Satır Arası
Gençler, sakın kişiliğinizi satıp şunun bunun sayesinde bir yere gelmeye çalışmayın. Saye…
Merhaba Değerli Dostlarımız,
Yaşanan acıları tarif etmeye kelimeler yetmiyor. Bu zor zamanlarda insanın elinden bir şeyler gelse ya da birileri bir şeyler yapsa bir nebze teselli olacak, fakat o da olmuyor. Kalplerimizin feryadını dindirecek kimsecikler yok. Kınamaların timsah gözyaşlarıyla ya da alaylı sırıtmalarla cevaplandığı bir Batı karşısında ne yapmak lazım. Belli ki amaçlarına ulaşma konusunda sabırsızlanıyorlar…
Dinlerini tahrif ettikleri gibi, el attıkları ne varsa, girdikleri neresi varsa her şeyi ifsat ediyorlar. Bunu tam da âyet-i kerimenin buyurduğu gibi “ıslah edici” olduklarını söyleyerek yapıyorlar…
Dünya seyrediyor…
Bizler seyrediyoruz… Elimiz kolumuz bağlı İsrail’in katliamlarını seyrediyoruz.
Bir canın katli, bütün insanlığın katli gibiyken; bütün insanlık, binlerce insanın sınırsız bir vahşetle katlini seyrediyor.
Bağlı ellerimizle zalimleri ve destekçilerini, Arşın Sahibi olan Allah’a şikayet ediyoruz.
Birlik olamadık, İttihad-ı İslam sözümüzde, dualarımızda kaldı… Ama gönüllerimiz bir; o bir olan gönüllerimizle Sahibimiz olan Allah’a yakarıyoruz.
Çaresiziz evet, hiçbir faydamız dokunmadan yerimizde çakıldık kaldık; ellerimizi çaresizlerin çaresi olan Allah’a açıyoruz.
Düşmanlarımız çok, düşmanlarımızın güçleri, silahları da çok; ama her şeyin dizgini elinde, her şeyin anahtarı yanında olan Allah’tan (cc), Ümmet-i Muhammed için kurtuluş yolları açmasını istiyoruz.
Dinimizi yaşamadık, gücümüzü yitirdik, kâfirlerin ve münafıkların aramıza fitne tohumları ekmelerine ses çıkarmadık; Müslüman kardeşlerimizle aramızda Allah’ın koyduğu kardeşlik bağlarımızı göremez olduk, kardeşlerimize hor baktık… İslam’ı bizlere din olarak lütfeden Rabbimizden, Müslümanları birbirine bağlayan manevi bağları görmemizi de lütfetmesini istiyoruz.
Biz hata ettik, İslam’ı gereği gibi yaşayamayan Müslümanlar olduk; bu acı hadiselerin başımıza musallat olmasına sebep olduk.
Yapacağımız şey belli; dinimize sarılmak; tüm Müslüman kardeşlerimizle gönül bağlarımızı güçlendirmek; sen ben davasını bırakmak; Batının içimize attığı bizi birbirimize düşman eden zehirli fitne söylemlerini bırakmak; dünyanın neresinde olursa olsun Müslümanların menfaatine olan her şeyi desteklemek, aleyhimize olan her şeye engel olmaya çalışmak; kurtuluşumuzu bir ve beraber olmamızda, perişan ve zelil olmamızı da ayrılığımızın devam etmesinde bilmek; Batıya karşı tek yürek ve tek yumruk olarak hareket etmek…
Bunları yapmalıyız… Çünkü Rabbimiz bir, dinimiz bir, Kuran’ımız bir, Peygamberimiz bir, imanımız bir… Bu kadar birliğimiz varken ayrı düşmemeliyiz. Bizi ayırmaya yönelik, Müslümanları küçümseyen, dışlayan, aramıza mesafeler, düşmanlıklar üretmeyi amaçlayan hangi söz varsa lanetleyelim; kim varsa onunla aramıza mesafe koyup dinlemeyelim…
Bunlar olduğunda her şey değişecek, İslam’a layık Müslümanlar, Peygamberimiz Hz. Muhammed’e layık bir ümmet olacağız inşaallah…
…
Kasım sayımızın hayırlara vesile olmasını niyaz ediyor; emeği ve katkısı olan herkese teşekkür ediyoruz.
Gayret, çalışmak, sefer bizim; zafer Allah’ın…
— Editör
