TR EN

Dil Seçin

Ara

Faiz, Toplumsal Barış ve Refahı Nasıl Engelliyor?

Faiz, Toplumsal Barış ve Refahı Nasıl Engelliyor?

Faiz, tarih boyunca sadece İslam âleminde değil bütün dünyada farklı açılardan değerlendirilmiş olgulardan biridir. “Faiz ile ilgili olarak ortaya çıkan tezlerin oluşmasında kutsal kitaplar, din adamları ve filozoflar yanında, iktisadi doktrin kurucu ve yorumcularının da etkinliği tartışılamaz.”

Faiz, tarih boyunca sadece İslam âleminde değil bütün dünyada farklı açılardan değerlendirilmiş olgulardan biridir. “Faiz ile ilgili olarak ortaya çıkan tezlerin oluşmasında kutsal kitaplar, din adamları ve filozoflar yanında, iktisadi doktrin kurucu ve yorumcularının da etkinliği tartışılamaz.”(1)

Faiz kavramını ele alırken ekonomik yansımaları ile birlikte toplumların alışkanlıklarında oluşturduğu etkiyi de değerlendirmeye almak gerekmektedir. Kuşkusuz sosyo-ekonomik bir olgu olan faiz problemi ile ilgili değerlendirmeler devam edecektir. “Zira faiz ile ilgili olarak ‘Ekonominin bel kemiği ve olmazsa olmazı’ şeklinde yapılan değerlendirmeler yanında ‘Ekonomileri iflasa götüren sömürü aracı’ gibi ifadeler, iktisadi hayatın bilinen gerçeklerindendir.”(1)

“Faiz, Arapça’da fazlalık, çoğalma ve taşma manasına gelen (ضءﺎﻓ) kelimesinin Türkçe’de kullanılan şeklidir. Genelde, İslami kaynaklarda geçen ve artma ve çoğalma anlamına gelen ‘riba’ kelimesiyle eşdeğer kabul edilir.”(1)

“Faiz bilinen bütün medeniyetlerde yer almış bir olgudur. Mısır, Sümer, Babil, Asur, Eski Yunan, Roma gibi toplumlarda kurumsal örnekleri tarihi kaynaklarda görülmektedir. Ancak her dönemde faiz tartışmalı bir konu olarak gündeme gelmiştir. Nitekim M.Ö. yaşamış olan Aristo ve Eflatun da faize karşı olumsuz tavır takınmıştır. Onlara göre çirkin bir kazanç yolu olarak gördükleri faiz zenginlerle fakirleri karşı karşıya getirerek devletin selametini tehlikeye atmasına yol açabilecek bir sürecin tetikleyici unsurudur. Yine bütün bu dönemlerde faiz ya kerih görülmüş ya da vereceği zararlar dikkate alınarak sınırlandırılmıştır. Örneğin Eski Mısır’da faizin anaparayı geçmesi yasaklanmış, Eski Yunan’da da üst limit olarak %12 belirlenmiştir.”(2)

Daha önceki ümmetlere de yapılan ikazların başında faizin tahrip edici özelliği vurgulanmıştır. İnsanlığa gönderilen son kitap olan Kur’an’da, faiz ile ilgili olarak dört farklı surede olmak üzere sekiz âyet nazil olmuştur. Bunlardan beşi Bakara süresinde, Âl-i İmran, Nisa ve Rum surelerinde de birer âyet bulunmaktadır. Nüzul tarihleri farklı olan bu âyetler faizin yasaklanmasında tedrici bir yol izlendiğini göstermektedir. “Kur’an’ın benimsediği bu yöntem İslam’ın yaygınlık kazanmış sosyal hastalıklara uyguladığı metodun tabii bir sonucu olduğu anlaşılmaktadır.”(1)

Kur’an-ı Kerim’de faiz tedricen herhangi bir kayıt ve sınırlama, zaman ve zeminden söz etmeden bütün çeşitleriyle yasaklanmıştır. Ödünç işlemlerinde anapara/mal’ın misliyle iadesi emredilmiş ve bu zulmetmeme veya zulme maruz kalmama gerekçesine bağlanmıştır. Bunun ile birlikte alım-satım işlemlerine faiz muamelesi yapanlara ve faizi hayatında barındıranlara “Allah (cc) ve Resulü ile harp etmek” (Bakara, 275-279) olarak niteleyip, en yüksek derecede ağır tehditleri barındırmaktadır. 

