TR EN

Dil Seçin

Ara

Nisan 2016

post-title

Nisan 2016, 472

Değerli Zafer okuyucularımız, vefakâr dostlarımız merhaba...

Önce rahmet ayının habercisi olan üç aylarımız ve Regaip gecemiz mübarek olsun. Hayırlara, bereketlere vesile olsun Nisan yağmurları gibi inşaallah.

Öğrenci kardeşlerimize de sınavlarında başarılar diliyor, dualar ediyoruz.

Milâdi 20 Nisan Hz. Peygamberimizin (asm) dünyayı teşrif günü. Biz de Nisan sayımızın kapağında Kuran’ın ifadesiyle “Son Nebi” hoş geldin yâ Rasulallah diyoruz. Ona binler salât ve selam ile...

Dünyamızın her zamandan daha fazla Ona (asm) ve getirdiği mesaja ihtiyacı var.

•••

İnsan sıradan bir varlık olmadığı gibi içinde yaşadığımız o ‘büyük âlem’ denilen kâinat da öyledir. Her şeyin bir amacı vardır burada. Her akıl sahibi, akıp giden şu âlemin içinde gelip gitmekten maksadın ne olduğunu ve olanın bitenin mahiyetini öğrenmek ister. Bu anlam arayışı hayatımızın biricik gayesidir.

Anlamsız hayat ve amaçsız bir kâinat, boş kalmak için açılmış okul, okunmamak üzere yazılmış bir kitap ya da kullanılmamak üzere yapılmış bir araç gibi olur!.. Bu ise manasızdır…

Her şeyin anlam taşıdığı bir kainatta, özellikle de küçük bir kâinat gibi olan şu insan, amaçsız ve başıboş olabilir mi!.. Bunun içindir ki, bu yüce hikmeti ders vermek için Rabbimiz Kitap ve Peygamber göndermiştir.

Bir mimar yapmış olduğu binayı niye yaptığına ve niye o şekilde kurduğuna dair bir kayıt düşüyorsa. Açıklayıcı kılavuz sunuyor ise, şu kâinatı ve şu hayatı binbir hikmetle süsleyen Rabbimiz de, bu inceliğin farkına varacak insan için açıklayıcı bir kılavuz ve onu ders veren bir öğretmen, bir Son Nebi gönderecektir.

Yani Âlemler Rabbinin, bir öğretici, bir yol gösterici ve bir rehber ile o yüksek maksatları bize açıklayıp ders vermesi, güneşin ışık vermesi gibidir. Işık vermeyen güneş olmayacağı gibi, ulûhiyet de vahiysiz ve risaletsiz olmaz. Evet, Son Nebi’den dersimizi alıyoruz. Bunun için de Rabbimize sonsuz hamd ediyoruz.

•••

Şu dünyada ebedî kalmıyoruz, yolcuyuz, buradan sadece geçiyoruz.

Hayat denilen öyle bir emanet var ki elimizde, ne yaparsak o gelecek bizimle.

Öyleyse her gün, bir gün daha eksilen ömür sermayemizi kârlı bir ticarette kullanmalıyız.

İşte Zafer Dergimiz ilk sayısından bu güne kadar, insana, insan ve yolcu olduğunu hatırlatma görevini Kur’an derslerinin metoduyla incelikli bir şekilde yapmaya çalışıyor.

Şimdi yeniden bahar müjdesi içinde diyor ki:

Ey sevgili dostlar, ey vefalı okuyucular; fethedilecek çok kalbler var ve ulaşılacak nice gençler var... Haydi el birliğiyle vatan evlatlarının hem dünyasına, hem de ebedî hayatlarına faydalı olacak bir iş için kolları sıvayalım. Derde deva, sadra şifa yazılarla dopdolu olan Zafer Dergimizi muhtaç ellere ve gönüllere ulaştıralım. Tebliğ görevimizi de böylece ifa edelim inşaallah.

Zafer Dergimiz siz dostlarından bu yıl en az iki hediye bekliyor. Bir kendinizi, bir de sevdiğinizi abone yapmanızı.

•••

Yurt Dışındaki okuyucularımıza özellikle de Avrupa’daki abonelerimize sesleniyoruz.

Bu dua ve davetimize sizler de kulak veriniz; sesimiz daha gür ve zaferimiz daha güzel olsun.

Sizden müjdeli haberler ve yeni aboneler bekliyor olacağız.

Bizden hareket Mevla’dan bereket. Allah’a emanet olunuz.

•••

Not:

MoralFM de her Cumartesi gecesi 22:30’da başlayan ve pazar sabahları 09:00’da tekrarı yayınlanan Selim Gündüzalp’in “Zafer Sohbetleri” programını kaçırmayınız. Mutlaka takip etmenizi öneriyoruz.

Dergideki Yazılar