TR EN

Dil Seçin

Ara

Huzura Ermenin En Kısa Yolu

Huzura Ermenin En Kısa Yolu

“Mutlu insan, mutlu olup olmadığını düşünecek vakti olmayan insandır.” denilmiştir.

Soru: Stresten uzak kalmak ve ruh sağlığımızı korumak için ne yapmalıyız?

 

Cevap: Bu kadar özet bir soruya, çok özet bir cevap lazım. En kısa ve vurucu cevabı da İnşirah Suresinde bulabiliriz bence. 7. ve 8. ayetleri okuyalım:

7: “Boş kalınca hemen bir işe sarıl.”

8: “Ve sadece Rabbine yönel.”

İlk emir şuna işarettir ki: İnsan hareket ve mücadele için yaratılmış, gerilim içeren bir varlıktır ve ancak ciddi bir işle meşgul olduğunda gerilimini boşaltır, yaratılışının gereğini yerine getirip rahatlayabilir.

Nitekim “Mutlu insan, mutlu olup olmadığını düşünecek vakti olmayan insandır.” denilmiştir. Zira ne kadar sağlıklı ve mutlu olsanız da, durup kendinizle uğraşmaya başladığınız an, mutlaka bazı sorunlar, eksikler görür veya üretirsiniz. Gereksiz evham ve düşüncelerde boğulmaya başlarsınız. Oysa hedefi uğruna sürekli bir koşturmaca içinde olan kişinin, ufak şeylerle uğraşacak vakti olmaz.

Örneğin çarşıda amaçsızca, boş boş dolaşıyorsanız, “Bu adam omuzuma niye çarptı? Karşıdaki bana neden baktı?” vs. demeniz mümkündür. Ama bir yere yetişmek için hızla yürüyorsanız, bunların hiçbiri dikkatinizi çekmez.

Klinik pratikte şunu gördüm ki, insanlar zorlu dönemlerde hastalanmıyorlar. Tersine, zorluklar bitip rahata erdiklerinde bunalıma giriyorlar en çok. Ve en fazla psikiyatrik rahatsızlık, boş oturan emeklilerde görülüyor. Zaten o yüzden hastalarıma tabir yerindeyse ‘mezarda emeklilik’ öneriyorum. (Tabii emekliliğinde yoğun uğraşları olanlar hariç.)

İkinci cümle olan “Ve sadece Rabbine yönel.” ise şuna işaret olsa gerektir ki: Dünyanın bunca karışık koşturmacaları, insanın kalbini, zihnini dağıtır. Her şeyden etkilenen ve her şeyi isteyen insan, neye el atacağını bilemez, neyi önceleyeceğini kestiremez, bir kaos içinde kalır. Üstelik yöneldiği ve bağlandığı her şey geçicidir ve eninde sonunda elinden çıkmaktadır. Kaybedeceğini bile bile sevmek veya elinden çıkacağını bile bile sahiplenmek, onulmaz bir yaradır.

İşte böyle bir insana huzur verecek olan, her şeyin dizgini elinde, her şeyin anahtarı yanında, her yerde hazır ve nâzır olan sonsuz bir varlığa yönelip, tevhiddeki huzuru bulmaktır. Sadece onun rızasını düşünmek, başkalarından beklentilerini sıfırlamaktır. Her yaptığını sadece onun rızası için yapmak, şunu-bunu değil, sadece yaratıcısını memnun etmeyi hedeflemektir.

Zaten tek yaratıcı odur. Görünürde başkalarının eliyle gelen her şey aslında ondan gelir. Ondan başka istenmeye değecek de yoktur. Ondan başka bize sonsuza dek eşlik edecek kimse yoktur zaten. Öyleyse ona teslim olmak, tüm kalbiyle ona yönelmek, sadece ona kul olmak lazımdır.

Ve her şeyi yaratan, istediği her şeyi “Ol.” deyince olduran birine kul olmak, onun emrinde yaşamak ise öyle bir mutluluktur ki, anlatılmaz, ancak yaşanır.