Kasım 2009

Değerli okuyucularımız,

Zafer’in her sayısı, bir güzel gün doğumu gibi, bir çocuğun dünyaya gelişi gibi, içimizde tarifsiz sevinçler uyandırıyor. Sizlerle söyleşmek ve paylaşmak istediğimiz duygular, düşünceler var.

Klasik Zafer tadında ve tarzında bir sayı oldu Kasım sayımız. Bu bakımdan Zafer için bir dönüm noktasıdır. Geçmişle geleceği beraber kucaklayan, geleneği yeninin içinde barındıran sayı oldu bu.

Başyazımız; Tolstoy’un “Bilinmeyen mektupları.” Arif Arslan hocamıza katkılarından dolayı teşekkür borçluyuz.

Efendim, güzel bir mevsimin içinden geçiyoruz. Dilde dua, gözde ibret, kalpte şükür duygusu olduktan sonra, ne güzel değil ki... Ahmet Muhip Dranas; “Geldim işte mevsim gibi kapına / Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ” diyor.

Allah’ım, bu kalp ancak Seninle huzur bulur. Senden uzak nice kulların var; onları da yolunda sevk eyle, hata ve günahlarımızı affeyle. Küçük büyük, az çok, her nimet, her güzellik, her iyilik Senden. Bu dil, bu gönül Seni anmasın, Sana şükretmesin olur mu hiç? Bu kalp Seni unutur mu? Verdiğin ve hiç esirgemediğin sayısız, sonsuz her nimet için, binler şükür, binler hamd-ü senalar olsun...

Rabbim! Her mevsimin ayrı güzel, ilkbaharın başka güzel... Şimdi sonbaharındayız, mevsimin, apayrı bir güzellik denizinin içindeyiz. Akıyor her yanımız yaprak yaprak. Ne çok soğuk, ne de çok sıcak. Her şeyi öylesine ince bir denge içinde yaratmışsın ki, şükredip hayran kalmamak mümkün değil. Bu güzelliği siz de iki dost ve usta kalemin, İsmail Kocaçalışkan ve Tarık Uslu’nun yazılarıyla bu sayıda okuyacaksınız inşaallah.

Hz. Mevlânâ; “Yeni bir şey öğrenmeden geçirdiğim günde benim için güneşin doğmasında bir hayır yoktur.” der. Günler gibi, haftalar, aylar da su gibi akıp gidiyor. Nice yüzler görüp geçiyoruz, yüzlerdeki güzelliği unutuyoruz. Sefa Saygılı durduruyor bizi, yüzlerdeki güzelliği okutuyor bu sayıda.

Volkan Tuzcu, “Vücudumuzdaki Orkestra” ile tamamlıyor. Bedenimizdeki muhteşem faaliyetleri nazara veriyor.

Mübarek bir mevsimin içindeyiz. Hac yolculuğuna uğurladığımız nice kardeşlerimiz var. Yolları açık olsun. Rabbim kolaylaştırsın, hacları mebrur olsun inşaallah. Malcolm X’in hac sırasında yaşadığı dönüşümü ve değişimi yine bu sayımızda okuyabilirsiniz.

Kur’an’ımıza hayranlığımızı artıracak bir hidayet öyküsü var. Abdülkadir Kardeş hocamızın kaleminden, Hollandalı Janse’nin Hâşim’e dönüşünün öyküsü bu. Mâide Suresi’nin ayetleri kendisine nasıl yol göstermiş, hayretle ve ibretle okuyacaksınız. Bir kitabın tek başına tüm insanlara asırlarca nasıl bir hidayet rehberi olduğunu göreceksiniz. İşte Kur’an böyle kutlu bir kitap. Allah’ın bize ebedî bir armağanı. Yaşayan bir mucize... Ne kadar şükretsek azdır Rabbimize.

Sevgili dostlar, siz her şeye ve her şeyin en güzeline lâyıksınız. Zafer’deki arkadaşlar ekip ruhu ile her ay bu güzelliği sunmanın ve yansıtmanın heyecanını yaşıyorlar. Zafer’imizi sadece bir dergi olarak görmediğinizi, birbirimizi bir aile olarak tamamladığımızı hissediyor, biliyoruz. Candan, gönülden kutluyoruz Kurban Bayramınızı.

Bayram burada sanılır ama, bayram ordadır, ötelerdedir. Ebedî bir bayramda Hz. Peygamber’in (sav) havz-ı ekberinde, beraber olmayı dua ve temenni ediyoruz.

Sevgili İbrahim Canan hocamız, Zafer’de çok emeği, duası olan, özel bir insandı bizim için. Şahidiz, Asr-ı Saadet’i yaşayan ve yaşatan biriydi. Kendisini çok özleyeceğiz. Mekânı cennet olsun inşaallah. Kasım sayımızda onu kendi kaleminden güzel bir yazıyla anıyoruz; Hz. Zeyneb’in atölyesi.

Söylemek istediğimiz çok şey var ama yerimiz bu kadar. Son olarak Psikiyatri Uzmanı Aydın Demirkol’la yapılan sigara ile ilgili röportaja dikkatinizi çekmek istiyoruz. Çok önemli bir araştırma ve uygulamayı ilk defa Zafer okuyucularıyla paylaşıyor. İlk defa uygulanan ve güzel sonuçlar alınan, çok enteresan bir metottan bahsediyor…

Bu sayıdaki yazıları için her yazarımıza, ayrı ayrı şükranlarımızı sunuyoruz. Allah razı olsun, kalemlerine güç ve kuvvet versin.

Selâmla, duayla... Duasız kalmayalım ve birbirimizi duadan unutmayalım...

— Selim Gündüzalp