Faiz günümüzde yaklaşık 200 yıldır hâkim olan ekonomi anlayışı olan kapitalizmin önemli uygulama araçlarından birisidir. “Kapitalist sistem içerisinde bankacılık vasıtasıyla tasarrufları yatırıma kanalize ettiği varsayımı ile kabul gören faiz, devletler bakımından da artık olağan bir gelir kabul edilen borçlanmanın bir maliyeti olarak bütçelere yansımaktadır. Kapitalist ekonomilerde sıklıkla ekonomik krizler yaşanmaktadır. Bunun önemli bir sebebi sistemin bel kemiği olan faizin ekonominin tam kapasite ile kullanımını önlemesidir. Hali hazırda devletlerin çeşitli şekillerdeki müdahalesi bunu sınırlandırsa da genellikle devletler birikmiş bir şekilde birkaç yılda yeni bir ekonomik krizle yüz yüze gelmektedir.”(2) Doğal olarak bu krizler dünyada ciddi etki oluşturmakta ve gelir dağılımı adaletsizliğinin artmasına sebebiyet vermektedir.

“48. Dünya Ekonomi Forumuna yansımış ‘Çalışmayı Ödüllendir, Zenginliği Değil / Reward Work, Not Wealth’ başlığı ile yer alan rapora göre Dünya servetinin %82’sinin en zengin %1’in eline geçtiği vurgulanmıştır. Faizli ekonomi uygulamalarının ortaya çıkardığı gelir dağılımında adaletsizlik, sömürü ve benzeri ağır ekonomik sonuçlar artık gizlenememektedir.”(3)

Bu derece toplumları sömüren faiz olgusunun oluşturduğu ekonomik ve sosyal olumsuzlukları ele aldığımızda:(4)

• “Faizin üretim faktörlerinden sermayenin fiyatı olduğundan, üretim çıktılarının maliyeti içinde yer alarak fiyatları yükseltmekte ve dolayısıyla enflasyonu tetiklediği sayısal olarak ispatlanmıştır.

• Faiz ekonomide insanların paralarını bankaya yatırarak daha kolay para kazanacakları fikrini oluşturarak harcamaların ve girişimlerin önünü kesmektedir.

• Toplam talep ve arzın hacmini sınırlamasının yanı sıra dengeyi de olumsuz etkilemektedir. Faiz oranı her zaman toplam talep ve toplam arz eğrilerini olumsuz etkileyerek eksik istihdamda dengeye gelmelerine sebep olur. Sonuç olarak istihdamı olumsuz etkilemektedir.

• Faizin diğer bir olumsuz etkisi üretim ve istihdamın hacmini azaltması sonucunda kıtlık yaratarak kronik ekonomik düşüşü tetiklemesidir.

• Faiz üretim maliyetlerinin düşmesi eğilimini ortadan kaldırmaktadır. Üretim maliyetlerinin düşmesi verimliliğin yükseltilmesine bağlıdır. Verimlilik artışı yeni üretim teknik ve teknolojilerin uygulanmasıyla mümkündür. Yeni teknolojiler içinse yeni yatırımlar yapılması gerekir. Faizler yatırımların esas maliyeti olduğundan, yeni yatırımlar vasıtasıyla üretim maliyetinin düşme eğilimine olumsuz etki yapar.

• Artan kredi kullanımı ve ödenemeyen faiz borçlarının baskısı sonucunda stres ve psikolojik gerginlik toplumun üretkenliğini ve ekonominin genel verimliliğini düşürmektedir.”

Tüm bunlar ile birlikte toplumu birçok açıdan felakete düşüren faiz olgusunun oluşturduğu tahribata baktığımızda, toplumsal barış ve refah için faizsiz ekonominin kaçınılmaz olduğunu görmekteyiz.

 

Kaynakça:

1. Deniz, A. (2006). İslam Hukukunda illet kavramı ve faizin illeti (Yüksek Lisans Tezi, Uludağ Üniversitesi).

2. Güngör, K. (2017). Faiz Ekonominin Vazgeçilmezi Midir?. Ayrıntı Dergisi5(52).

3. Akdemir, S. (2018). Faizin Yarattığı Toplumsal Sorunlara Yönelik Alternatif Arayışlar: Para Peşin Mal Vadeli Selem Sözleşmelerine Yenilikçi Bir Yaklaşım. Bitlis Eren Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi7(1), 78-109.

4. Aliyev, P., & Hopoğlu, S. İslâm Ekonomisi ve Tüketici Kredileri