods in school, college, and university settings: Findings from the Columbia Mass Murder Database. Journal of Forensic Sciences, 2022; DOI: 10.1111/1556-4029.15161

7. https://www.edweek.org/leadership/opinion-what-school-shooters-have-in-common/2019/10

8. Limber, S.P., & Kowalski, R.M. (2020). How Schools Often Make a Bad Situation Worse. International Journal on Child Maltreatment: Research, Policy and Practice, 3, 211-228.

9. https://www.statista.com/statistics/476445/mass-shootings-in-the-us-by-shooter-s-gender/

10. https://www.statista.com/statistics/476456/mass-shootings-in-the-us-by-shooter-s-race/

11. Lem’alar, Yirmi Dördüncü Lem’a.

12. Bonini L, Rotunno C, Arcuri E, Gallese V. Mirror neurons 30 years later: Implications and applications. Trends Cogn Sci. 2022; 26(9):761–81

13. Howes R. Wearing your heart on your face: The polyvagal circuit in the consulting room. Psychotherapy Networker. 

14. Frederickson BL. Your phone vs. your heart. The New York Times; 2023 Mar 23. 

15. https://www.cincinnati.com/story/news/2016/06/06/teen-sentenced-school-cafeteria-shooting/85481454/

16. https://www.youtube.com/watch?v=azRl1dI-Cts

17. https://www.bbc.com/news/world-us-canada-68223118

18. https://www.bbc.com/news/world-us-canada-67571551

19. https://www.freep.com/story/news/local/michigan/oakland/2024/02/16/james-crumbley-trial-oxford-high-prosecutor-fights-venue-change/72627390007/

20. https://www.freep.com/story/news/local/michigan/oakland/2024/02/15/james-crumbley-change-of-venue-oxford-high-shooting/72612156007/

21. https://www.nbcnews.com/news/us-news/mother-6-year-old-boy-shot-virginia-teacher-sentenced-2-years-rcna129931

22. Buhârî, Cum’a 11, İstikraz 20; Müslim, İmâre 20