TR EN

Dil Seçin

Ara

Anlama Becerisi / Empatinin Basamakları

Anlama Becerisi / Empatinin Basamakları

Empatinin önemli basamakları sevmek, değer vermek, paylaşmaktır. Değer vermeden empati kurulamaz. Empati eğitiminde, gençlere yaşam becerisi çalışılırken, “sev, değer ver, paylaş” basamakları öğretilir ve daha sonra empati çalışılır.

Bu kavramı bizim toplumumuz daha çok dertleşme gibi de anlaşılıyor. Dertleşme, hemhal olma, empatinin sınırları içerisinde toplumda var olan kavramlardır. Bunun için empatiyi sadece bir duygu olarak değil, bir anlama biçimi olarak da düşünmek gerekir. Bir insan, karşısındakini anlarken kendi zihinsel gücü ve hayal gücüyle bunu başarır.

 

Kültürel Empati

Tarihsel olarak düşündüğümüzde empati bizim kültürümüzde de diğergamlık olarak gelişir. Hatta empatiyle ilgili bütün semavi öğretilerin meşhur bir öğüdü vardır: “Sana nasıl davranılmasını istiyorsan sen de başkalarına öyle davran.” Bu öğüt, empatiyi tam ifade etmez. Mesela kişiler aynı şeylerden zevk almayabilir. Elle şaka yapmasından hoşlanmayan birine, el şakasını seven biri tarafından bu tür şaka yapılması o kişiyi rahatsız eder. Bu davranış empatik olmaz.

Kültürel olarak baktığımızda önemli olan, kişinin kendisine yapılmasını istemediği davranışları başkalarına yapmamasıdır. Burada zarar vermemeye yönelik empati vardır. El şakası yapılmasını istemeyen başkasına da yapmaz, küfredilmesini istemeyen başkasına küfretmez, alay edilmesini istemeyen başkasıyla alay etmez. Bu empatiyi besleyen kültürel bir yaklaşımdır.

 

Siyasi Empati

Kültürümüzde mevcut olan davranış biçimlerinden biri de siyasi empatidir. Karşı taraf nasıl davranılmasını istiyorsa onlara karşı öyle davranmak modern bir yanılgıdır, empati değildir. Bu davranış empati rolü oynamaktır. Kişiye doğru olanı değil de duymak istediğini söylemek, o kişinin hoşlandığı şeyi yapmak siyasi bir empatidir ve politik davranmaktır.

Kendisine ters düştüğü halde karşı tarafın hoşuna gidecek iltifatlarda bulunmak, “Bugün çok güzelsin, ayakkabıların ne güzel.” gibi sözler yalan olmayacak nitelikteyse olumlu taraftan görülüp söylenebilir.

Yeni doğmuş bir bebek çok güzel değildir. Ama herkes ne kadar sevimli diye sever. Çocuğu sevimli diye sevmeleri diğer sevimli çocuklarla kıyaslayarak değil de, çocuğun sağlıklı olduğunu düşünerek, doğan çocuklar içinde iyi yönlerini düşünerek söylenirse bu empatik davranış sınıfına girer. Burada artık empatinin görünmeyen kısmı devreye girer. Kişinin niyeti, karşı tarafın hoşuna gidecek şekilde değil kişinin kendi dürüstlüğü ile empati yapmaktır. Bu empati daha doğrudur daha etkileyicidir.

Gerçek empati, başkalarına ben, o ve biz diye düşünerek davranmaktır. Benim açımdan, onun açısından ve genel açısından düşünerek davranmalıdır.

 

Sosyolojik Empati

Empatinin sosyolojideki kullanımı, bizim kültürümüzde diğergamlık olarak geçer. Diğergamlık, kişinin başkaları hakkında da gam, kaygı hissetmesi, başkalarına zarar vermemek kaygısıyla, başkalarının da iyiliğini düşünerek hareket etmesi anlamına gelir. Bu kavramın zıttı olan hodgamlık ise kişinin kendisi hakkında gam, kaygı hissetmesidir.

Diğergamlık bütün semavi öğretilerde var olan ve yüceltilen bir kavramdır. Empati kavramının tam karşılığı olmasa da diğergamlık, karşı tarafın iyiliğini düşünme, kişiliğine saygı duyma, duygularına saygı duyma, onu anlamaya çalışma manasını içermektir.

Sosyal alışverişte empati, sosyal bir duygu olarak geçer. Empati duygusu toplumda sosyal algıyı, toplumsallığı besleyen bir duygudur. Empatinin azaldığı yerde kişiler benmerkezci olur ve toplumsallık zayıflar, insanlar yalnızlaşır. Bu yoksunluk, duygusal sağırlık ya da duygusal körlük diye de ifade edilir.

 

Empatide Bilgi Ve Duygu Aktarımı

İletişimin iki ayağı var. Bilgi aktarımı ve duygu aktarımı ayağıdır.

Bilgi Aktarım Ayağı: İletişimin birinci ayağı bilgi aktarımı ayağıdır. Bu aşamada, oturup konuşulur; bu konuşma sözcükleri, kavramları, anlamları aktararak oluşur.

Duygu Aktarımı Ayağı: İletişimin ikinci ayağı olan duygu aktarımında, kişi konuşurken karşı tarafa sevgisini, nefretini, öfkesini, hayretini, heyecanını aktarır, karşı taraf da ona aktarır. Aynı anda yapılan duygusal bir alışveriş vardır.

Bilgi aktarımının yanı sıra duygu aktarım ayağı da varsa iletişim kalıcı ve etkili olur. Sadece bilgi aktarımı olan iletişim, kuma yazılmış yazı gibidir, hemen dağılır. Karşılıklı iletişimde duygu aktarımı varsa, kişi derin hislerini düşüncelerini, duygularını katarak söylüyorsa, karşı tarafta da aynı şekilde algılıyorsa kişinin kalıcı hafızasına girer. Beyinde böyle durumlarda duygusal bellek devreye girer ve bilgiler kalıcı hafızada kalır.

İletişimin duygu aktarımı ayağı empati için çok önemlidir. Karşı tarafı anlamak empatinin birinci aşamasıdır, daha sonra onu hissetmek gelir, üçüncü aşaması da duygu aktarımı yapabilmektir. Karşılıklı duygu aktarımı yapılırken empati köprüsü kurulmuş olur.

 

Empatinin Davranışsal Boyutu

Empatinin davranışsal boyutu, insanın kendini bu konuda eğitmesine bağlı olarak gelişir. Kişinin kendi davranışları ile karşı tarafın davranışlarını, kendi konumu ile karşı tarafın konumunu bilmesi ve ona göre davranabilmesi empatinin davranışsal boyutu olarak tanımlanabilir. Davranışsal empatisi olanla olmayanın ayırımını şu örnekle açıklayabiliriz:

Davranışsal empatisi olan kimse adres tarif ederken “sağa git” derken karşı tarafın sağını gösterir. Kendini karşı tarafın yerine geçip öyle yönlendirir. Davranışsal empatisi olmayan kimse ise “sağ git” derken kendi sağını gösterir. Davranışsal empatinin olması için kendini eğitmesi gerekir. Genellikle gelişmemiş beyni olanlar çocuklar “sağa git” derken kendi sağını gösterir. Kendini geliştirmiş olgun beyin, “Karşı taraf yolu nasıl kolay bulur nasıl kolay anlar, daha çok ona nasıl yardım edebilirim?” sorularını hızlı bir şekilde sorup tavsiyelerde bulunur.